(Jisung'un anlatımı)
- bu sabah -
Minju'yla kaldığımız odanın penceresinden sızan güneş ışınlarının gözümde uyandırdığı acıyla birlikte gözlerimi açtım. Yatağımız hemen pencerenin karşısında olduğu için her sabah bu acıyı çekiyordum evet. Şahsen sevgilim tarafından öpülerek uyandırılmayı tercih ederim.
Bazı şeyleri düşünmek için yeterli zamanım olmuştu. Son olarak verdiğim karar, tamamiyle ilişkime odaklanmak ve Minho'yla yaşadıklarımız sanki hiç gerçekleşmemiş gibi yapmaktı. Minju'ya gerçekten herkesten çok değer veriyordum. Yapacağım en ufak yanlış hayatımın en güzel üç yılını çöpe atmak olurdu ve ben bunu yapmayacağıma dair kendime söz vermiştim.
Minho'yu incittim evet ama biraz daha bu saçmalığa devam edersek Minho kadar sevgilim de incinecekti. Bu ise istediğim son şey bile olmazdı.
Yatağımdan kalkıp üstüme beyaz bir tişört geçirdim. Burada hava o kadar sıcaktı ki üstümde herhangi bir şeyle uyumak çok zor geliyordu. Merdivenlerden inip mutfağa ulaştım. Minju ve arkadaşlarım hep benden erken uyandığı için burada olduklarını düşünsem de hiçbiri ortalıkta yoktu. Bir anda yükselen bağırış sesleriyle kaşlarımı çattım, sesler Seungmin'in odasından geliyordu. Adımlarımı oraya yönlendirdim ve minik bir aralık olan kapıdan odaya göz gezdirdim. gördüğüm tek şey odada sinirli bir şekilde turlayan ve saçlarını çekiştiren Seungmin'di. Tam odaya girip ne olduğunu soracakken Minju'nun da göz hizzama girmesiyle durdum. Konuştukları neyse benden gizledikleri açıktı, eğer bilmemem gereken bir şey olmasaydı Minju Seungmin'e sakin olmasını yoksa benim duyabileceğimi söylemezdi.
"Bana bak Seungmin, planım tıkırında ilerliyor ve başarıya ulaşmak üzere olduğumu seziyorum. Eğer herhangi birine, özellikle de Jisung'a ötersen mahvederim seni."
"Minju, sen kafayı mı yedin! Tanrım, delireceğim! Bana en yakın arkadaşımı üç yıldır oyuncak ettiğini ve onu sevmediğini söylüyorsun. Asıl olay ise bunca yıl Minho'ya takıntılı olup manyak gibi onu dikizlemen! Aklımı yitireceğim gerçekten."
"Seung, Minho'yla yılların ardından ilk defa bu kadar yakınız. Onu elde etmeme çok az kaldı ve bu yolda önüme çıkan bütün engelleri kaldırmanın bir yolunu bulurum emin ol. Eğer incinmek istemiyorsan ağzını açmazsın."
"Seni Jisung'la tanıştırdığım güne lanet olsun. Sana yemin ederim ki kaltağın teki olduğunu bilseydim bir kere bile konuşmanıza izin vermezdim!"
Duyduklarımın şokuyla gözlerimin dolmasına engel olamadım. Babamdan dayak yediğimde bile gözüm dolmamıştı benim. Ama şimdi ağlamamak için kendimi sıkıyordum.
Odanın kapısını sertçe açıp içeri daldım. Seungmin ve Minju korku dolu gözleriyle bana bakarken benim gözlerim sadece Minju'daydı. Yıllardır deli gibi aşık olduğum kadına şimdi çok daha farklı bakıyordum ve yemin ederim ki bu aşk değildi, çok fazla duygu taşıyordu gözlerim ama aşk bu duyguların arasında yoktu. İlk defa.
"Bana neler olduğunu anlatmak için iki dakikan var Minju."
Minju yutkundu ve gözlerini benden kaçırdı. O, yerdeki halıyı izlerken çenesini tutup kafasını kaldırdım ve bana bakmasını sağladım. Gözlerini kapadı, titreyen göz kapakları bana benden korktuğunu düşündürdü ve berbat hissettim. Oysa hayatımda bir kere sesimi bile yükseltmemiştim ona karşı.
"Ne kadarını duydun?"
"Beni yıllardır kullandığını ve aslında istediğinin ben değil Minho olduğunu öğrenecek kadarını." Sesimin titrek çıkmasına lanet ettim. Herkese karşı kaba veya katı olabilirdim ama Minju benim yanında kendim olabildiğim tek kişiydi. Bundan sonrası için kesin bir şey söyleyemeyeceğim gerçi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
love the summertime // minsung
Romanceminho; yazın üç arkadaşıyla gittiği tatilde, denizde köpeğiyle birlikte kahkahalarla oynayan yakışıklı çocuktan çok etkilenir. BottomMin - TopSung -chanmin,hyunin,changlix-