Önceki bölümle aynı bu da.
Tam smut değil.Jaehyun, terasta çok fazla durmadı. Sıcak bir duş almak icin almak için odasından çıktı. Bunu yaparken de kendi ihtiyacını karşıladı. Sıcak suyun altında kendi kendini rahatlattı. Kasıklarının zonklamasına neden olan arzudan kurtulmuştu fakat bu rahatlama uzun süremeyecekti.
İki kere Yuta'yı gördüğü rüyasından uyandı. Rüyalarında Yuta ile öpüşüyor, birbirlerine dokunuyorlardı. 'Ne istiyorsun?' diye sormuştu Yuta. Rüyasında ne istediğini gösterebilirdi. Özgürdü ne de olsa. Ona istediği gibi dokunabilirdi. Onu istediği gibi öpebilirdi. Bacaklarını aralayıp içine girebilirdi.
Her uyandığında hissettiği hayal kırıklığı öfkeye dönüşüyordu. Yataktan çıktığında oldukça huysuz bir hal almıştı.
Dağınık saçlarını elleriyle karıştırdı. Uyuyamayacağından emin olduktan sonra yanında uyuyan Yuta'nın sevimli suratına baktı bir süre.
Eğilip yuvarlak, tombul yanağına dudaklarını bastırdı ve kokusunu içine çekti.
"Yuta, uyan."Küçük olan kıpırdandı ve gözlerini araladı. Uykusunun tamamen açılması yaklaşık otuz saniyesini aldı.
"N-ne yapıyorsun?""Ava gideceğim."
Jaehyun, baş parmağıyla onun yanağını okşarken söyledi.
Yuta'nın üzerine eğilip, büyük ellerini beline sardı. Artık yüzleri aynı seviyedeydi.. Gözleri yeşilin oldukça çekici bir tonuydu. “Sana haber vermek istedim. Geçen seferki gibi yapmaman için.”
Yuta yalnız uyandığında sonraki günler, Alfaya karşı daha soğuk oluyordu.
Fakat küçük omegayı uyandırmasının tek nedeni bu değildi tabiki.Jaehyun'un gözleri ışıltıyla bakarken eli de Yuta'nın kalçasına doğru kaydı. “Ne yapıyorsun?” diye haykırdı Yuta şaşkınlıkla.
“Bazı becerilerim var. Ordunun öğretmediği beceriler. Tek başıma öğrendiğim beceriler.” Yüzünü onunkine doğru eğdi ve dudaklarıyla yüzüne dokunmaya başladı. “Kişisel becerilerimi öğrendiğin zaman bayılacaksın.”
Yuta, onu itmesi gerektiğini düşündü. Daha uykudan yeni uyanmıştı erçekten, onu itmeliydi ama dudakları onunkilere dokunmaya, onu usul usul okşamaya ve öpmeye başlamıştı. Biraz beklemeye karar verdi.
Jaehyun'un becerileri konusunda ne kadar iyi olup olmadığını görmek istiyordu.
Ateşi geldiğinde onlarca kez sevişmişlerdi fakat çoğu anısı bulanıktı. Başını sağa doğru eğerek Alfanın kokusunu içine çekti, anılarını hatırlamaya çalıştı. Güzel kokuyordu. Sabun gibi, soğuk bir rüzgâr gibi. Tadı kokusundan da güzeldi. Sıcak dudak ve ateşli seks tadı vardı. Evet, o kısmı hatırlıyordu.Bir süre usulca öpüştükten sonra, giderek daha şehvetli bir hal almaya başladılar. Yuta durmadan kendi kendine, bunun sadece basit bir öpüşme olduğunu tekrar edip duruyordu. Başka bir şey olmayacaktı. Kollarını Alfanın boynuna doladı. Parmak uçlarıyla kısa saçlarına dokunmaya başladığı anda odanın havası onu daha çok cezp etmeye başladı. Dilleri birbirine dokunuyordu. Tadı o kadar güzeldi ki, duramıyordu.
Jaehyun'un göğsünün sertliği ve gömleğinin yumuşaklığı Yuta'nın göğüslerinin ağırlaşarak, meme uçlarının sertleşmesine neden olmuştu. Öpüşmeye o kadar açtı ki, Alfanın dudakları onu resmen doyuruyor, bacaklarının titremesine neden oluyordu. Damarlarında dolaşan kan yanıyor, karnına hücum ediyordu. Bacaklarını heyecanla kasmıştı.
Hissettiği heyecan ve arzuyla, Jaehyun'un elini poposundan bacak arasına doğru kaydırmasını hayal ediyordu. Öyle bir heyecandı ki bu, aklını başından alıyordu.
Jaehyun başını yana doğru eğerek onu daha şiddetli bir şekilde öpmeye başladı. Yuta daha fazlasını istiyordu. Rahatsız sonra kıpırdanmak zorunda kalınca Jaehyun onu kaldırıp kucağına oturttu.
Jaehyun'un pantolonunun altındaki sertliği Yuta'nın bacak arasına sürünüyordu.
Alfa parmak uçlarıyla, onun köprücükkemiğini okşamaya başladı ve elbisesinin aşkı iplerinden birini indirdi. Omega onun omuzlarına tutunuyordu.Dudakları inanılmaz bir şehvetle birbirine kilitlenmişti.
Jaehyun'un omuzları çok sertti ve Yuta'ya dokunurken inanılmaz bir haz alıyordu. Diğer askıyı da indirirken onun göğsünü okşuyordu.Jaehyun'un güçlü eli Yuta'nın çıplak tenine dokunduğu anda Yuta zevkle inledi. Onu ilkel bir içgüdüyle istiyor, arzuluyordu. Bu zevki sonuna kadar tatmak istiyordu. Jaehyun onun göğsünü avuçladı ve avucunun sıcaklığıyla okşamaya başladı. Dudakları Yuta'nın boynunu öpüyor, kulağına dokunarak onu daha da tahrik ediyordu.
İnce elbisesinin üzerinden kalçalarını okşamaya başladığında Yuta tepeden tırnağa titredi.
“Teninin tadı çok güzel,” diye fısıldadı Jaehuun boynunu öperken. “Çok güzel kokuyorsun. Tanrım, seni o kadar istiyorum ki.”“Evet.” Yuta'nın zihninde uyarı çanları çalmaya başladığı anda Yuta onları susturdu.
"Dışarı çıkar." Jaehyun inledi. “Eline al."
Yuta elini, Jaehyun'un omzundan göğsüne doğru kaydırdı. Her dokunuşla daha da kasılıyordu. Nefesi hızlanmış, Yuta'nın dokunuşunu bekliyordu.Uyarı çanları yine çaldığı anda Yuta, Jaehyun'un kasıklarına doğru uzanıyordu.
“Dur,” diye fısıldadı Yuta ve kocasını omuzlarından itti.Jaehyun, Yuta'nın göğsünü daha sıkı kavradı. Acıtmıyordu fakat bırakmak ister gibi bir hali de yoktu.
"Yapamayız Jaehyun henüz değil."
"Yapabiliriz.”
“Hayır.” Yuta onu hızla itince Jaehyun elini çekmek zorunda kaldı.
Jaehyun'un gözlerine baktı. Arzu dolu bakışlarının altında fırtınalar kopuyordu. O kadar yakışıklıydı ve Yuta onunla sevişmeyi o kadar çok istiyordu ki. “Asla,” diye ekledi vurgulayarak, Jaehyun'dan çok kendi kendine.
Jaehyun derin bir nefes aldı. Bir yere yumruk atmak ister gibi duruyordu. Yuta'yı işaret etti. “Sakın yanıma yaklaşma, Yuta. Çünkü seni temin ederim ki, bir sonraki sefer kesinlikle durmayacağım. İster yatağımızda ol, istersen bahçenin ortasında duruyor ol, umurumda bile değil.” Yataktan hızla kalktı. “Seni soyup üzerine atlayacağım.”
Yuta nefes nefese bir halde Alfanın odadan çıkışını izledi.
Karnında yanan arzuyla hissettiği endişe birleşmişti. Sanki Jaehyun az önce bir hışımla ve inanılmaz seksi bir şekilde odadan çıkmamış gibi. Doğal davran. Sakin ol. Kendi kendine söylendi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The King↝YuJae
FanfictionHerkes Jaehyun'u bu toprakların sahip olduğu en büyük İmparator olarak tanımlardı. Bilge, büyük bir savaşçı, vizyoner bir lider ve karizmatik. Bununla birlikte, İmparator aynı zamanda soğukkanlı ve acımasızdı.