iki

177 27 1
                                    

"Her şey için teşekkürler! Emeğinize sağlık, toparlanabilirsiniz arkadaşlar!"

Çekimden sorumlu genç kadının ekibin önünde eğilip sevinçle ellerini çırpmasının ardından küçük stüdyoda hummalı bir toparlanma çalışmasına başlandı. Ben de sonunda üstümdekilerden kurtulmak için yakaladığım fırsatı değerlendirmek adına sandalyemden kalkmıştım. Üzerimde marka bir deri takım elbise ve aksesuarlarım dışında hiçbir şeyim olmamasına rağmen bugün değiştirdiğim belki de altıncı kıyafet olduğundan inanılmaz derecede bunalmıştım. Bu yüzden makyajımın bile silinmesine müsaade etmeden üstümü değiştirmek için ayrılan bölüme girdim.

Bugün Kore'nin önde gelen dergilerinden birinde çekimim vardı ve bu çekimde kullandığım tüm kıyafetler tek markaydı. Yakın zamanda sözleşme imzalamaya hazırlandığım içinse çekimin önemi her zamankinden daha fazla artıyordu. Dolayısıyla gün boyu stresli çalışmanın ardından biraz rahatlamaya ihtiyacım olduğunu hissediyordum. Son birkaç haftadır yaşananlar sebebiyle nefes almak için bile vaktim olmamıştı.

Önce her şey Kang Eun ile yakalanmamla başlamıştı. Sonrasında onun yaptığı "eşimle boşanma aşamasındaydık" açıklamasının ardından hedef tahtasından az da olsa çekilmiştim. Yine de temkinli olmak adına halka açık alanlarda görüşmemeye dikkat ediyorduk. Duruşmanın sonuçlanması hâlinde kıçına tekme atmayı beklediğimden midir bilmiyordum ama bir kez daha duruşmam ileri bir tarihe ertelenmişti. Bu da üzerimdeki stresi artıran bir diğer etkendi. Ayrıca henüz kim olduğunu bulamadığımız birinden devamlı ölüm tehditleri alıyordum. Bay Kim ile bunun kim olabileceğine, daha doğrusu hangi eski sevgilimin takıntılı eşi olabileceğine dair kafa patlatsak da birini bulmak zordu. Tüm bu olumsuzlukların yanı sıra menajerimle düşündüğümden çok daha iyi anlaştığım için nefes alabilecek bir alan bulabiliyordum kendime.

Kim Seungmin, tahmin ettiğimden de profesyoneldi. Açıkçası birinin beni yönlendirecek olması düşüncesi kalbimi huzursuz bir titremeyle huylandırsa da Seungmin ne yaptığını bilen biri olduğundan rahatlıkla teslim ediyordum kendimi ona. Bana yapmam gerekenleri, gün içinde bilmem icap edenleri aktarıyor ve gerisine asla karışmıyordu. Tüm sponsorluklar, markalarla anlaşmalar hatta asistanımın yapacağı kişisel görüşmelerimin bile ajandasına not edildiğini görmek beni iyi hissettiriyordu. Üstelik bilgiç bir havası vardı; bu çoğu insanda rahatsız edici gibi görünse de ona kattığı enerji bambaşkaydı.

"Bugün çekim dışında bir işimiz yok," dedi ben üstümü değiştirip yanına döndüğümde. Şimdi çekimin yapıldığı binadan ayrılmak üzere otoparka inen asansörde dikiliyorduk.

"Güzel, Felix ile görüşeceğim bugün. Ne zamandır sözüm vardı. Söyleyeceğim adrese bırakabilirsin beni." Başıyla onayladı. "Sahi? Hani şoför ayarlanacaktı bana. Haftalar oldu ses yok."

"Bay Kim mülakatla seçilmesi taraftarı olduğu için biraz uzun sürdü. Güvenilir birini istiyor; malum, çok göz önündesin ama son sorduğumda birkaç aday arasında seçim yapmaya çalışıyorlardı. Eli kulağındadır."

"Ellerini çabuk tutsalar iyi. Bir sürü işin arasında bir de bununla uğraşmak zorunda kalıyorsun."

"Sorun değil, sonuçta görev bu. Üstelik bedava da yapmıyorum."

Seungmin'in sevdiğim yönü buydu. Görev tanımının farkındaydı ve bunun için para aldığını bildiğinden işini yaparken asla gocunmuyordu. Beni gitmek istediğim yere bırakıyor, telefonlarımı açıyor, hatta magazincileri benim yerime fırçalıyordu. Tüm bunları göz önünde bulundurunca Bay Kim ile maaşına zam yapmak konusunda konuşmayı aklımın bir köşesine not ettim. İlk defa birinden bu kadar memnundum ve yanımda kalması için çabalamaktan çekinmezdim.

milyon dolarlık bebek | hyunhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin