Bölüm ~50~

15 0 0
                                    

- Ya Burak uzatsana işte şu telefonumu

Dediğim sırada koca bir ekmek parçasını meneme bandırıp ağzına atan burağa hayretler içinde bakakaldım. O kadar büyük ekmek parçasını nasıl ağzına atmıştı öyle.
Saatler önce pişmiş olan menemene bakarken tek gözümle de burağa bakıyordum. Alt tarafı üst kattan telefonumu istemiştim canım ne bu üşengeçlik ben anlamıyorum yani.

- İyi be getirmezsen getirme, bir telefonu bana çok gördün ya sana artık Hiçbişey demiyorum

Diyerek elimdeki çatalı tabağa koydum.
Burağın kaşları sakince havalanırken, yüzümün her detayına uzun uzun baktığını hissettim.

-Cidden üst kattaki telefonunu getirmiyorum diye trip atmayacaksın dimi sevgilim?

Diye hayretler içinde sorunca ona cevap vermek yerine 5 saniyedir çalan kapıyı açmaya gittim.
Kapıyı açtığımda Aleyna tüm içtenliğiyle boynuma sarıldı. Onu o kadar özlemiştim ki sanki o benim arkadaşım değil kardeşim gibiydi. Bütün çocukluğum onla geçmişti, bütün herşeyimizi paylaşırdık hatta annelerimizi bile.
Aklıma gelen şeyle hafif gözlerimin dolduğunu hissettiğimde hızlıca geri çekildim ve gülümseyerek ona bakmaya devam ettim.

- Seni bu kadar özleyeceğim aklımın ucundan geçmezdi ama seni çok özledim ya

Diyerek onu salona doğru çekiştirdiğimde oturduğu koltuktan bana laf yetiştirmeyi ihmal etmedi.

- Tabi ki özleyeceksin, sen ben olmadan yapamazsın kızım anla şunu artık

Diyerek kahkaha attığında onun kafasına vurarak gerekli cevabı verdiğimi düşünüyordum.

Mutfaktan çıkan Burak'la göz göze geldiğimde yüzümde oluşan gülümsemeyi engelleme gereği duymadım.
Burak Aleyna selam verip karşısındaki boş koltuğa otururken, çalan kapıyı açma görevi yine bana kalmıştı. Hızlı adımlarla kapıya doğru ilerlediğimde boş bakışlarıyla bana bakan Murat'a gülümsedim.

-Hoşgeldin, gelsene içeriye

Dememe kalmadan Murat zaten yanağımdan hızlıca makas alarak içeri daldı. Bir insan sürekli enerji dolu olabilir miydi gerçekten?
Bende salona doğru ilerlediğimde burağın bakışları beni buldu. Oturduğu koltuğun diğer ucuna gidip oturduğumda kaşlarımın çatılmasına engel olma gereği duymadım çünkü Murat ve Aleyna kulaktan kulağa bişey konuşuyorlardı.

- Size söylemediler mi toplum içinde kulaktan kulağa konuşmak ayıp
Diye söylendiğimde Aleyna gülerek bana öpücük attı.
Gerçekten şımarıktı ama yakışıyordu da.

- Sevgilim ben şirkete geçmek zorundayım istersen benimle gel sende

Diyen burağa bakarken şaşırmıştım. Şirketi olduğunu bile yeni öğrenmişken oraya gitmek fikri hiç aklıma gelmemişti. Tabi ki giderdim sonuçta ortam nasıl onu merak ediyordum.

- Geliyim ama bunlar ne olucak

Diye Aleyna ve Murat'ı gösterdiğimde Burak omuz silkti.

-Kalsınlar burda banane, zaten pek meraklı değilim yüzlerini görmeye

Diyerek ayağa kalktı. Murat'ın Teessüf edermiş bakışlarını gördüğümde gülmeden edemedim.

- Bak işte bebeğim, insan nankör olmasın zamanına yanından ayırmazdı şimdi sevgilisi varya meraklı değilmiş beyefendi bize görüyor musun?

Diyen Murat'ı tam kafasına gelen yastığı uyarmama fırsat bile kalmadan çoktan Burak isabet ettirmişti. Tiz bir çığlık sesi kulaklarıma dolduğunda Aleyna'dan mı yoksa Murattan mı çıktığını anlamamıştım ama kahkahama engel olamadım.
Onlar birbirine laf atmaya devam ederken ben yukarıya çıkıp hazırlanmıştım bile.
Kendime aynadan baktığımda üzerime tam oturan kahverengi, sırt dekoltesi olan dizlerimin biraz üzerinde biten elbiseyi gayet beğenmiştim. Boyumun tek güzel yanı giydiğim çoğu elbiseyi güzel taşıyabilmemdi belki de, bu konuda hiç mütevazi olamayacağım kusura bakmayın.
Saçımı düzeltip merdivenlerden aşağıya indiğimde Aleyna'nın mutfakta, Muratın ise salonda uzandığını gördüm.
Murat beni fark ettiğinde kafasını kaldırıp ıslık çalmaya başladı.

İÇİMDEKİ SENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin