~Koca bir saçmalık ~

86 9 89
                                    


~♪⁠~
Çünkü ben ne zaman bir şey istesem
Bana verilen koca bir saçmalık

Koca bir saçmalık/ Jakuzi
~♪⁠~

Londra'ya geleli 1 hafta olmuştu.. Amelié teyzem ile kalmak istememiştim.
Amelié teyzem çok tatlı biriydi. Bunu biliyordum. Ama annemi fazlasıyla hatırlatıyordu.
Sahi o onun ikiziydi ya!
Yatağa uzandım.
Plagg köşede Londra'ya özgü olan
gouda peynirini kemiriyordu.
Peynirin dışında sert , sarı -pembe bir kapuk vardı..
Plagg onu kemirirken oda servisinin getirdiği yemeğe göz attım ben de .
O sırada telefonuma bir bildirim geldi. Birisi arıyordu.
Arayan leydimdi. Aramayı cevapladım.

"Kedicik!"
"Böceğim? Neyin var ? Nefes nefesesin?"
"Kedi ! Seni duyamıyorum. Neredesin?"
"Oteldeyim leydim."
"Kedi .Telefon çekmiyor."

Balkona çıktım. Telefonun çekmemesi tuhafıma gitmişti.
"Böceğim? Beni duyuyor musun?"

Telefon yüzüme kapandı .
Tam neler olduğunu sorgularken arkamdan birisi bana sarıldı.
Yüzünü gördüğümde bunun böceğim olduğunu gördüm.
Beni ziyarete gelmişti.
Üstünde uzay gücünün kostümü vardı.
"Böceğim? Ne işin var burada?"
"Seni özledim. Paris sen yokken çok boş ."
Londra'nın yağmurlu havası altında ıslanmıştı. Kanatlarından su damlaları akıyordu.
"Benekler ."
Uzay formundan çıkıp benekli kostümüne sarıldı.
Elim yanağını kapladı. Hava soğuktu.
"İçeri geçelim böceğim. Üşüteceksin."
Balkonun kapısını açıp odaya girdim .
Peşimden geldi. Odada gözlerini gezdirdi.Yatağa oturdum ve onu da yanıma çağırdım.
Yatağa benim gibi oturup benekli kostümünden kurtuldu.
Tikki Plagg'in yanına gitti.
Peynirin kabuğunun rengi dikkatini çekmiş olmalıydı ki peynirden bir ısırık aldı. Plagg aslında peynirlerini paylaşmayı sevmezdi. Ama Tikki onun için ayrıcalıklıydı.

Marinette yatağa uzandı.
"Paris nasıl? Yani ... O saldırılarına devam ediyor mu?"
Kafasını salladı aşağı yukarı.
"Sen yokken akumalar keyifli olmuyor."
Doğruldu ve ellerimi avucuyla sardı.
"Bak... Bunu bir an önce bitirmeliyiz. Bir plan kurmalıyız."
Kafamı salladım.
"Haklısın. Ama... Bu benim için çok zor leydim. "
"Biliyorum."
Kafamı omzuna yatırdım. Onunla olduğumda huzurlu hissediyorum.
"Planımız ne böceğim?"
"Bilmiyorum. Ne yapmalıyız? Doğrudan saldırmalı mıyız?"
"Emin değilim. Doğrudan saldıracak olsak bile bir planımız olmalı. Rena ve Tosbaya ihtiyacımız olabilir. "
"Tosba?"
"Nino . O ve Alya iyi bir ekip."
Kafamı kaldırıp bakışlarımı ona kaldırdım.
"Demek onlar Alya ve Nino'ydu."
"Evet , sen yaralandığında bana çok yardım ettiler."
Sırtımdan yaralandığımda Marinette 'in nasıl üzüldüğünü düşündüm. Onu çatıda bulduğumda göz altları şişmişti.
Sahi beni yaralayan kişinin aslında babam olduğunu farkedince göğsüme tekrar bir ağrı bindi.
Korku vücudumu sardı.
Bunun bir nedeni vardı. Leydime söylememiştim. Korkmuştum. Aptal ,küçük bir çocuk gibi.

Yaranın üstünde mavi , tuhaf izler vardı.
Sanki içimde bir tüy varmışda beni gıdıklıyormuş gibiydi .Tuhaf geliyordu. Canımı çok derinden yakıyordu.
Ve ben bundan leydime bahsetmedim. Onu korkutmak istemedim. Kendi başıma çözmeye çalıştım.
Başaramadım.

Kalbimdeki Mavi(Askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin