Olmayan Başlangıçlar

❄️Bölüm 4❄️

Ya Allah bismillah diyerek başlayalım.

Arkasındaki Ege ve Miran'ı görene kadar.

Erva mahcumiyetle bana bakıyordu.
Ne diyeceğimi bilmiyordum ancak komşulardan biri görmeden hepsini içeri almam lazımdı.

Anneme haber falan uçurabilirlerdi.

"Geçin, daha fazla ayakta durmayın."

Üçü aynı anda ayakkabılarını çıkarıp içeriye koydular, erva gelip bana sarıldığında kulağıma fısıldamaya başladı.

"Gerçekten çok özür dilerim, annemden zor izin aldım onlar gittikten sonra konuşuruz." Tebessüm ederek ayrıldım.

Ne o ne ben hiçbir şeyi bozuntuya vermezdik, ondan dolayı sanki haberim varmış gibi yada biliyormuş gibi davranıyordum.

Erva içeri girer girmez emirle karşılaştı

Hemen arkalarından girip ervaya baktım , yüzündeki heyecanla koşup Emire sarıldı.

"Bana niye haber vermedin emirrrrrr."

Emir ondan ayrılıp ervanin saçlarını karistirdi.

"Hayırsız, mesajlarımı açtığın mı var? Eğer acsaydin ilk senin yanına gelirdim."

Emire alınarak baktım, ben onun için babama bin tane yalan söyleyip onun yanına gitmemek için  kıçımı yırtmıştım ama erva sadece girişiyle benden daha çok ilgi alıyordu.

"Erva" Ege'nin sesini duyduğumda bakışlarımı ona çevirdim.

"Yani tanistirmayacakmisın bizi?" Kiminle?

"Elbette tanıştırağım, bekle ."

Erva  'çaktirma' diye bakıyordu ona göz kırparak rahat olmasını söyledim.

Biz bakışlarımızla konuşabiliyorduk.

Erva egeyi önüme getirdiğinde ege, elini uzattı.

"Ege"

Bende ona karşılık vererek elini sıktım.

"Derin"

Sıra mirana gelmişti.

Miranda elini uzattı hiç bozmadan karşılık verdim.

"Miran"

"Derin"

Emirlede tanıştıklarında Ege'nin o bakışlarında ki memnuniyetsizliği yakalamıştım, ama bozuntuya vermedim.

"Eeee çay içen var mı?"

"Çay mı?" Ege yüzünü buruştursrak sorduğu soruya göz devirmemek için kendimi zor tuttum.

Çaysız hayatmi olur be.

"Başka bir şey istersen yaparım."

"Viski varsa içerim." Kaç yaşındasın sen ya? En fazla 19.

"Üzgünüm elimde yok çayla idare et."

Mutfağa gittiğimde erva peşimden geldi.

O bardakları tepsiye koyarken bende çerez ve çekirdek çıkartıyordum.

"Derin, bana sinirli misin?"

"Hayır güzelim sana sinirli değilim, sinirim böyle kibirli, burnu havada birine olan aşkın."

Gerçekten, sadece bakışlarıyla insanları ezmeye çalışıyordu, böyle kibri olan birine aşkı sinirimi bozuyordu ve bunu söylemektende gocunmuyordum.

"Derin bak ge-"

"Su alabilirmiyim." Miran'nın sesi konuşmamızın arasına girmişti.

Elime bardağı alıp dolaptan soğuk su doldurarak mirana verdim.