Bölüm 4 Dostluk

59 20 56
                                    

Hepimizin ağzı bir karış açık kalmıştı. Yani bu kadın Mert'in annesi miydi?  Aslında o kadar şaşırtıcı değil. Dikkatli bakınca birbirlerine gerçekten benzedikleri fark ediliyor. 

"Biliyorum bunlar sizin için çok şaşırtıcı ancak zamanla her şeyi anlayacaksınız. Şimdi bilmeniz gereken en önemli şeyse dördünüzün de birbirleriyle bağlı güçlerinizin olması. Her biriniz dört elementten birini kontrol edebilme yeteneğine sahipsiniz. Kızlar sizin hasta olmanızın sebebi ise dün geceki dövüşte ilk defa güçlerinizi kullanmanız. Merak etmeyin zamanla eski halinize döneceksiniz." Birbirimize bakakaldık. 

"Dört element mi? Hangi dört element?"

"9. sınıfta Kimya dersinde Aristo'nun dört element tanımını öğrendiniz değil mi?" hepimiz başımızı salladık. Bu iş nereye gidiyordu böyle?

"Bu tanım daha sonraları geçerliliğini yitirdi ancak belli bir yere kadar doğruydu. Maddeler değil belki ama insanların ruhlarının temeli dört elementten oluşuyor yani ateş, su, hava ve topraktan. İnsanlar bunun farkında olmasa da kişiliklerimiz dört elementten birinin etrafında şekilleniyor. Ama insanlar evrimleştikçe bunlar daha da gelişti ve bizim gibi bazı insanlar dört elementi kontrol etme yetisi kazandı ve sayımız gittikçe arttı. Sonunda o kadar çoğaldık ki sayımız binleri geçti. Artık kontrole sahip olanlar bir örgüt kurdu ve bizim gibiler tek bir çatı altında toplanıp birlik oldular ve kendilerine element koruyucuları ismini taktılar. Zaman geçtikçe sayımız arttı. Sonunda sizler gibi gücünden haberi olmayan gençleri bulmanın yolunu bulduk ve onlara eğitim vermeye başladık. " Nasıl yani bizim güçlerimiz mi vardı? Ve güçleri olanların kurduğu bir örgüt?  İşler iyice garipleşmeye başladı.

"Hala fark etmediyseniz söyleyeyim Derin senin suya, Alev seninse ateşe hükmetme yeteneğin var. Tahminlerime göre de Meltem sen havaya, Yaprak sen de toprağa hükmedebilme yeteneğin var. Neyse ben anneleriniz daha fazla endişelenmesin diye bir ilaç yazayım. Siz ikiniz yine de dinlenin ve birbirinizden ayrılmayın çünkü birinizin vücut ısısı gittikçe daha çok artacak birinizinki ise daha çok düşecek. Eğer yan yana olursanız birbirinizi dengeleyebilirsiniz. Bunları zamanla öğreneceksiniz ancak ben yine de söyleyeyim. Zıt elementler birbirlerini dengelerler. O yüzden biriniz olmazsa diğeri daha çok güçlerinin kontrolünü yitirir."

***

Sonunda Alya Hanım annelerimizi içeri aldı ve bir ilaç reçetesi verdi son olarak da bizi birbirimizden ayırmamalarını söyledi. Meltem ve Yaprak da yanımızdan ayrılmayı kesinlikle reddettiler. En sonunda annelerimiz kabul ettiler ve konuşmak için aşağıya indiler. 

"Kızlar neler olduğunun farkında mısınız? Bizim güçlerimiz varmış. Harika bir şey bu!"

"Umarım öyledir."

"Neden öyle dedin?"

"Şu ikisinin halini görmüyor musun? Sadece bir kere 'Güçlerini' kullandılar ancak hallerine bak." Meltem ikimize de baktı ve yüzü asıldı. Birbirimize sokulmuştuk ancak Derin titriyor ve ben de terliyordum. Biraz daha konuştuk, hiç birimiz ne yapacağımızı bilmiyorduk. Bize yardım edecek tek kişi Mert ve annesiydi ancak Meltem onlara güvenmememiz konusunda inat ediyordu.

"Hadi ama kızlar gelmiş bize güçlerimizin olduğu söyleyen aptal bir çocuğa inanamayız hem Alev'e yaptıkları ne olacak. Siz kaç kere Alev'in ağladığını gördünüz? Sırf o çocuk yüzünden az daha delirmiyor muydu bu kız?"

"Aslında daha çok rüyalar yüzündendi." dedim ama Meltem'in bakışını görünce sustum.

"Hakkını yememek lazım ama o çocuk bizi korumak için o adamlarla dövüşmedi mi?"

Doğanın Dört GücüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin