347 48 7
                                        

Birkaç adım ötemde yürüyen Taehyun'a baktıktan sonra tekrar önüme döndüm. Denize varmamıza az kalmıştı. Uzaktan bile fark edilen masmavi dalgalar ve altın renkli kumlar sebebiyle içim içime sığmıyordu.

Gözlerimi manzaradan çekip etrafta gezdirdim. İlerlediğimiz yolun kenarında gördüğüm papatyalar adımlarımı yavaşlatmama sebep oldu. Grubun en gerisinde kaldıktan sonra papatyalardan hızlıca topladım ve onları arkama saklayarak ilerleyen grubuma yetiştim.

Yaptığım demeti Taehyun'a verecektim.

Bu düşünceyle gülümserken uçsuz bucaksız denizin gözlerimin önüne serildiğini fark ettim.

"Fazla uzaklaşmadan dolaşabilirsiniz gençler." Bay Jung konuştuğunda ayakkabılarımı çıkartıp sıcak kuma ayak bastım ve derin bir nefes aldım. Gözlerimi kapatıp birkaç saniye dalgaların sesinin tadını çıkardım.

"Çok güzel." dedim kendi kendime. Ayaklarıma değen sıcak kumla, ciğerlerime dolan deniz kokusu farklı hissettirmişti.

Bir elimde papatya demeti, diğer elimde ayakkabılarımla deniz kenarında yürümeye başladım. Dalgalar çıplak ayaklarıma kadar geliyordu, bu hoşuma gitmişti.

Başımı kaldırdığım sırada uzaktan gördüğüm beden yüzünden iç çektim. Dalgaların gelemeyeceği kadar uzağa oturmuş, denizin fotoğrafını çekiyordu.

Yavaşça deniz kenarından uzaklaşıp ona yaklaştım. Ancak işine o kadar odaklanmıştı ki etrafına hiç bakmıyordu. Onun bu hâline gülümsedim, kendini çok kaptırmıştı.

Bir süre uzaktan izledim bedenini. Fotoğraf çekmeyi bıraksa bile hiç dönüp bakmadı bana. Sadece kendisine yaklaşıp uzaklaşan dalgaları izliyordu.

İstemsizce ona doğru ilerlerken buldum kendimi. Aramızda üç adımlık mesafe kalana kadar da durmadım. Bir süre rüzgarın okşadığı saçlarını izledim.

Kendime geldiğimde ellerim arasında sımsıkı tuttuğum demete gitti gözlerim. Sonra da derin bir nefes alıp papatyaları yavaşça yanına bıraktım. Avucumdan ayırdığım çiçeklerle hemen oradan uzaklaştım. Tekrar dalgalara yaklaşıp yüzünü görebileceğim bir mesafeye ulaşınca da durdum ve merakla tepkisini beklemeye başladım.

Bir anda bakışları sağ tarafına, bıraktığım demete döndü. Tebessüm edip papatyaları eline aldığında kalbim daha çok hızlandı.

Onun tepkisiyle gülümseyip önüme döndüm ve ayağıma kadar gelen dalgaların fotoğrafını çektim.

Tekrar yürümeye başladığım zaman yerdeki deniz kabuğunu fark ettim. Eğilip onu aldığımda gözlerim yeniden, sevdiğim çocuğa gitti. Hâlâ papatyaları elinde tutuyor ve mavi dalgaların köpüklerinin kendisine ulaşmaya çalışmasını izliyordu.

Önüme dönüp iyice denize yaklaştım. Esen rüzgar ve ayaklarıma değen soğuk suyla derin bir nefes aldım. Boynumda duran makinemi ayarladıktan sonra bir fotoğraf daha çektim.

Birkaç dakika sonra yanımda hissettiğim hareketlenmeyle başımı makinemden kaldırdım.

"Güzel değil mi?" duyduğum ses, başımı yan tarafıma çevirmeme sebep oldu. Yeşil gözleriyle bana bakan ve rüzgarda saçları uçuşan Taehyun güzeldi, hem de çok güzeldi ve tam o şekilde beni izliyor, vereceğim cevabı bekliyordu.

"Evet." dedim kurumuş dudaklarımı yalayıp. O da başını eğdi ve elindeki demetin kokusunu içine çekti.

"Papatyalar koparılınca kokusunu ortaya çıkarır derler." dedim yeşil gözlerini tekrar bana çevirdiği zaman. Dikkatle tepkisini izliyordum.

starry eyes, taegyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin