4. BÖLÜM

303 174 21
                                    


Herkese merhaba!

Nasılsınız?

Ben çok iyim ve bomba gibi bir bölümle karşınızdayım.

Umarım beğenirsiniz, oy ve yorumlarınızı bekliyorum.
❤️

*****
"106" derin bir nefes. "107, 108, 109, 110..." Diye diye 150'ye Ulaştım ve barfiks çekmeyi bıraktım. Spor bitmişti. Kulağımdaki kulaklığı da çıkardım ve soyunma odasına doğru ilerledim.

Spor salonundaydım, haftada en az üç kere buraya gelirdim. Sonuçta dinç kalmak önemliydi. Soyunma odasında üstümü değiştirip çıkıştan geçtim ve motoruma doğru ilerledim.

Isınma hareketleri, Küçük kas grubu çalıştırma, büyük kas gurubu falan derken bir saat geçmişti. Kaskı kafama geçirip kontağı açtım ve gaza bastığım gibi yola çıktım.

10-15 dakika sonra evdeydim. Odama çıkıp kısa bir duş almış, Üzerime Eşofman ve bol bir tişört geçirip mutfağa gitmiştim. Münire abla Akşam yemeği bir saat sonra hazır olur dediği için ve yukarıya çıkmaya üşendiğim için kütüphaneme gitme kararı almıştım.

Kütüphanem, her duvarında raflar olan, o raflara dizili onlarca kitap ve Camın hemen önünde bir koltuk olan küçük ama sevimli bir odaydı.

Şu an okuduğum kitap Charles Dickens'in Büyük Umutlar kitabıydı. Küçükken de kitap okumayı çok severdim. Kibritçi kız kitabını çok okurdum. Aynı zamanda severdim de ama zaten fazla kitap alma şansım olmadığı için o kitabı neredeyse otuz kere falan okumuştum.

Tam o anda aklımda bir anı belirdi.

Odamdaydım, yere oturmuş eski bir et bebekle oynuyordum. Babam odama girmiş ve yanıma oturmuştu. Ben babama bebeğim ile ilgili bilgileri aktarırken, o, ben sanki çok önemli bir şey anlatıyormuşum gibi dinliyordu. Anlattığım şey bitince babam cebinden bir şey çıkardı. Dört-beş kağıdı ortadan ikiye katlayarak kitap şekli vermiş olduğu bir kağıdı.

"Bu ne baba?" Dedim merakla kağıdı elime alırken. Babam "kitap." Dedi. "Sana kitap yazdım, prenses ve bir babanın hikayesi . Çok güzel oldu oku bence." Deyip göz kırptı.

Tabii ben o zaman bu süprize çok sevinmiştim, elimde sanki hazine tutuyormuş gibi özenle yere koyup babama kocaman sarılmıştım. Babamda neşeli bir kahkaha ile bana sarılmıştı.

Ben o gece uyumamış, mumun sönmesine az kalmasına rağmen okumuştum. Bir canavar prensesi kaçırmıştı, babasıda o prensesi kurtarmıştı. Belki çok sıradandı ama benim di, babam bana yazmıştı. İkimizi düşünüp yazmıştı. İşten geldiğinde dinlenmesi gerekirken bana bunu yazmıştı.

O kitabı ömür boyu saklayacağıma söz vermiştim ama saklayamamıştım. Polisler bizi almaya geldiğinde dolabımın bir köşesinde kalmıştı. Ben bunu fark ettiğimde ise çok geçti. Yetimhanede ki ikinci ayımdı.

Ama ben babama verdiğim sözü tutmak adına yetimhaneden kaçıp evimizi bulmaya çalışmıştım. Sonrasın da ise kaybolmuştum. Beni bir kaldırım kenarında etrafa korkak bakışlar atarken bulan bir kadın polisi aramış ve beni tekrar yetimhaneye götürmüşlerdi.

Sözümü tutamamıştım, sözünü tutamamıştı. Kitabı saklayamamıştım, beni gelip almamıştı.

Dikkatimi tekrardan kitaba vermeye çalıştım. Verdiğimde ise anılar yine mezarlığa gömülmüştü. Okuduğum kitap Çok güzel bir eserdi. Akıcı bir dili ve güzel bir konusu vardı, bu yüzden severek okuyordum. Bir saat kadar kitap okuduktan sonra kitabı yerine koyup odadan çıktım.

MAHŞER Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin