'neden seni sevmeme izin vermiyorsun!?'
Seungmin
Seungmin dün akşamdan sonra hâla kendine gelememişti. Başı ağrımaya devam ediyordu. Yatağın yanındaki ağrı kesicilere uzandı. Bir tane aldı ve yuttu. Sonra kalkıp salona doğru yürüdü. Her günki gibi. Sonra baktı ki Chan hâla kanepede uyuyor. Sırıttı. Yavaşça yanına doğru yürüdü. Kulağına eğildi.
Seungmin: Pişt uyuyan güzel. Kalk sabah oldu.
Chan gözlerini açıp birkaç saniye öylesine Seungmin'e baktı.
Chan: Nereye geldik diyeceğim saçma olacak. O yüzden tatlı göndermeni bozuyorum.
Seungmin güldü.
Seungmin: Tamam kalkda kahvaltı hazırla o zaman.
Chan: Haydaaa bi cevap vermedik diye kahvaltı kitledi!
Seungmin: HADİ!
Chan: Off tamam be!
Seungmin: Söylenme.
Chan kalkıp Seungmini belinden tutup kendine çekti.
Chan: Emredersiniz.
Seungmin Chanı ittirdi.
Seungmin: Başlama sabah sabah. Neyse acıdım yardım ederim.
Chan: Teşekkürler.
Jisung
Jisung içinde zor bir akşamdı. Ama herkes kadar çok içmemişti. Sabaha toparlanmış bir şekilde uyandı. Yataktan kalkıp üstünü değiştirdi. Sonra yatak odasından çıkıp salona gitti. Minhoyu koltukta görmeyi bekliyordu ama göremedi. Sonra mutfağa doğru yürüdü. Mutfağa gittiğinde çok güzel bir sofra vardı. Başında da Minho tabiiki.
Minho: GÜNAYDINNN
Jisung hiç mutlu gözükmüyordu.
Minho: Sorun ne...?
Jisung: SENCE!?
Minho: GERÇEKTEN Mİ!? AFFETMEDİN Mİ HÂLA!?
Jisung: BİR KAHVALTIYA SENİ AFFEDİCEĞİMİ SANIYORSAN YANILDIN
Minho: Akşam yemeği de yapayım?
Jisung güldü. Ama sinirden.
Jisung: ŞAKA MISIN SEN YA!?
Minho'da güldü.
Minho: E güldün ama?
Jisung: SİNİRDEN!
Minho jisung'a doğru ilerledi.
Minho: HADİ AMA!
Jisung: Sana daha öncede söyledim. Yalandan nefret ederim. Yada benden bir şey saklamandan. SEN İKİSİNİ BİRDEN YAPIYORSUN!?
Minho: TAMAM BAK GERÇEKTEN BUNDAN SONRA HİÇBİRŞEY SAKLAMAYACAĞIM! TAMAM MI?
Jisung: Söz ver.
Minho: SÖZ!
Jisung: Tamam. Portakal suyu yaptın mı?
Minho güldü.
Minho: Yaptım tezgahta.
Felix
Felix dün olanlara o kadar kafa yormuyordu. Sadece Hyunjin'in söylediğine takılmıştı. Gerçekten bencillik mi yapmıştı. O bunları düşünürken telefonu çaldı.
GÜNAYDIN!
Sanada günaydın Hyunjin.
Moralin mi bozuk senin?
Yok biraz başım ağrıyor...
Gelmemi ister misin? Zaten gelmek istiyordum bugün sana.
Olabilir.
Tamam o zaman kapıyı aç.
NE!?
Napayım gelmek için bahane arıyordum zaten. Yakınlardaydım geldim. Sana da bir sorayım dedim.
SAOL YA! OF NEYSE DUR GELİYORUM!
Felix yataktan kalkıp kapıya doğru yürüdü. Sonra kapıyı açtı. Karşısında çiçeklerle duran Hyunjin'i gördü.
Hyunjin: SELAM!
Felix: Selam...
Hyunjin: Pjamaların çok hoşmuş.
Felix bir anda öyle söyleyince şaşırdı. Kıpkırmızı olmuştu. Üstünde pembe renkli pjamalar vardı.
Felix: BİR ANDA GELİNCE DEĞİŞTİREMEDİM! D-DUR DEĞİŞTİRİP GELİYORUM!SEN GİR İÇERİ.
Felix koşarak yatak odasına gitti ve kapıyı kapadı. Hyunjin arkasından güldü ve içeri girdi.
Jeongin
Jeongin için herşey gayet normaldi. Çünkü sonuçta dün akşam onu ilgilendiren birşey yoktu değil mi? Uyanır uyanmaz hemen telefonunu açtı. Mesajlarını kontrol etti. Ama hiç mesaj gelmemişti. Morali bozulmuştu. Kimden mesaj bekliyordu ki...?
SELAMM! EVET BİR SÜRE YAZAMADIM AMA ARTIK TAM GAZ DEVAM ÇÜNKÜ 10 GÜNE BİTMESİ LAZIM :)) BÜYÜK İHTİMALLE 25 BÖLÜM FALAN OLUR AMA BİLMİYORUM DAHA KISA YADA UZUN DA OLABİLİR. NEYSE ŞİMDİLİK ÖPÜLDÜNÜZ ^3^
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maskeli Çocuk /CHANMİN
Romansa''Önüne baksana!'' ''Bir dakika- Sen dünkü maskeli çocuksun!''