love the summertime // minsung

- 18 -

(Minho'nun anlatımı)

"Seungmin sence yaşıyorlar mı?"

"Bilmiyorum Hyunjin ama bunu sorgulamayacağım. Eğer ölmedilerse ve sadece uyuyorlarsa Jisung onu uyandırdığımız için ağzımıza sıçar. Sadece Minho'ya ağzını açmıyor zaten it herif."

"Peki... kahvaltı hazırlayacağım gel de bana yardım et."

"Sevgilin ne güne duruyor?"

"Sevgilim uyuyor Seungmin. Söylenmeyi bırak ve gel şu zıkkım mutfağa."

"Hay sıçayım ya."

Başımın dibinde konuşup duran ikili yüzünden açtım gözlerimi. Hemen yanımdaki sehpadan telefonumu alıp saate baktım. Saatin biri geçtiğini görünce hemen telefonu sehpaya geri bıraktım. Kalkmaya çalışacağım sırada yanımda uyuyor olan Jisung yüzünden başaramadım bunu. Bir bacağını bacağımın üstüne atmış, kolunu belime dolamış ve başını sırtıma gömmüş uyuyordu. Pekâlâ, biraz daha böyle kalabilirim sanırım.

"Seungmin tavayı versene!"

"Gerizekalı tava yok diyorum."

"Yumurtayı kafanda mı pişireceğim Seungmin?"

"Götümden tava çıkaramıyorum Hyunjin kusura bakma ya!"

Mutfaktan buraya bağırma sesleri gelen ikili sayesinde gözlerimi devirdim. Kalkıp yardıma gitsem iyi olabilirdi. Jisung'un belimdeki tutuşunu gevşetmeyi başarıp arkamı döndüm. Jisung'la yüzlerimiz dip dibeydi artık. Bir elimi yanağına atıp okşadım bir süre tombul yanağını. Bu çocuk uyurken niye bu kadar şirin oluyor?

"Jisung, saat ikiye geliyor. Kalk hadi sevgilim."

Jisung'tan ses gelmeyince yanağını öptüm. "Hayatım hadi... eğer biraz daha böyle kalırsak Seungmin ve Hyunjin birbirlerini öldürecek."

Jisung gözlerini hafif açıp gülümsedi ve boynumu öptü. "Beş dakika?"

Jisung'un yeni uyandığında boğuk ve kısık çıkan sesi kapatılsın. Gerçekten bakın, çok ciddiyim bu konuda.

"Beş dakikada evden bir ceset bir de katil çıkar Jisung. Hadi hadi, kalkmamız lazım."

Ofladı ve gözlerini tamamen açıp esnedi. Gözlerini ovalarken onu izledim ben de.

"Saçlara bak... savaştan çıkmış gibisin..."

Bir yandan gülüp bir yandan da Jisung'un dağılmış saçlarını düzeltiyordum.

"Günaydın öpücüğü?"

"Uyandırmaya çalışırken öptüm zaten, fark etmemiş olman benim sorunum değil. Kalk hadi."

Bana pis pis bakıp hızlıca yanağıma öpücük kondurdu ve kalktı koltuktan. Gerçekten de koltukta uyumuşuz, şaka gibi.

Dün Chan hyungla beraber Jisungların evinde kalmıştık. Changbin ve Felix gelmek istememişti. Sanırım neden evde yalnız kalmak istediklerini anlamak zor değil.

Jisung'un lavaboya gitmesiyle ben de mutfağa yönelttim adımlarımı. Mutfağa girdiğim gibi gördüğüm görüntü kesinlikle beklediğim gibi bir şey değildi.

Bu aptallar tencerede yumurta pişirmeye mi çalışıyor ben mi yanlış görüyorum?

"Noluyor burda?"

"Minho! Sonunda uyandın. Hyunjin gibi bir gerizekalıyla kahvaltı hazırlanmıyor yemin ederim. Bıktırdı adamı!"

"Bir türlü tavayı bulmak bilmeyen ben miyim?"