Havaların sıcak olması, Onur'un da yüreğini ısıtmıştı sanki. Soğukkanlı, kimseyle konuşmayan bu adam, bir anda açılmıştı çevresine karşı. Hatta dün akşam İpek Öğretmeni kahvaltıya davet etmişti. İpek heyecanla kabul etmişti bu daveti. Sabah uyandığında da heyecanı dinmemişti İpek'in. Çünkü ilk gördüğü andan itibaren Onur'dan etkilenmeye başlamıştı. Onur'un davetine icabet etmek için yola koyuldu. Yürürken aklındaki soru işaretleri ile boğuşuyordu. Tam tanımıyordu Onur'u. Ancak tanımak istiyordu artık. Tüm bunları düşünürken, Onur'un evine varmıştı. Bahçeden içeriye adımını attığında, gözü masaya takıldı. Hayret etmişti Onur'un hazırladığı kahvaltıya. Onu kendine getiren Onur'un sesi oldu.
- Yemeklere öylece bakacağına oturman daha mantıklı değil mi?
İpek bu söz gülümsedi ve:
- Bence de öyle. Sadece şaşırdım.
- Acaba neye şaşırdınız hanımefendi?
- Şahsen erkeklerin bu kadar marifetli olduğunu düşünmüyordum.
Onur rahat tavrıyla gülümseyerek:
- Düşüncenize saygı duyarım fakat dünyanın en iyi aşçılarının erkekler olduğunu da hatırlatırım.
İpek bu cevaptan sonra derin bir iç çekerek:
- Off. Sizinle de hiç tartışılmıyor.
Onur hala daha gülümsüyordu ve:
- Tamam, tamam. Kızma. Bekle çayı alıp geleyim.
İpek, Onur'un dediğini yaptı. Onur da hemen gelip oturdu ve İpek'e dönüp:
- Buralı değilsin sanırım.
- Evet değilim. Konyalıyım. Ailem de orada.
- Yaz tatili oldu. Ailenin yanına gitmeyi düşünmüyor musun?
- Düne kadar düşünüyordum da... Vazgeçtim.
- Neden vazgeçtin?
- Senin için.
Onur bu cevaba şaşırarak:
- Neden ki?
- Dün yaşadığın her şeye şahit oldum. Yardıma ihtiyacın olduğunu biliyorum. Birazcık kaba olsan da, iyi bir insan olduğundan da şüphem yok. Kısacası Mert olayını çözmeden gitmeyi düşünmüyorum.
Bu sözler Onur'u mutlu etmişti. Ancak birisi hariç. Onur:
- Teşekkür ederim de... Sence kaba birisi miyim?
- Dünden beridir verdiğin cevaplarla beni tersliyormuşsun hissi veriyorsun.
- Bayağı alınganız sanırım.
İpek bir kez daha iç çekerek:
- Yine aynı şeyi yapıyorsun.
- Bak İpek! Ben iki yıldır insanlarla bağımı tamamen kopardım. Belli ki iletişim konusunda sıkıntım var. Anlayacağın yabani olmuşum insanlara karşı.
- Neden kendi kabuğuna çekildin peki?
Bu defa Onur iç çekerek.
- İnsanın bazen kendisi için yapabileceği en güzel şeydir kendi kabuğuna çekilmek. Kimseye gitmemek, birilerine yetişmeye çalışmamak. Kendisine geç kalmamak. Başkalarını memnun etmek için çabalamamak. Anlamayana anlatmamak. Kendine zar zor yeten enerjini bir de değmeyecek insanlara harcamamak. Gerekirse susmak, sadece susmak. Yalnızca kendi sessizliğini duymak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UMUT ÇİÇEĞİ
General FictionAvukatlığı bırakıp, yabancı bir köye yerleşen avukatın gizemli hikayesi.