Kapıyı yavaşça araladım, kapının gıcırtısı tüm koridorda yankılandı. İçeriye karanlık hâkimdi. Duvarlarda portreler asılıydı, net görmek için telefon ışığını açtım. Biraz daha ilerledikçe portrelerdeki kişilerin kim olduğunu anlamaya başladım. Soyumdan gelen tanımadığım büyüklerim; büyük büyük babam, büyük büyük annem, büyük babam, büyük annem, babam, annem ve teyzem...Bunlar ne anlama geliyordu? Neden teyzemin, annemin resmi vardı? Burası neresiydi? İlerlemeye devam ettim, bir odaya girdim. Eski bir kütüphaneydi. Odayı incelemeye başladım, masada ki bir kitabı fark ettim. Üstünde güneş ve ay sembolleri vardı, kitabı elime aldım ve incelemeye başladım. Arkamdan gelen sesle irkildim.
"Ailen hakkında gerçekleri öğrenmeye hazır mısın?" korkuyla arkama döndüm ama ses tanıdıktı. "Hadeon? Burada ne işin var?" Hadeon karanlıktan yavaşça çıktı ve bana yaklaştı. Işığa doğru çıktıkça gölgesi belirdi, ormandaki gölge! "Beni takip eden sendin!" korkmuş ve sinirliydim, bir adım geriye gittim. Hadeon yaklaşmaya devam etti, yüzünde nefret ve ihanete uğramış bir ifade vardı. "Kaderinden kaçabileceğini mi düşünüyorsun?" Yüzündeki nefret çok net okunuyordu. "Hepiniz aynısınız. Sizin yüzünüzden ne duruma düştüğümüzden haberin var mı?" korkuyla geriye gittim, ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Hadeon giderek yakınlaştı, burun burunaydık. Hadeon'un sıcak nefesini tenimde hissediyordum. "Neyden bahsediyorsun? Anlamıyorum!" dedim nefesimi hızlıca vererek. "Yakında anlayacaksın kızıl, elindeki kitap sana yol gösterecek." dedi Hadeon. Biraz daha beni inceledi, koyu gözleri yüzümü tarıyordu ve sıcak nefesi tenimde geziyordu. Sonunda geri çekildi ve oradan uzaklaştı. Orada donakalmıştım, göğsüm yanıyordu ve tuttuğum nefesi zar zor verebilmiştim.
Olanları kafamda oturtmaya çalışıyordum. Ormandaki gölge Hadeon'du beni buraya getirmişti, gerçekleri öğrenmem için mi? Ailem ne saklıyordu? Biraz daha malikaneyi dolaştım ve o kitabı yanına aldım. Saat daha çok geç olmadan oradan ayrıldım ve eve geri döndüm. Odamda tüm olan bitenleri düşünüyor, uyumakta zorlanıyordum. Sabah kalktığımda aklıma ilk okulda Hadeon ile karşılaşacağım geldi, nasıl davranmam gerekiyordu? Telaşla hazırlandım ve kahvaltıya indim. Teyzemin dünden beri garip hâllerini fark ettim ama bir şey demedim, belli ki konuşmak istemiyordu. Okulun hızlıca bitmesini umarak yola koyuldum.
Hadeon'un davranışları öncekisinden farklı değildi, her zaman ki gibi soğuk ve sertti. Aslında bu beni bir nebze rahatlatmıştı. Tek aklımda kalan onun dün dedikleriydi. O kitapta neler vardı? Neira ailesi neler saklıyordu? Bunları öğrendikten sonra hayatım çok değişecekti...
~~~
Hadeon: Herşeyi öğrenmek üzere. Bundan emin misin?
?: Beni sorguluyor musun?
Hadeon: Hayır. Öyle demek istemedim efendim. Sadece bana böyle bir görev...bundan daha güçlüyüm.
?: Biliyorum. Bu yüzden bu görevi sana verdim Derek. Sana güveniyorum ve onu her şekilde koruyabilcek kadar güçlüsün.
Hadeon: Teşekkürler efendim, ama şuanlık başına hiç bir şey gelmedi.
?: Şuanlık. Neira ailesi düşündüğümüzden daha güçlü, yakında onun peşine düşecekler. Her şeyi öğrenmeli.
Hadeon: ...Eğer bu yolu seçmek istemezse ne olucak? Annesinin yolundan giderse?
?: Bunun olmaması için elimizden geleni yapmalıyız. Şuan ki en güçlü cadı o, aynı hatayı yapmasına izin veremeyiz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gerçekliğin gözü
FantasiaSora Neira hayatında olan değişiklikleri ve garip olayları fark ediyor, bunun üzerine bir sürü gizli sırlar ortaya çıkıyor...Hayatı yalandan ibaret miydi, yoksa tüm bu güçler ve gizemler onun için fazla mıydı? Yalanlar ve sırlar ortaya çıkmayı bekli...