Bölüm 2: Psikolog

212 22 107
                                    

"Ooo kimler gelmiş böyle?"

Okulda cehennemi yaşadığım yetmiyormuş gibi bir de evde daha beter bi cehennem yaşıyordum.

Cevap vermedim sadece odama gitmek istiyordum ama tam yanından geçip gidecekken kolumdan tuttu ve beni kendine döndürdü. "Ne var?" dercesine gözlerinin içine baktım.

"Duydum ki yine uzaklaştırma almışsın."

Okuldaki olayı öğrenmişti. Zaten uzaklaştırma vermişsin daha niye ailemi (?) arayıp her şeyi anlatma gereği duyuyorsun ki?

Bıkkın bir şekilde nefesimi verdip "Ee nolmuş yani?" dedim.

"Ne mi olmuş? Erkeklerden hoşlanıyormuşsun daha ne olacak. Bari şu cüssenden utan!"

Bunların hepsini iğrenir bir biçimde söylemişti, hoş böyle birinin kollarını açıp "Oğlum ne olursa olsun senin arkandayım." diyecek hali yoktu ya.

Yine bir şey demedim kendimi tuttum çünkü eğer ben bir şeyler söylemeye başlarsam olay daha çok büyüyecekti.

Yine odama gitmeye yeltenirken "Söyleyeceklerim daha bitmedi." diyerek beni durdurdu.

"Sakinim sakinim sakinim sakinim" içimden sadece bu kelimeyi tekrar ediyordum.

"Psikoloğa gidiceksin."

Sakin- Ne psikolog mu?! Psikolog ne alaka şimdi?

"Niye senin için randevu mu ayarlamamı istiyorsun?"

Bu söylediğimle kolumu sıkmaya başlamıştı. Canımı acıttığını falan sanıyordu herhalde?

"Bir erkeğin başka bir erkekten hoşlanması normal değil o yüzden psikoloğa git ve şu saçma salak işe bir son ver. Hatta bu cumartesiye randevu bile aldım."

Ne ara lan?

Artık evde duramazdım. Kolumu sertçe elinden çektikten sonra hızla dışarı attım kendimi. Deli gibi koşuyordum en son birine çarptığımda ve karşımdaki kişinin yere düşmesine sebep olduktan sonra etrafıma baktım yine her zamanki gibi ayaklarım Hwa Hyung'un evinin yakınına getirmişti beni. Çarptığım kişiyi umursamadan Hwa Hyung'un evine doğru ilerlemeye başladım.

Kapıya geldiğimde kapıyı çalıp çalmamak arasında kalmıştım. Onu sürekli rahatsız ettiğimi düşünüyordum o yüzden tam vazgeçip gidecekken birden kapı açıldı.

"Jongho?"

"Hyung?"

Büyük ihtimalle Hongjoong Hyung'u bekliyordu çünkü beni gördüğüne baya şaşırmıştı.

"Bir sorun mu var noldu? Hatta sorun ne, neden hâlâ okul üstünlesin eve gitmedin mi sen?"

Hwa Hyung söyleyene kadar okul üstlerimle olduğumu fark etmemiştim bile.

"Off kapıyı açar açmaz bir sürü soru sordum kusura bakma içeri gel hadi."

Ben daha itirazımı sunamadan kolumdan tutup içeri çekti ve kapıyı kapattı. "Hadi Jongho üstünü değiştir de gel, ben de masaya senin için servis açayım."

"Hyung ben gitsem iyi olur sizi rahatsız etmek istemiyorum."

Galiba bu dediğime sinirlenmişti çünkü bağırarak konuşmaya başladı.

"Jongho delirdin mi sen, ne rahatsız etmesi? Bir daha öyle bir şey duymayayım!"

"Tamam anne, valla bir şey demedim hatta bak şimdi üstümü değiştirmeye gidiyorum."

Konuşmamı bitirir bitirmez direkt odaya girdim. Hwa Hyung sinirlenince benden bile korkunç oluyordu.

Önceki senelerde babamla ne zaman kavga etsem hep Hwa Hyung'a gelirdim o yüzden dolabının bir rafında da benim kıyafetlerim vardı hatta buram buram yumuşatıcı kokuyordu. Buraya gelmeyeli ne kadar uzun zaman olmuş olsa da Hwa Hyung'un temiz olmasına rağmen kıyafetlerimi yıkaması içimde ağlama isteği oluşturmuştu.

☆Lavender☆ {Jongsang}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin