Odama geri döndüm ve yatağıma uzandım, bu gece olanları düşünerek uykuya daldım. Sabah erken saatte kalkıp hazırlanmaya başladım, okul üniformasını giydim ve mutfağa indim. Teyzem beni aşağıda bekliyordu ama yüzünde biraz gergin ve endişeli bir yüz ifadesi vardı, beni görünce yorgunca gülümsedi.
Sessizce kahvaltı ediyorduk, tabağımı kaldırırken mutfak masasındaki çiçekleri ve notu fark ettim. Notta tek birşey yazıyordu "Aelfrun". Bunun bir sipariş olduğunu düşündüm ve tabağımı kaldırdım, saate baktığımda geç kalmak üzere olduğumu gördüm "Hemen gitmem gerek yoksa geç kalıcam! Görüşürüz teyze seni seviyorum!" dedim ve aceleyle çıktım. Teyzem de arkamdan bana seslendi "Bende seni seviyorum canım!"Okula doğru giderken hâlâ dün gece olanları aklımdan çıkaramıyordum. "O kimdi, neydi?" ve "Gecenin bir yarısında ormanda ne yapıyordu?" gibi sorular aklımı kurcalıyordu.
Ben bunları düşünürken sonunda okula varmıştım, Rose beni sınıfta karşıladı. Ders başlayana kadar konuştuk, öğretmen sınıfa girince herkes yerlerine oturdu. Öğretmen bir duyuru yapacağını söyledi ve içeriye bir öğrenci çağırdı.
Çocuk uzun boyluydu, siyah saçlı ve koyu kahverengiye kaçan kırmızı gözleri vardı. Sınıfa girdiğinde gözleriyle sınıfı taradı, bu sırada öğretmen konuşmaya başladı "Hadeon okulumuza yeni transfer oldu, arkadaşınıza iyi davranın ve yardımcı olun. Sende kendini tanıtabilirsin." Hadeon sakin bir şekilde konuşmaya başladı "Ben Hadeon Blackwell, 17 yaşındayım. Umarım iyi anlaşırız." Öğretmen onu arkada boş bir yere oturttu ve derse başladı.Teneffüs olunca bazıları Hadeon'un yanına gitti, Hadeon onlarla konuşurken aynı zamanda sınıfı gözlemliyordu. Rose yanına geldi ve kantine gitmekte ısrar etti, çok fazla ısrardan sonra ikna oldum ve sınıftan çıktık, bu sırada Hadeon arkamızdan bize bakıyordu.
Dışarıdaki kantine gittik, sırada beklerken gökyüzüne baktım. Hava aydınlık ve açıktı, güneş gökyüzünde parlıyordu ve hafif bir serinti vardı. Hava çok güzel olmasına rağmen içimde bir his vardı, hâlâ dün olanları düşünüyordum.
Rose bir terslik olduğunu anladı ve bana döndü "Hey, iyi misin? Bugün moralin bozuk gözüküyor, bir şey mi oldu?" dedi. Rose'un sözleriyle düşüncelerimden ayıldım "A- evet ya dalmışım sadece" dedim, Rose pek inanmamıştı ama şuan anlatmak istemediğim için uzatmadı. Diğer teneffüslerde Rose moralimi düzeltmeye çalıştı. Önemsendiğimi görmek mutlu etti "Gerçekten sağol, şimdi daha iyi hissediyorum" dedim. Rose sonunda rahatlamıştı "Peki artık ne olduğunu anlatacak mısın?" dedi meraklı bir ifadeyle. Biraz düşündüm sonra anlatmaya karar verdim.Rose: Ne!? İlk olarak sen iyi misin, niye gecenin bir yarısında ormana gidiyorsun? Canına mı susadın!? Bir de sese doğru gitmişsin! Tam tersini yapman gerek! Kaçacaksın, eve gidiceksin! Korku filmlerinde ki salak başrol karakter misin sen ya?
Sora: Tamam tamam, sakin ol. Evet haklısın neden gittim bende bilmiyorum. İçimde bir his vardı, oraya gitmem gerekiyormuş gibi hissettim.
Rose: Senin hissine kanka...ya sana bir şey olsaydı. Neyse ki bir şey yok, bir daha böyle bir şey yapma.
Sora: Tamam yapmam merak etme...
Okul sona erdiği an hemen eve gittim, düşüncelerimden kurtulmaya çalışıyordum. Eve girer girmez odama gittim, pencerenin önüne kuruldum ormanı izliyordum. Ormanı tek izleyen ben değildim, teyzem de mutfakta elindeki notla ormanı izliyordu. Ormanda bizi izliyordu, herşeyi izliyordu... Hava kararmaya başladı, teyzem beni aşağı çağırdı, sofra hazırdı ve beni bekliyordu. Masada derin bir sessizlik vardı, ne diyeceğimi bilemedim, teyzem konuşmaya başladı "Bir şey mi oldu? Sabahtan beri çok düşüncelisin..." dedi.
Dün geceyi anlatırsam teyzemin benim için endişeleneceğini biliyordum bu yüzden "Dün gece çok kötü bir kâbus gördüm de hâlâ etkisinden çıkamadım. Bir şey yok yani merak etme" dedim. Teyzem biraz rahatladı ve yemek yemeye devam etti, bir süre sonra teyzem tekrar konuşmaya başladı "Ormanın hikayesini biliyor musun?" dedi. Ormanı duyunca bir an irkildim ama sonra merak ettim "Ormanın hikayesi mi?" dedim. Teyzem "Evet. Bu ormanın nasıl oluştuğu hakkında" dedi pencereden oradaki ormanı göstererek. Tam olarak anlamadım "Efsane tarzı bir şey mi?" diye sordum, teyzem gülümsedi "Öyle de diyebilirsin" dedi.Teyzem: Her şey çok uzun zaman önce başladı...elementler dünyayı dengeyle oluşturdu, hava, su, ateş, toprak ve ruh. Elementler, düzeni ve enerjiyi koruyordu. Ormanlar, okyanuslar, rüzgarlar, ateşler ve ruhlar hepsi birbirlerini tamamlıyordu.
Bu enerjiyi korumaya yardım edenler vardı, onlar enerjilerini kontrol edebiliyorlardı. Bazıları kendi istekleri için yaparken bazıları ise doğa ve elementlerle çok büyük bir bağlantı duyduğu için yapıyordu. Onlar cadılardı. Cadılar saçma efsanelerde ki gibi çirkin, bencil insanlar değildir, onlar güzel, iyi kalpli, empatik ve kanunlara uyan kişilerdir. Cadıların öğütlerinde dendiği gibi "Mükemmel sevgi ve mükemmel güvenle; Cadıların kanununa uymalısın." Cadılar ve büyücüler, sihirleri ve elementleri korumak için güvenli ve güçlü bir alan oluşturdu.
Bir su damlasının toprağa düşmesiyle başladı, su ve toprak elementi karıştı sonra hava topraktan çıkan küçük fidanlara doğru esti. Hava, su ve toprak elementleri birleşmişti geriye ruh ve ateş elementleri kaldı. Cadılar ve büyücüler orada bir ateş yaktı, tanrıları ve kendi ruhları ile bu büyüyü tamamladılar, bu sayede ateş ve ruh elementleri diğer elementlerle birleşti ve tılsımı oluşturdu.
Bu alan çok güçlü enerjiler içeriyordu, bu yüzden burada ritüel ve büyü yapmak daha kolaydı. Bu alan bizim evin yanındaki orman, bu orman bir tek iyi güçlerle değil aynı zamanda karanlık güçlerle de sarılı. Orman çok fazla enerji barındırdığı için kötü varlıklar ve yaratıklar da burayı kullanıyor... işte bu ormanın nasıl oluştuğu ve içindekiler hakkında az bir bilgi.Sora: ...bunları nereden biliyorsun...?
Teyzem: ...efsaneler...bilirsin...
Sora: Hmm...peki şu cadılar ve büyücüler dışındaki yaratıklar?
Teyzem: O hikayeyi de başka bir güne saklayalım, hadi sen artık uyu saat geç oldu.
Sora: Tamam, iyi geceler teyze.
Teyzem: İyi geceler Sora...
(Selamm! Nasıl buldunuz ^^ yorum yazmayı, fikir belirtmeyi ve oylamayı unutmayın!!💗)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gerçekliğin gözü
خيال (فانتازيا)Sora Neira hayatında olan değişiklikleri ve garip olayları fark ediyor, bunun üzerine bir sürü gizli sırlar ortaya çıkıyor...Hayatı yalandan ibaret miydi, yoksa tüm bu güçler ve gizemler onun için fazla mıydı? Yalanlar ve sırlar ortaya çıkmayı bekli...