FİNAL / TOZ PEMBE #20#

527 30 32
                                    

" Sakin ol Çiçeğim sakin ol."
Hastane koridorlarında sedyenin üstünde koştur koştur doğumhaneye gidiyorduk. Korkuyla Eren e baktım,
" Eren, Eren korkuyorum! Allah ım Yardım et AAAAAAAAAAA!"

Eren aynı korkuyla ellerimi bırakmıyordu. Gözlerinden yaşların akmasına engel olmadı...
Ellerimiz birbirinden ayrıldığında doğumhanenin kapısında son kez baktık birbirimize...

YAZARLA DEVAM ;

Doğum başladığı anda Eren herkese haber vermişti. Doğumhanenin kapısında bütün herkes korkuyla bekliyordu...
Erken doğum olması tehlikeli ve beklenmedik bir şeydi...

Eren gözlerini kapatmış akan yaşları kirpiklerine hapsederken bir taraftan da Allah a dua ediyordu...
Eşini ve çocuğunu kendine bağışlaması için...
Sağsalim o odadan çıkmaları için. Efnan ın tekrar ona sarılması için, beraber resimler yapmak için...

Eren gözleri kapalı bu dualarla boğuşurken dopumhanenin kapısı açıldı ve bir hemşire kucağında küçücük bir bebekle göründü...
" Eren Demir, bu minnak beyefendi sizin buyurun."
Eren kirpiklerinden birikmiş göz yaşlarının aşağı inmesine izin vererek kucağına aldı yavrusunu... Çocuğunun kokusunu içine çekti...
Ardından hızla kafasını kaldırdı ve hemşireyr baktı,
" Efnan? Efnan iyi mi? "
Hemşire gülümseyerek kafasını salladı,
" Doğum biraz zorlu geçti ama şu an sapasağlam. Dinlenmesi gerekiyor sadece. Normal odaya alacağız."
Eren kucağındaki çocuktan ayrılırken bu seferde karısının kokusunu içine çekmek için yerleştirileceği odaya doğru koşmaya başladı...

EFNANLA DEVAM ;

Gözlerimi açtığımda yanı başımda atan cılız bir kalbin sesi ve hemen sağ tarafıma dayanmış Eren in başını görmemle hafifçe gülümsedim...
" Eren?"
Eren kırmızı gözlerle gülümseyerek bana baktı.
Ağlamıştı...
" Çiçeğim..."
Eşarbımın altından saçlarımı okşamaya başladı,
" Hayatımın anlamı, iyisin, iyiyiz..."
Ardından serum takılı olan elimi öptü. Gözleri Yusuf Enes e takıldığında yorgun bir tebessümle uzanıp oğlumuzu da öptü ve tekrardan kafasını hemen sağ yanıma yasladı. Bir çocuk gibi göğüsünde yatıyordu şu anda...

Göz yaşlarıyla hemşirenin gülümseyerek Yusuf Enes i yanımızdaki beşiğe yatırmasın izledim. Daha sonra elimi onun minik ellerine uzattım. O arada Eren de kafasını kaldırmış bizi izliyordu. Yusuf Enes in minik avucuyla parmağımı kavraması ağzımdan mutlu bir hıçkırığın çıkmasına sebep oldu. Akan göz yaşlarım arasında Eren e döndüm...
O da benden beter kırmızı gözlerle önündeki manzarayı izliyordu...

Bir süre daha öyle kaldıktan sonra elimi çektim ve Eren i karşıdaki koltuğa yönlendirdim, " Çok yorgunsun Eren git yat şurada hadi canım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bir süre daha öyle kaldıktan sonra elimi çektim ve Eren i karşıdaki koltuğa yönlendirdim,
" Çok yorgunsun Eren git yat şurada hadi canım."
Eren hayır anlamında kafasını salladı ama içeriye annemlerin ve kızların girdiğini görmesiyle yavaşça benden ayrılıp koltuğa geçti...
Biraz dinlenmesi lazımdı...

Güzel Portakal Çiçeği /Yarı Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin