Bölüm ~43~

235 15 37
                                    

Arkamı yavaşça döndüğümde bana yalvaran gözlerle karşılaştım.

"Ne" diye sorduğumda tekrar sesli bir yutkundu bir eli ile de yarasını tutuyordu.

"Annen sana yaklaşmamı istemedi" dediği cümleler beynimde yankılanırken gözümden süzülen yaşı umursamadım.

"Ne saçmalıyorsun sen" diye acıyla fısıldadığımda artık ayakta durucak gücümün kalmadığını başımın dönmesiyle anlayabiliyordum.

Burak yavaş yavaş yanıma yaklaşırken o bana her adım attığında ben bir adım geri atıyordum.

"O günden sonraki hafta sensizliğe daha fazla dayanamayacağımı anlayarak evine geldim."

Sözünü tamamlamadan bana bir adım daha attı.

"Hastanedeydin sen, annen açtı kapıyı" diyince yerinde durdu Ve ordan konuşmaya devam etti.

"Beni karşısında görünce gözleri sinirle dolmuş gibiydi, benim sana zarar verdiğimi, bensiz daha mutlu olduğunu, hayatından çekip gitmemi istedi"

Söylediği her cümlenin sonunda derin bir nefes alıyordu. Ben ise yerimde çakılı kalmış dediği şeylere anlam vermeye çalışıyordum.

"Eğer gitmezsem, senin mutsuz olucağını ve asla mutlu olamayacağını söyledi, be ben sana bunu yapamazdım. Seni mutsuzluğa hapsedemezdim"

Gözyaşlarım sel olmuş akarken annemin bunları nasıl yapabildiğini düşündüm, kaç haftadır bana nasıl bilmiyormuş numarası yaptığını.

Bir hışımla evin bahçesinden çıkarken burağın bağırışları aynı zamanda kulağımı tırmalıyordu.

Koşarak caddeye indiğimde ilk boş olan taksiye bindim. Evin adresini söyledikten sonra sıkıca elimi yüzüme bastırdım. Nasıl yapardı bunu, Benden nasıl saklardı bunu, ben onu en yakın arkadaşım bilirken meğerse en uzak kişiymiş bana.

Evin önünde indiğimde merdivenleri koşarak çıkarak kapıyı yumruklamaya başladım.

"Anne aç kapıyı" derken aynı zamanda da ağlamama mani olamıyorum.

"Anne aç şu kapıyı" diye vurmaya devam ederken kapı açıldığında bana telaşla bakan annemi karşımda gördüm.

"Ne oldu kızım, neden bağırıyorsun" diye sorduğunda yüzümde ifadesiz bir gülümseme belirdi.

İçeri geçmek yerine burda durmayı tercih ettim.

"Nasıl yaparsın bunu, nasıl Benden saklarsın anne sen böyle bir şeyi" diye bağırdığımda kaşlarını kaldırarak bana baktı. Hala Ne dediğimi anlamamış gibi duruyordu.

"Sen burağı biliyordun dimi, aylar öncesinden biliyordun hemde, neden sakladın Benden buraya geldiğini" başımın dönmesi hala devam ederken bağırışlarım hız kesmeden devam ediyordu.

"Neden onu Benden uzak tuttun, görmüyor musun onsuz Ne haldeyim, görmüyor musun Anne gözünün önünde eriyorum ben" son söylediğim cümle ağzımdan fısıltı halinde dışarı çıkarken annem dolu gözlerle bana bakıyordu.

"Gördüğüm için istemedim sana yaklaşmasını engelledim" diye elini koluma uzattı.

"Ya Anne, onsuz ben nefes alamıyorum, onsuz aldığım her bir oksijenin bana bir faydası olmuyor, gece yatarken bile gözümü kapandığım an onun yüzü aklıma geliyor, sen hala daha yaklaşmasın diyorsun Anne" sesimin son damlasına kadar bağırdığım için bütün bina şuan bizi dinliyordu, yukarıdan kargaşa sesleri gelirken, aşağıdakiler bizi izlemekle yetiniyordu.

"Nefes yapma böyle"

"Ne yapma Anne, ne yapma sen yapmışsın çoktan yapıcağını bana fırsat vermemişsin baksana" diye kolumu elinden kurtardığımda tekrar merdivenlerden indim.

Ağlamalarım hıçkırağa dönüşmüşken, artık tek başımaydım sadece tek başıma...

BURAK'TAN

"Yapma be oğlum, bu kadar harap etme kendini" diyen Hüseyin amcaya bakıp tekrar gözlerimi denize çevirdim.

"Öyle olmuyor be Ustam, onsuz hayat çekilmiyor, biliyor musun hayatımı kurtardı benim, bana o kadar sinirliyken tekrar geldi bana"

"Bak gelmiş işte, seni böyle görmeye hiç alışkın değilim, biliyorsun ben seni çocukluktan beri tanırım kendi evladımda ayırmam ama ben hep güçlü Kaya gibi sert bir çocuk tanıdım, sana Ne olmuş böyle" diyerek dizimi sıvazladı.

"Nasıl geldiğini bir bilsen, tıpkı benim gibi sert, sanki buzdan bir kaya parçası öyle soğuk ki ben onu hiç böyle görmemiştim, bana aşkla bakan gözlerini artık gözyaşlarından göremez oldum" gözümden süzen tek damla gözyaşını Hüseyin amca görmesin diye hızlıca geri teptim.

"Ula ağlıyor musun bide, yapmışsın bir eşeklik git affettir kendini deli uşak"

"Keşke affetse, keşke. Değil affetmek yüzüme bile bakmıyor, neyse ben artık gidiyim" diyerek eline uzandım Hüseyin amcanın, elini öptükten sonra sıkıca kavradı beni, yıllardır babam gibiydi herşeyime yetişirdi benim.

Hüseyin amcanın yanından ayrıldığımda eve gidip yatağa uzandım. Elimdeki sigaranın külü yere dökülerek adeta bende burdayım diyordu.

Kafamı yastığa gömdüğümde çilek kokusu burnuma geldi, aylar sonra yanımda uyumuştu, aylar sonra tekrardan ona dokunabilmiştim.

Her şey benim yüzümdendi çekip gitmiştim öylece bırakmıştım onu, o günden sonra hiç bir zaman eski Nefes'i göremedim karşımda, bana aşkla bakan gözlerini, beni öp diye bağıran dudaklarını, seni bekliyorum diyen kokusunu.

Yaram hafif bir sızladığında bende yerimde kıvrandım. Murat'ı Ve hemşireyide zorda olsa göndermiştim.

Yalnız olmak istiyorum, doğduğum gündem beri olduğu gibi.

Neden sevdiğim herkesin canını yakıyordum, annem, dolunay Ve hayatıma son anda girip dünyamın merkezi haline gelen Nefes.

Onları öyle görünce hakim olamamıştım kendime, saçma sapan konuşup bırakmıştım öylece.
O her hastaneye gittiğinde bende oradaydım nasıl içli içli ağlarken sesini bende duyuyordum.

Her sahile gittiğinde Deniz ile beraber bende onu izliyordum. Belki de onla konuşan kadınıda ben göndermiştim. Sırf belki bana söver rahatlar diye.

O gece bana sarılırken benim ona sarılmama izin vermediğinde anlamıştım herşeyin bittiğini, ona dokunmamı istemiyordu artık, onla konuşmamı, belkide sesimi duymaya bile tahammülü yoktu.

Zilin çalınmasıyla yavaşça yataktan kalkarak merdivenlerden indim. Kapıya doğru yürüdüğümde sızlayan yarama küfür etmeyide ihmal etmiyordum.

Kapıyı sertçe açtığımda görmeyi beklediğim son kişi kapıdaydı.

Hadi yine iyisiniz,iyisiniz gelecek bölüm çok güzel şeyler yaşanacak alın Benden size sipoi
Yazarcığınızın kıymetini bilin 😂

Burağın haklı olduğunu düşünenleri buraya alalım....

Annesinin haklı olduğunu düşünenleride buraya alalım....

İÇİMDEKİ SENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin