0.9

178 20 184
                                    

Amelia

İçtiğim gecelerin ertesi gününden nefret ediyordum, özellikle hafta içiyse ve iş varsa. Bugün olduğu gibi, sabah alarmım çaldığında kendimi yatağın içine gömmek istemiştim, başım ağrıyordu ve gözlerimi açmayı bırak göz kapaklarımın ardında bile hareket ettirmek istemiyordum.

Yine de mecburdum. Yatakta doğrulup gözlerimi ovuşturduktan sonra çalan alarmı kapatmak için yataktan kalktım ve masama ilerledim. Çantamın içinden telefonumu çıkartıp alarmı kapattıktan sonra bakışlarım komodine takıldı. İçi su dolu bardağı aldım ve içmeden önce not kağıdına baktım.

Yemen için bir şeyler hazırladım, aç karına ilaç içme. İşe de birkaç saat geç gelebilirsin, önce biraz kendine gel.

-Harry.

Sanki kim olduğunu anlamayacakmışım gibi bir de altına adını yazmasına güldüm. Suyu içip bardağı ve not kağıdını bıraktım ve odamdan çıkıp mutfağa ilerledim. Dolabı açtığımda üstü dolapta olan meyveler ve tezgahtaki kuruyemişlerle güzelce süslenmiş bir kase yoğurt buldum. İçine muhtemelen yulaf da katmıştı çünkü tezgahtaki yulaf kavanozunun kapağı hafif aralık duruyordu.

Hemen kaseyi alıp kenardaki küçük masama geçtim ve uzanıp çekmeceden bir kaşık kapıp yemeye başladım. Bunun için teşekkür etmeliydim çünkü cidden hiç bir şeyler hazırlayacak halim yoktu. Muhtemelen dışarıdan yerdim.

Kaseyi makineye yerleştirip ilaç içtikten sonra banyoya ilerledim. Dişlerimi fırçalayıp hızlı bir duş aldım sıcak suyla. Duştan çıkınca odama geçip dolabın karşısında durdum. Üzerinde çiçek desenleri olan krem rengi, ince askılı, yırtmaçlı uzun bir elbiseyi alıp yatağın üzerine attım.

İç çamaşırlarımı giyip elbisemi giydikten sonra saçımı kurutup öyle bir taradım. Hafif renkli güneş kremimi sürdükten sonra maskara, allık ve göz kapaklarıma da biraz simli far sürdüm. Açık renk pembe rujumu da sürdükten sonra bez çantamı hiç kurcalamadan omzuma taktım ve elbiseme uysun diye bileksiz krem Converse'lerimi giyip evden çıktım.

Merdivenlerden inerken alt katta oturan Dave ile karşılaştım. Dokuz yaşında sevimli bir çocuktu. "Günaydın Amelia!" diye şakıdı beni görünce. Ben de ona karşılık verdim. "Hazır mısın?" dediğinde tam olarak açılmadığım için başta anlamadım fakat sonra merdivenlerden inerken sürekli yarıştığımızı hatırladım.

"Her zaman." Gülümseyerek konuştuğumda Dave üçe kadar saydı ve merdivenlerde koşmaya başladık. Son üç basamak kala direkt zemine atlayınca Dave sızlandı.

"Amelia! Hile yapıyorsun!"

Elimi göğsüme koyup "Hiç de bile!" dedim inanamıyormuş gibi. "Sen de atlayabilirsin, hiç böyle bir kural koymadık."

"Evet ama benim bacaklarım seninkilerden kısa. Bu hiç etik değil." Somurtarak binadan çıktığında onu takip ettim.

"Beni korkutuyorsun Dave, etik kelimesini bilmen bile korkunç."

"Öğrenmenin yaşı yoktur." Omuz silkip onu bekleyen annesinin yanına ilerledi. Ayaküstü birkaç dakika sohbet ettik. Ardından durağa ilerleyip otobüse bindim.

Aklıma gelen fikirle çantamdan telefonumu çıkarttım ve Ethan'a mesaj attım.

-Abin tam bir sağlıklı beslenme hastası, ama hayır diyemediği bir şey mutlaka vardır. Bana yardım et, dün gece için teşekkür etmek istiyorum.

Flowers in the Window | H.SHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin