3.
Aşk daha başlamadan kaybedilmiş bir savaştır.Başlangıçta herşey güzeldir.Nasıl olupta bu kadar aşık olduğunuza akıl sır erdiremezsiniz.Her yeni gün,mucizelerden oluşan hafif yükünüde beraberinde getirir.Şimdiye kadar kimse bu kadar büyük bir mutluluk yaşamamıştır.Mutluluk vardır ve basit birşeydir;bir yüz.Kainat gülümsemektir.Bir yıl boyunca,hayatı bir güneşli sabahlar silsilesi olarak yaşarsınız.Öğleden sonra kar yağdığında bile.Bu mevzu üzerine kitaplar yazarsınız.Olabildiğince çabuk davranırsınız.İnsan mutluysa düşünmeye ne gerek vardır?Düşünmek insanı üzer;son sözü söylemesi gereken hayattır.
İşte benim aşk hayatım aynı Frederic Beigbeder'in anlattığı gibi oldu Merih denen o okulun popiler egoistini 3 yıl boyunca çok sevdim.Zamanla sevgim nefrete dönüşmüştü,çünkü beni sevgilisiyle beraber aşşağılaması inanın resmen insanlık dışı birşeydi.
O günler tekrar aklıma gelince tekrar yanaklarımın al rengini almasını engelleyemedim.Merih hala bana yamuk bir gülümsemeyle bakarken
"iyi geceler"
dedi.Böyle rahat davandığına göre beni tanımamışmıydı?Aslında çok normal orta okuldaki dış görünüşüm tam bir faciaydı.Fakat onun yüz hatları hala değişmemişti.Kumral saçları,ufak burnu ve o gülüşü hala aynıydı resmen değişen tek şey vücut hatları olmuştu.Spor yaptığı belliydi ama 4 yıl içinde kendini bu kadar geliştirebileciği aklıma gelmezdi açıkcası.
"i-iyi geceler" aptal kekelememe engel olamadığım için kendime lanetler okurken Merih tekrar konuşmaya başladı;
"Ankarada yenisin sanırım?"diye sorduğunda sadece başımı sallamakla yetindim çünkü konuşurken saçmalamaktan korkuyordum.
"Buarada ben Merih Sayar" dediğinde biliyorum aptal bende 3 yıl boyunca sana aşık olan fakat rezil etmekten başka birşey yapmadığın kız Duru demek istesemde
"Duru Mengüç" dedim gülümsemesine karşılık vererek.Elimdeki sandviçten son ısırığımı alıp içi boşalmış kupamı elime aldım;
"Şey sanırım ben içeri girsem iyi olacak.Tanıştığıma memnun oldum.İyi geceler" deyip cevabını beklemeden içeriye girerken son anda "iyi geceler" dediğini duymuştum.Çokmu kaçar gibi olmuştum acaba?Yok ya bu saatte normal diye kendimi avuturken içeriye girdiğimdeki bianlık sıcak hava ürpermeme neden olmuştu.Üstümdeki kıyafetlerimin daha yeni farkına varmıştım.Tanrıım ben az önce Merih Sayar'ın karşısına altımda küçücük bir kumaş parçası üstümdede hatlarımı fazlasıyla belli eden askılıylamı çıkmıştım?Sürekli kızaran yüzüm saolsun yine yokluğunu aratmamıştı.Bardağı aşşağıya indirmeye üşendiğimi fark edince komidinin üstüne bıraktım.Az önce terk ettiğim yatağımda geri yerimi alırken az önce olanları düşünmemeye çalışıp kendimi uykunun kollarına teslim ettim.
Sabah uyandığımda hava aydınlanmıştı.Bu sefer yüzüme vuran güneş ışınları yoktu şükürler olsunki.Yavaşça yattığım yerden doğrulurken ağzımın fırın kapağı gibi açılmasına engel olamadım.Ayağıma ev papuçlarımı geçirip odamdaki banyoya giriş yaptım.Aynadaki yansımama baktığımda kesinlikle düne göre biraz kendime gelmiştim suyu açıp yüzüme bir kere suyu çarptım ikincisi...ve üçüncüsü...Dişlerimide fırçaladıktan sonra odaya girdim.Odamdaki büyük NİRVANA'lı duvar saatime baktığımda saat daha 08:27 di eee o kadar erken yatarsam sonucuda bu kadar erken kalkmak olurdu tabiki.Buraları azda olsa kuzenimden dolayı biliyordum belki biraz yürüş yapmak iyi gelebilirdi.Ha kuzenim demişken kesinlikle biara teyzeme uğramalıyım yoksa Ahsen'in çenesinden kurtulamıyacaktım.Teyzemde muhtemelen bu kadar yakınken neden uğramadığımı sorgulayacaktı.Dolabımın başına geçip siyah bağzı yerleri transparan olan taytımı giydim üstünede bu saatlerde havanın esiceğini düşünerek gri uzun kollu tişörtümü giydim spor ayakkabılarımıda ayağıma geçirdikten sonra saçlarımı at kuyruğu yapıp kulaklıklarımla beraber odadan çıktım yavaş adımlarla dış kapıya doğru ilerledim.Dışarıya çıktığımda gözlerim direk karşı taraftaki eve kaydı.Kendimi rahatlatmaya çalışırken yürüyüşe başlamıştım.Kısa bir mesafede parka girdiğimde çoğu insanın benim gibi yürüyüşe geldiğini fark ettim.Ağır bir tempoyla yaklaşık 10 dakika koşmuştum şimdi ise büyük adımlarla yürüyüşüme devam ediyordum başımı öne eğmiş yürüyordumki sert birleye çarpmamla yere yapışmam bir oldu öfkeyle bağırmaya başladım
"Önüne bakmayı denesene lanet olası ökü-" cümlemi tamamlayamadan kime çarptığıma bakarken bu kişinin Merih olduğunu gördüm ah Tanrım teşkkürler gerçek çok yardımcı oluyorsun.
"Duru" dedi oda şaşkınlıkla göz bebekleri yuvalarını terk edecek gibiydi.
"Özür dilerim" derken kalkmama yardımcı olmak için uzattığı elini turarak karşısına dikildim.
"Aa şey asıl ben özür dilerim sanırım fazla tepki gösterdim biraz kabalaşmış olabilirim."
"Sorun değil haklısın önüne bakmayan öküzün tekiyim"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
➰ YILLAR SONRA ➰
Teen FictionYıllar sonraki karşılaşma.Pembe hayatına düşen siyah leke.Bu ikilinin aşkı bütün olanlara rağmen devam edebilirmi sizce?