8

14 6 3
                                    

Selam, iyi okumalar! Oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın lütfenn!

.

.

.

.

.

Acımasız Güç 8. Bölüm

Kendim, sesli olarak söylediğimde canım daha çok yanmıştı. Ölüm, ne kadar basit bir olay, değil mi? Dünyada yaşamak bu kadar zorken ölmek bu kadar kolay olmamalı. Eğer böyle olmak zorunda ise, tüm zorlukları aştığımız, her şeye uygun yaşadığımız hayatımızın ödülü büyük bir şey olmalı. Eğer, tamamen buna uyarsam yeniden dünyaya geldiğimde sorunsuz bir yaşam sürebilecek miyim?

Chanyeol bir şey söyleyemeden bana bakıp belimi okşadı. Öylece durması sinirimi bozarken konuşabildiğim kadar net bir şekilde konuştum.

"Beni ona götür, lütfen."

Elimde sımsıkı tuttuğum telefonu ona gösterip omzunda ağlamaya devam ettim. Konumu görür görmez gözlerimi kapatıp ışınladı bizi oraya.

Hiçbir şey düşünemiyordum. Bu kadar kötü bir şekilde ölmeyi asla hak etmemişti. Kyungsoo, her şeyin en iyisini hak eden biri olarak öldü. Kelimenin tam anlamıyla bir melekti. Gücü üstün bir güç bile değildi, ne istemişlerdi biricik arkadaşımdan?

Bedenimin bir bankla buluştuğunu hissettiğimde burnumu çekip Chanyeol'a baktım. Tişörtünü çıkarıp kanayan yaralarımı sildi. Ardından ayakkabılarını da çıkarıp bana giydirmeye çalıştı. Fazla büyük geldiği için sinirlenmiş gibi görünüyordu. Beni öyle bırakıp aniden ortadan kayboldu. Berbat hissediyordum. Kalkmaya çalışıp gördüğüm binaya gidecekken bir el beni yeniden oturttu banka. Bana uygun bir ayakkabı getirmişti Chanyeol. Anlık şaşkınlığıma engel olamamıştım. Yaptığı fazlasıyla hoşuma gitse de o giydirirken ben ağlamaya devam ettim. Yaralarımı iyileştirip göz yaşlarımı sildi. Elini yanağımda hissettiğimde bakışlarımı ona çevirdim.

"Kalk ve arkadaşının yanında ol. Yalnız kaldığındaysa..."

Telefonumu aldı. "Numarasını kaydediyor sanırım." Diye düşündüm. Birkaç saniye içinde cebime koydu.

"Beni ara."

Lafını bitirir bitirmez yeniden kayboldu ortadan. Chanyeol, gerçek dışı bir varlık gibi geliyordu başından beri. Ancak bu, zaman yavaş yavaş geçtikçe doğruluk payı artan bir düşünceye dönüşüyor gibiydi. Onun acımasız olduğunu çoktan anlamıştım. Kyungsoo'ya yapılan gibi, onun da birçok kişiye karşı bu günahı işlediğinin farkındaydım. Neden o farklı gelmişti ki bana? Neden ondan nefret edememiştim? Acımasız bir şerefsizin tekiydi. Beynimde yer edinen beyaz odada gördüklerime rağmen neden onu böyle adlandıramıyordum, bir türlü anlamıyordum. Bunun için kendime deli gibi kızgındım. Bugün tanımıştım onu. Sadece, bu sabah karşıma çıkan biriydi. Buna rağmen hayatım tam anlamıyla değişmiş gibi hissediyordum.

Birisi, başka birinin hayatına girip tüm akışı bu kadar kısa bir sürede nasıl değiştirebilirdi?

O karşıma çıkmadan önce dünya oyundu benim için. İşime geleni dondurur, karşımda bir bok yapamayarak durduğunda dalga geçer gülerdim bazen. Güçler hakkında bildiğim şeyler bunun kadar az olmasa da, şuan bildiğim şeylerin yanında birer hiçti eski bilgilerim. Kısaca, masumdum.

Her şeyi öğrenmek o kadar da iyi değilmiş. Bazen bilmemek, güzel bir şeymiş.

Kötü olduğumu düşünürdüm, benden kötüleri de varmış.

Nihayet ayağa kalkmayı başarıp ilerledim cenazeye doğru. Kısa sürede hazırlıkları yapılmış Kyungsoom'un. Bir-bir buçuk saat önce, evinde ölü bulunmuş. Ne kadar garip, daha iki gün önce bana yemek yapıp sert gözüken ama yumuşacık olan bakışlarıyla beğenip beğenmediğimi anlamaya çalışmıştı. Sırf, öylesine olan bir konuşmamızda canımın çektiği şeyleri söylediğim için uğraşarak yemekler koydu önüme. Hevesli hevesli hazırlayışı beynimdw hala çok taze.

Gözlerim doldu yeniden. Gülümseyen dudakları canlandı önümde. Kalbim sıkışırken Sehun'u gördüm. O da benim geldiğimi gördüğü an koşarak yanıma gelip sımsıkı sarıldı bana. Kapının girişinde ruh gibi olan Kai'yi fark ettiğim an hareket edemez hale geldim. Tüm vücudum uyuştu. Sehun'un sarılışına karşılık bile veremedim.

Dün, Kai ile Kyungsoo'nun ilk buluşmaları yaşanmıştı.

8. Bölüm Sonu

.

.

.

.

.

İçime oturdu... Haftaya görüşürüz...

Acımasız Güç | ChanBaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin