Bölüm 15: Beklenmedik Karşılaşma

112 17 91
                                    

Her hafta yoğun olmadığımız bir günü film gecesi olarak ayarlardık ve ben aşırı nefret ederdim. İsteyen izleyebilir diye bir şey yoktu herkes izlemek zorundaydı. Sonrasında da birbirimize film hakkında sorular falan sorardık ya da sevdiğimiz sevmediğimiz şeylerden bahsederdik ama en kötüsü de bir şeyler almak için markete giden kişi ben oluyordum. Bugün Woosan ve Yeosang da bize eşlik edecekti. Wooyoung ve San bizim eve ilk kez geleceği için Hwa Hyung yine çetesini toplayıp zorla temizlik yaptırıyordu ilk defa market görevi ben de olduğu için sevindim.

Alacaklarımı alıp marketten çıkmıştım ve yine Wooyoung ile Mingi grupta boş boş konuşarak bildirimlerin anasını ağlatmışlardı. Mesajlara hızla üstten bakarken birine çarptım. Çarptığım kişiye bakmadan hafifçe eğilip "pardon" diyip ilerlemeye devam ettim.

"Jongho?"

Keşke sağır olsaydım da duymasaydım o sesi, keşke önüme bakarak yürüseydim de onu gördüğüm an gölgemi bile ardımda bırakmadan
koşarak uzaklaşsaydım ama salak ben bu zamana kadar neyi düzgün yapmıştım ki?

"Babanı görmezden geliyorsun ha?"
"Baban derken? Bunu yoldan geçen başka birine söyleseydin anlardım ama bana söylemen çok garip çünkü sen kendi öz oğlun dışında herkese babalık yaptın."
"Eğer oğlum gibi davransaydın sana da babalık yapardım. Kesin o hastalığından da kurtulmamışsındır sen. Hatırladıkça iğreniyorum senden. Bana bak hiç bana da yükseldin mi lan?"

Dediği şeyden sonra ben de ona tiksinerek baktım. Yüz ifademle cevabımı yeterince belli ettiğimi düşünüyordum.

Ellerimdeki poşetlere bakıp güldü.

"Hâlâ o ikisine getir götürcülük yapıyorsun değil mi? İki ilgi görünce o kişinin kölesi oluyorsun ama biliyor musun Jongho asla onlar gibi olamayacaksın onlar senden kat kat daha iyi en basitinden saygılılar, sen de o bile yok."

Babam Hwa ve Hongjoong Hyung'un sevgili olduğunu bilmiyordu zaten onlar da babamın yanında çok dikkatli davranıyorlardı kendileri için yapmıyorlardı bunu. Sırf onlar yüzünden bile ben cezalandırılmayayım diye yapıyorlardı ve her ne olursa olsun onlara minnettardım.

"Onları bana örnek gösterirken sen kendine bakıyor musun? Hadi ben saygısızın önde gideniyim sen sanki çok mu saygılısın, bir kere bile benim kararlarıma saygı duydun mu? Duydum de, bir örnek göster şu an burada dizlerimin üzerine çöker özür bile dilerim."

Beni dövemediği için bulduğu her fırsatta aşağılar ve hakaret ederdi, isterse kırk yıl düşünsün bana saygı duyduğu tek bir an söyleyemezdi.

"Onu bunu boş ver de sen defolup gitmemiş miydin bir anda nereden çıktın?"
"Özlemişsindir sürpriz yapayım dedim."
"Özlemek mi varlığını bile unutmuştum."
"Jongho bana bak daha fazla sinirlendirme beni,
her ne kadar benden nefret etsen de baban olduğum gerçeğini değiştirmiyor eğer şu hastalığından kurtulursan benim de insanlara bakacak yüzüm olur."
"Jongho hasta mısın? Bana bundan bahsetmemiştin bilseydim ben giderdim markete neden ısrar ettin ki?"

Babam yüzünden Hwa ve Hongjoong Hyung'a yeterince rezil olmuşken bir Yeosang'a mı rezil olacaktım?

"Aa yok iyi-"
"Yanında o ikiliden başka birini gördüğüme göre bu da mı senin hastalığına sahip?"
"Hastalık derken neyden bahsediyorsunuz anlamadım?"
"Anlamaman için salak falan olman gerekiyor."
"Onunla böyle konuşamazsın!"
"Tanımadığın biri için babanı mı karşına alacaksın?"
"Tanımadığın biri derken?"  Yeosang'ın elini tutacakken onun benim elimi çoktan tuttuğunu fark ettim. Birbirine kenetlediği ellerimizi havaya kaldırarak babam olacak o adama doğru gösterdim.

☆Lavender☆ {Jongsang}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin