Bölüm 13: Kesilen Saçlar

126 15 68
                                    

Bugün şansa hepimizin boş günüydü ve Yeosang bizi bir yere götürmek istediğini söylemişti. Biz de Yeosang gelene kadar Hwa Hyung'un zoruyla temizlik yapıyorduk.

"Bir planınızın olmadığını söylemiştiniz temizlik de nereden çıktı?"
"Of Yeosang çok konuşma da yardım et, Yeosang gelene kadar bitirsek iyi olur."
"Mingi salak mısın gelen kişi Yeosang zaten. Hoşgeldin Yeosang, aa saçlarını kesmişsin."
"Evet hyung, değişiklik yapmak istedim."
"İyi yapmışsın yakışmış."

Yeosang saçlarını mı kesmiş? Yanlış duymuş olmalıyım. Emin olmak için hızla aşağı kata indiğimde acı gerçekle yüzleştim. Gerçekten de saçlarını kesmişti hatta saçlarını kesmekle kalmamış aynı zamanda da siyaha boyatmıştı. Neden böyle bir şey yapmıştı ki? Hyunglarım da yakıştığını söyleyip duruyordu ama hiç de yakışmamış.

"Dünyadan ayıcık bombo'ya bizi duyuyorsan Mingi'ye yumruk at."
"Bana niye yumruk atıyo ya? Hayır eğer bizi duyuyorsan Yunho'ya yumruk at."
"Gerçekten sizi yumruklamamı mı istiyorsunuz?"
"Hayır, böyle şeyleri nereden uyduruyorsun Jongho. Delirdin mi, kendi kendine sesler mi duyuyorsun aa?"
"Mingi tamam uğraşmayın Jongho'yla. Jongho sen de iyi misin beş dakikadır sana sesleniyoruz bizi duymadın mı cidden, hasta falan mısın? Bir şey söylesene Jongho."
"Hyung sakin ol ya, bir şeyim yok. Sadece çamaşır suyunu fazla soluduğum için oldu, şimdi iyiyim herkes tamamsa çıkabiliriz."

Beş dakikalık hazırlanma töreninden sonra sonunda evden çıkabilmiştik.

Yol bir saat sürmüştü ya da sıkıntıdan bana öyle gelmişti bilmiyorum. İkiz kuleler o kadar konuştu ki başım şişti resmen. Bir daha bu ikisini yan yana oturtmasak iyi olur ya da kulaklığımı unutmasam daha iyi olur.

"Yeosang bizi özel bir yere getireceğini düşünüp heyecanlanmıştım."
"Burası benim için özel bir yer sayılır."
"Dans kursunun neresi özel bir yer Yeosang?"
"Of sus Mingi, senin için özel ya da eğlenceli bir yer olmayabilir ama Yeosang için öyle, madem beğenmedin gidebilirsin."
"Hyung tamam kızma ya."

Yeosang başta olmak üzere sırayla hepimiz içeri girdik.

Merdivenlerden alt kattaki salona indik. İçeri girer girmez ikiz kuleler bir köşede dans etmeye başlamıştı bile. Geri kalanlarımız ise en köşede yere oturmuştuk.

"Ya San birazdan Yeosang gelicek artık çıksan mı şu tuvalletten, deliğe falan mı düştün n'apıyosun iki saat- ahaha Yeosang? Saat bir gibi gelmeyecek miydin? Aa saat birmiş zaten bir de saçlarına n'aptın lan? Ehehe neyse hoşgeldin."
"Woo kafana taş falan mı düştü, bu hallerin ne böyle?"
"Eğer San taş sayılıyorsa evet taş düştü. Salak çocuk sabahtan beri deli etti beni neyse boş verelim onu da arkandaki bu kabile kime ait?"
"Kabile falan ayıp oluyo aa."
"Tanıştırayım bu Mingi Hyung, arkada kendini dansa kaptırmış kişi Yunho Hyung, Seonghwa Hyung ve sevgilisi Hongjoong Hyung ve bu da Jongho."
"Jongho'nun bizimle aynı yaşta olduğunu söyleme sakın."
"Niye bir sorun mu var?"
"Ahaha hyungum ayh pardon Jongho, ne sorunu olucak sadece şaşırdım neyse ben de Wooyoung, tanıştığımıza memnun oldum demek isterdim ama olmadım çünkü hepiniz benden uzunsunuz. Bunu kabul edemem ben, umarım bir daha görüşmeyiz."
"Wooyoung!"
"Ne var Yeosang ya, zaten tek geleceksin diye hazırlık falan yapmadım, çok mahçup hissediyorum şu an."
"Biz de arkadaş buluşması beklemiyorduk bilseydik bir şeyler getirirdik. Asıl şu an mahçup hisseden biziz."
"Ya burası dans kursu değil mi? Sen niye hazırlık yapasın ya da biz niye bir şeyler getirelim ki eğer bu tarz bir şey olması gerekseydi zaten Yeosang bizi buraya getirmezdi."
"Bir gün Mingi'ye hak vereceğim aklımın ucundan geçmezdi."
"Bugün niye herkes benim üstüme oynuyor ya?"
"Pembiş kafalı hyung sonuna kadar haklı o yüzden deli gibi dans etmek isteyenler beni takip etsin."

☆Lavender☆ {Jongsang}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin