~Ah canım sevgilim~

210 14 45
                                    

Aşk mavidir demişti.
Mavi umudun rengiydi.
Umut ediyordum...
Ölmediğini, hala yaşadığını umut ediyordum.
Şanslı tılsımım sayesinde yara kapanmıştı ama hâlâ uyanmamıştı Adrien.
Saat 20'ye gelirken ayağa kalktım.
"Usta, benim mucizeleri taşıyıcılardan almam gerekiyor"
Dönüşüp Eyfel kulesi'ne doğru ilerledim.
Alya ve Nino beni orada bekliyordu
Yanlarına ilerledim.
Alya , elindeki tilki ve kaplumbağa mucizesini bana verdi.
"Kara kedi iyi mi?"
Nino'nun sorduğu soruyla bakışlarım ona döndü.
Bilseydin Kara kedi'nin onun en yakın arkadaşı olduğunu .... Şu anki kadar sakin olur muydu?
"Hâlâ uyanmadı..." Gözlerim doldu . Ağlayacak gibi oldum.
Alya gelip kollarını vücuduma sardı.
"Merak etme. O seni bırakmaz."
Sırtımı okşadı. Ayrılınca artık gitmem gerektiğini biliyordum.
"Gitmem gerek . Hoşçakalın."
Kuleden uzaklaştım. Geri dönüştüm.
Usta Fu'nun evine girdim. Adrien hâlâ uyanmamıştı.
Gidip baş ucuna oturdum.
Usta Fu , tilki ve kaplumbağa mucizelerini yerine koyarken bileğine taktiği bileklikten çıkan Wayzz, uçarak Tikki 'nin yanina gitti.
Tikki, bir kibrit kutusunun içinde dinlenen Plagg 'in yanındaydı.
Plagg de hâlâ uyanmamıştı.
Mucize hasar almamıştı ama Plagg pek iyi değildi. Yani ben öyle sanıyordum.

Usta Fu, Plagg 'in yanına son derece kötü kokan bir camambert peyniri koydu.
Plagg önce bir gözünü açtı ve peyniri teyit etti. Sonrasında ise diğer gözünü de açıp kendini peynirin üstüne attı.

Plagg'ın bu tavrı beni güldürdü.
Konu yemek olunca tüm algıları açılıyordu.
Kara kedi gibi...
Usta Fu , Adrien'ın sırtına şifalı kremlerden sürdü.
Sırtına sardığı sargının çok sıkı olmamasına dikkat etti.
Adrien'ı yan bir şekilde yatırdı ve
ayağa kalktı.

"Çok farklı bir enerji var Marinette.. Hawk Moth 'un kılıcı ile yara aldığını söyledin değil mi?"
Kafamı salladım.
"Tuhaf bir şey var . Bu sadece mucize ile olamaz. "
"Nasıl yani?"
"Bilmiyorum..."

Usta yan odaya geçti ve benim için de bir yer yatağı getirdi.
Teşekkür edip yatağa yayıldım.
Telefonum çaldığında kwamilerin bakışları beni buldu.
Dudaklarımı ısırdım. Annem arıyordu. Hızlı bir yalan uydurmalıydım..
"Alo?"
"Marinette? Neredesin sen?"
Annemin endişeli sesi kulaklarımı doldurdu.
"Anne... Şey.. ben bugün bir arkadaşımda kalacağım. "
"Hangi arkadaşın?"
Usta Fu 'da demem yok mu şimdi..
YOK!
"Okuldan bir arkadaşım anne. Tanımazsın bence ."
"Tamam... Ama telefonunu açık tut Marinette."
"Tamamdır annecim. İyi geceler."
"İyi geceler."
Telefonu kapattım ve üstüme yün yorganı çektim.
Yatağım Adrien'ın yatağının yakınındaydı.
Tuhaftı..
Onun Kara kedi olduğunu kabul etmem zor olmamıştı.

Annesi ölmüştü... Bunu her iki haliyle de bana söylemişti..
Ayrıca Şanzelize'de oturuyordu ve Şanzelize 'de buluşma ayarladığımızda hemencecik orada olabiliyordu...
Kagami akumalandığında moralinin düşmesi de bu yüzdendi.
Adrien Kara kedi'ydi...
Tikki yanıma yaklaştı. Minik yüzgeci ile Plagg 'ı gösterdi.
Plagg , pencerenin önüne oturmuş geceyi seyrediyordu.
Kedi kulakları düşmüştü.
Minik sehpanın üstündeki peyniri alıp yanına yaklaştım.
Plagg'ı ilk kez görmüyordum ama yine de çok fazla bir konuşmuşluğumuz yoktu.
"Üzgün görünüyorsun.."
Bakışlarını bana çevirdi.
Elimdeki peyniri ona uzattım.
"Adrien iyi değil mi Marinette?"
Tikki yanımıza gelip Plagg 'e sarıldı.Plagg bu kadar duygusal bir kwami miydi?
Adrien bana hiç bu yönünden bahsetmemişti. Daha çok obur ve yobaz yönünden bahsediyordu.

Kalbimdeki Mavi(Askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin