Saatlerdir masanın başında olmama rağmen hiçbir şey anlayamamanın verdiği sinirle kapattım tarih kitabımı.Ardından ne zamandır masanın başında olduğuma bakmak için kronometre'yi kontrol ettim.4 saat.Tamı tamına 4 saattir bu lanet masanın başında Tarih çalışıyordum.Pardon,çalışmaya çalışıyordum.
Normalde sevdiğim derslere büyük bir dikkatle ve sevgiyle çalışan, çalışırken ise zevk alan bir öğrenciydim.Bana göre çalıştığım sürece başaramayacağım, halledemeyecegim hiçbir ders yoktu.Bir ders hariç;Tarih dersi.
Dediğim gibi ben severek yaptığım şeyde başarılı olurdum ve Tarih dersini zerre sevmezdim.İnanın Matematik,Kimya,Biyoloji hatta çoğu insan sevmese bile Fizik bile benim için hiç sorun değildi.Sayılarla uğraşmak içimde büyük bir zevk uyandırıyor, daha da çalışma isteği uyandırıyordu.
Size söylediğim gibi sayısal derslerde iyi olmama rağmen istediğim meslek eşit ağırlık bölümünde olduğu için bu bölümdeydim.O zaman bu seçimi yaparken hayalimdeki meslek için savaşabileceğim'i düşünmüştüm fakat sanırım birazcık, ucundan yanılmıştım.
İşte o yanılmama sebep olan ufacık neden Tarih dersiydi.Öğretmenimden mi yoksa sevmememden mi kaynaklanıyor inanın bilmiyordum fakat oldum olası bu dersi hiç sevememiştim.Sevmeyi denemiştim.Fakat bir türlü becerememiştim.
"Demek ki bazen zorlamamak gerekiyor,olmayınca da olmuyor be gülüm" deyip pes etmek istesem de o kadar duyguya rağmen hâlâ içimde bir umut vardı.Bana bu konuda yardımcı olacak YouTube kanalı olsun,kitap olsun,ansiklopedi olsun,insan olsun hiç fark etmez bu sorunu çözecek ve Üniversite sınavını tam puanla kazanacaktım.Yani bu şekilde olsun istiyordum.Umuyordum.
Bol bol düşünerek geçen zamanın ardından, saatinde geç olduğunu gördükten sonra ayaklandım.Stresten masaya o kadar çok baskı uygulamış olmalıydım ki kollarımda masanın izleri bile çıkmıştı.Yorgunluktan gözlerim kendiliğinden kapanıyor, vücudum artık uyumam adına bana alarm veriyordu.
Aşırı derecede yorgun olduğum için masam'ı toplamadım.Sadece banyoya yöneldim.Duş almadan uyuyamama gibi bir alışkanlığım olduğu için ne kadar yorgun olursam olayım o duşu almalıydım.
Kısa süren duşun ardından üstüme en rahat pijamalarım'ı geçirdim ve saçımı üstünden hafifçe kurutup kendimi uykunun kollarına bıraktım.
•
Sabah tam zamanında uyanmıştım.Üniformamı giyip, kahvaltımı yapıp her öğrencinin yaptığı gibi,yani en azından benim yaptığım gibi doğruca okula gelmiştim.Okula gelirken kurallar gereği makyaj yapamayacağım için ise gözümün altındaki mor torbalar açık açık kendini belli ediyordu.Fakat yapabileceğim bir şey yoktu.Makyaj yapıp'ta o çatlak müdür yardımcısıyla hiç yüz göz olmak istemiyordum.
Şuan ise öğle arasındaydık.Jennie ve Lisa ile beraber kantinde oturmuş, bugün bize yemek ısmarlayacağını söyleyen Chaeyoung'u beklemekle meşguldük.Dün çok geç yattığım için hâlâ aşırı derecede uykum vardı.Tanrı'ya şükür ki bugün Tarih dersimiz olmadığı için uykuya yenik düşmemiş, dersin hiçbir dakikasını kaçırmamıştım.
Chaeyoung'un gelmesini beklerken kızlara baktım.Kendi aralarında sohbet ediyorlardı.Zaten uykum olduğunu göz kapaklarımdan ben söylemesem bile eminim anlamışlardı.Bu yüzden uyuyacağımı belirtme gereği duymadan rahat bir pozisyon alıp kısa sürede olsa kestirmek adına kafamı masaya koydum.
•
Artan konuşma seslerinin ardından kafamı sıradan kaldırdım.Chaeyoung yemekleri alarak gelmiş olmalıydı.Kısa sürede olsa kestirmek gerçekten iyi gelmişti.
"Ya Jisoo uyandın mı?" dedi Jennie bir yandan yemeğini yerken.Chaeyoung,Jennie'nin sorduğu sorudan akan mantıklılığın ardından başını sağa sola salladı."Yok Jennie,hâlâ uyuyor görmüyor musun?"Yemeğini yemeye odaklanan Jennie hiçbir cevap vermeden yemeye devam etti.Ben de masanın üstünden benim için alınan tostu kemirmeye başladım.
Hepimiz güzelce karnımızı doyurduktan sonra kızlara tekrardan Tarih dersi hakkında dert yanıp, tekrar ve tekrardan yardım istedikten sonra onlar uzun bir düşünme aşamasına girdiler.Onlar bana yardım edemezdi çünkü Jennie ve Lisa sayısal,Chaeyoung ise dil bölümündeydi.
Chaeyoung'un da tarih dersi olmasına rağmen bizimkiyle uzaktan yakından alakası yoktu.Onlar sadece temel olarak konu işledikleri için maalesef o da bana yardımcı olamıyordu.
Ben onlar düşünürken yüz ifadelerini izliyorken, Lalisa aklına bir şey gelmişçesine parlak bir gülümseme sundu."Lan sanırım sana yardımcı olabilecek birini tanıyorum."Sandalyem'i düzelttim."Eee kimmiş?Söylesene çabuk."dedim merakla.
"Benim sözel bölümünde Sana diye bir arkadaşım var.Bana geçen gün bahsetmişti.Onların sınıfında bir çocuk varmış.Tarih dersi çok iyiymiş.Her deneme de Tarihi hep full çekiyormuş"Sonunda bana yardımcı olacak kişiyi bulmanın verdiği mutlulukla genişçe gülümsedim.Şuan gözlerimin ışık saçtığına yemin edebilirdim."Ve ayrıca bana çocuğun fotoğrafını da gösterdi.Çocuk taş var ya ufff"diyerek imalı imalı gülümsedi bana Lisa.Aynı şekilde diğer kızlar da bana o şekil bakıyordu."Abi bana Tarih konusunda yardım etsin de tipi gram umrumda değil.Sanki kendimize sevgili seçiyoruz"dedim.
Jennie bir şey söyleyecek gibi oldu ki ders zilinin çalmasıyla söyleyeceği şey yarım kaldı.O sonra söyleyeceğini söyleyip Chaeyoung ile beraber sınıfına dönerken ben de Lisa'ya eve gidince arkadaşından çocuğun numarasını alıp bana atmasını söyledikten sonra kendi sınıfım'a yöneldim.Sonunda büyük sorunumun çözüleceğinin verdiği mutlulukla içime resmen su serpilmişti.Ve ben hayallerime bir adım daha yaklaşmıştım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
