Instagram; ugur_q0İyi okumalar:)
İsmim Amara, anlamı; sert acımasız ve ölümsüz. Ailemin neden böyle bir isim koyduğunu hayatım boyunca anlam veremediğm bir isim. Ailemin bana verdiği tek şey ise ismim, onlardan bana kalan tek parça.
Hayatımın bir bölümü yaşamaya çalışmam ile geçti, nefes alıyorsam hayat benim için bitmiştir. Hayatımın büyük bir kısmı sokaklarda geçtiği için biraz tuhaf biri olduğumu söylerler, bana göre ise; ben değil insanlar tuhaftı. Sokaklarda büyüdüğüm için tuhafım onlara göre. Şu an bulunduğum okulda herkes bana sokak çocuğu derdi, bu benim zoruma gidiyor mu diye sorarsanız, bazen çok acıtıyor. On beş yaşıma kadar sokaklarda nefes almam benim suçum değildi, aynı zamanda ailemin suçu da değildi. Yeni doğduğum sıralarda babamın bir iş düşmanı tarafından kaçırılıp bir çöp kovasına atmalarını ailem istememişti, ben o sırada daha konuşmadığım için benim de istemiş olmam mümkün değildi. Annem beni bulduğunda ne kadar sevindiğimi hatırlıyorum, şuan olsa öyle bir sevinci gösterir miyidim; kesinlikle hayır.
Benim aradığım sıcak bir yuva olmuştu her zaman, ailemin ise iyi bir evlat. Ben iyi bir evlat olmuş muydum bilmiyorum ama ailem iyi bir aile olmamıştı. Herkes anne baba olabilir, herkes anne baba olamaz. Bu evde yaşamaya başladığım ilk gün ailemi bulduğum için pişman olmuştum, oysa beni bulan onlar değil miydi? Son üç yıldır onların beni iyi bir evlat olarak yetiştirmelerine sessiz kaldım, onları kırmak istemediğim için değil sokaklara geri dönmek istemediğim için.
Evet oradan hala deli gibi korkuyorum, bu da benim suçum değil insanların yüreğime ektiği korkunun suçu.
Ailemin istediği gibi bir evlat olmam oldukça zordu; hep en pahalı giysileri, davet edildiğim her davete gitmem, sadece parası olan insanlarla arkadaşlık kurmam gerekiyordu. Benim için oldukça zor onlar için ise basit bir şeydi, onların hayatı böyleydi. Bunu onlarla konuşmak istediğimde bana şöyle bir cevap gelmişti, "Sokak çocuğu değilsin artık, o çöplük hayatını unutursan senin için iyi olur aksi takdirde oraya geri dönersin." Gülümsedim, yüreğimi parçalara ayıran bu cevaba rağmen gülümsedim. Kendime layık gördüğüm bu hayata alışmak zordu, aynı zamanda çok da basitti işte; ailem ne isterlerse onu yapıp, sessiz bir kız çocuğu gibi davranacağım. Böyle yaparsam belki beni severler, severler değil mi? Onların bana lakayıtsız davranışları, beni eskisi kadar acıtıyor değildi.
Yatağımın üzerinde uzanmış bir şekilde, gözlerimi tavana dikmiştim. En az benim kadar sönük duran lambayı izlemeye dalmıştım, her zaman olduğu gibi. Her zaman dalardım uzaklara, gerçek hayattan uzaklaşmak benim için mucize gibi bir şeydi. İmkansızlıklar içinde imkan yaratmaya çalışmak, sadece umutsuz insnalara özgü bir durumdu. Bazı insanlar ise umut etmek için çok geç kalmıştı, yaşamak için önce nefes alman gerekirdi, buna doğduğum an yenilmiş olmam yine benim suçum değildi.
Belkide bu yüzden beni terk etti, beni istemedi hayatında. Değişeceğimi bildiği için beni görmek istemedi bir daha, onunla konuşmamın yasak olduğunu bildiği için. Murat; sokaklarda benimle yaşam mücadelesi veren tek insan. Aslında başka çocuklar da vardı, fakat biz ikimiz çift hayatlarımız olmasına rağmen birdik. Beni bu hayatta anlayan tek kişiydi, benim duygularıma önem veren tek insan. Bir ev sıcaklığını onun gözlerinde bulduğum, onun kalbinin büyüklüğüne her sefer sığındım, hayatımda bana değer veren tek insan. O da beni terk etmişti ama ben onu hala arıyorum. İnsan hiç onu terk eden evinin sokağında durur mu, enkazını izler mi saatlerce? Kalbimde bir enkaz bırakıp gitmişti, evimi başıma yıkmış beni enkazın altında bırakmıştı. Neden üzülüyordum ki aynısını bende ona yapmadım mı?
İnsanlar nankör, yaptıkları onlara yapılınca insanların yüreğine ettikleri acıların büyüklüğünü anlarlar. Bunu fark etmek için illa birini sözlerinle öldürmemiz mi gerekiyordu, kendiliğinden anlamaz mı insan yaptığı hataları?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EVİMİ ARIYORUM
Teen FictionAmara, on beş yaşına kadar sokaklarda büyüdü, on beş yaşından sonra ailesi onu bulduğunda Amara için her şey çok değişmişti. Yeni kıyafetler, yeni okul, yeni bir hayat onu bekliyordu. Barın Aren Yücel, her zaman göz göze geldiği, soğuk bakışlarına...