~l Wanna Know~

105 11 41
                                    

Okula girdiğimde Adrien ile göz göze geldim.
Tatlı kediciğim!
Lakin bir sorun vardı, okulda benim kediciğim değildi.
Yani henüz değildi.
Adrien'ın yanına ilerledim .
Beni farkedince gülümsemeye başladı.
"Selam ley-" Alya'nın sorgulayıcı bakışları üstünde gezindi .
"Ley- ley... Leylek!"
"Ne?" Alya'nın dudaklarından çıkan bu soru kelimesine karşılık Adrien hiç bozuntuya vermeden devam etti.
"Leylek kafalı Mari." Ayağa kalkıp kolunu omzuma attı. Beni kendine çekip saçlarımı karıştırdı. Halbuki bugün saçlarıma fazlasıyla özenmiştim!

Ona bunun hesabını verirdim .
Devriyede görürdü o!
"Üzgünüm ..." Fısıldadı.
Saçlarımı düzeltmeye çalışıp yanından uzaklaştım .
Arkamdan baktı ve yerine oturdu.
Yerime oturduğumda Alya omzuma vurup dikkatimi üzerinde topladı.
"Ne var ya?"
Kaş göz yaparak ön sıradaki Adrien'ı gösterdi.
"Offf Alya ya! "
Gülümseyip önüne döndü.
Ders başladığında, Madam Bustier resim yarışması ile ilgili bir kaç şey anlattı.
Resim yarışmasını tamamen unutmuştum!
Ve son iki gün kalmıştı.
Ben daha ne çizeceğimi bile bilmiyordum ki!
Off!
Dersler birbirini kovaladı ve öğle arası geldi.Bahçedeki banklardan birine oturdum.
Bir sonraki iki ders boştu. Bayan Mendeliev izinliydi . Yeni doğum yapmış kardeşine yardım edecekti.
Umarım daha bir kaç günlük olan bebeğe fizik anlatmaya kalkmazdı.
Bu düşünceyle kıkırdadım.
"Neye gülüyorsun böceğim?"
Adrien gelip banka oturdu.
"Bir şey yok. Sadece bir şey düşündüm."
"Beni mi düşünüyorsun bocüğüm?"
"Bana şöyle seslenip durma ! Biri duyacak."
"Tamam ..."
"Sırtında bir ağrı var mı?"
"Yok . Ustanın kremlerini  sabah da sürdüm. İyi geliyor."

Bir süre birlikte oturduk . Sonrasında yanımıza Alya ve Nino da geldi.
"Naberler dostlar!"
Nino Adrien ve benim arama girip oturdu.
Adrien bundan pek hoşlanmamıştı.
Elimi dudaklarıma kapayıp gülüşümü gizledim.
Nino, kollarını omuzlarımıza atıp bizi kendine çekti.
"İki ders boş ! Bir şeyler yapalım . Okuldan kaçabiliriz değil mi!"
Adrien hemen geri çekildi.
"Olmaz! Babam öğrenirse... Hiç iyi şeyler olmaz."
"Hadi ama dostum! Sadece 2 saat . Matematik dersine geri döneriz."
Alya yanımıza yaklaştı.
"Evet ya! Ne yapacağız iki ders burda. Hem bir şey olmaz. Hemen geri döneriz."

Adrien bir süre düşündü ve bakışları bana döndü.
Omuz silktim. Adrien'ın babasını ondan daha iyi tanımıyordum ya !
Ayağa kalktı.
Bakışlarım gözlerine tutundu.
"Tamam.. ama kesinlikle geri dönmeliyiz."
Alya ellerini çırptı.
"Harika! Şimdi.... Nöbetçi hoca yoklamayı alınca bizi serbest bırakacaktır. Ondan sonra kaçarız! Dondurma yemeye ne dersiniz?"
"Tamam." Nino ayağa kalktı ve sınıfın geri kalanını gösterdi.
"Hadi gidip yoklamamızı verelim ve bu okuldan bir süreliğine kurtulalım."
Koşarak ilerledik . Yoklamamızı verdiğimiz gibi okulun arka kapısından çıktık.

"Dondurmacı André nerede ki?"
Nino'nun sorusu üzerine Alya telefonu çıkardı.
"Max'ın kurduğu uygulama bunun için yapıldı değil mi!"
Telefondan André 'nin bulunduğu mekanı bulduk.
André kendine özgü şarkılar ile bizi karşıladı.
Nino ve Alya'yı görünce bakışları bize döndü.
"Oo! Merhaba en favori çiftim! Her zamanki tarifi veriyorum!"
Dondurma kepçesi ile külaha renk renk dondurmaları koydu.
Bu külah kesinlikle Alya ve Nino'yu andırıyordu.

Kalbimdeki Mavi(Askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin