Bölüm 15

169 18 9
                                    




Yuta gözlerini açtı, son birkaç günde ona ne olduğunu hatırlamadan önce gözleri odada yorgunca etrafına bakındı. O ve İmparator vahşi hayvanlar gibi ortalıkta sevişiyorlardı.

Anıları hala sisli olsa da Jaehyun'u ne kadar sıkı tuttuğunu hatırlıyordu, sanki bırakırsa ortadan kaybolmasından korkuyormuş gibi.
Başını çevirdi ve yanında uyumaya devam eden Alfaya baktı. Sırtı kendisine dönüktü ve Yuta onun çıplak sırtındaki tırnak izlerini, omzundaki ısırıkları net bir şekilde görebiliyordu.

Kendi üzerindeki yumuşak çarşafı iteledi ve bedeni açığa çıktığında şaşkınlıkla dudakları aralandı.
Uyluklarında, karnında, göğüslerinde saymayacağı kadar çok iz vardı. Hareket etmeye çalıştığında acıyan belini görmek için eğildiğinde morarmış büyük parmak izleri oradaydı. Hızlıca elini karnına koydu ve okşadı. Bebeği kontrol etmesi için biran önce Johnny'e gitmeliydi.

Vücudunun birçok yerinde ağrı hissediyordu. Zarif ellerinden biri istemsiz olarak boynuna gittiğinde hissettiği yara ile gözleri irileşti.
"Bu da ne?"
Yanında uyuyan Alfaya uzanıp onu sarsmaya başladı.
"Jaehyun, uyan!"

Jaehyun, rahat uykusundan uyanırken homurdandı ve sızlanıp bir şeyler mırıldanan küçük bedeni kucağına çekti. Hala gözleri kapalı haldeyken çırpınan omegayı göğsüne yaslamaya devam ediyordu.
"Sadece uyu."

Yuta zarif ellerinden birini Alfanın çenesine koyup onu itmeye çalıştı.
"Bırak beni! Beni mühürledin!"
Sesi titriyordu.
"Beni mühürledin, yine de umursamaz bir pislik olmaya devam edeceksin ve kalbimi kıracaksın!" En sonunda ağlamaya başladı.

Jaehyun artık uyanmıştı. Endişeyle Yuta'yı tutuşunu gevşetti. "Hey sakin ol küçük omega." Onun belinde duran elini kaldırıp yanağını nazikçe kavradı.
"Bunu isteyen sendin unuttun mu?"

"Yalan söyleme!" Küçük olanın kafası o kadar karışmıştı ki, bunu ona ne zaman sormuştu?
Anıları hala sisliydi.

"Kurtlarımız aklımızı ele geçirdiğinde en tehlikeli sırrımızı ve arzumuzu açığa çıkaracaklarını söylerler" Yuta'nın şirin gözlerine bakarken sırıttı.
"

Kurdun sadece sana bakmam için bana yalvarıp duruyordu, ve birçok kez seni mühürlemem için de. Dört gün boyunca beni asla bırakmadın ve aynı şeyleri tekrar ettin."

Yuta'nın aklında bazı anılar canlanırken yanakları yanmaya başladı.
"Onlar bir Alfayı arzulayan ateş içinde bir omega ait sözlerdi!"

"Peki öyle olsun,"
Yuta artık sadece utanıyordu ama ağlamayı bırakmamıştı.
"Ağlama. Evlendiğimizden bu yana senden başka kimseye dokunmadım. Bunu düşünmedim bile." Jaehyun, küçük olanın dört gün boyunca zevk içindeyken bile ağladığını, sadece ona bakması için yalvardığını net bir şekilde hatırlıyordu.
"Seni mühürlememiş olsam bile asla aklımdan çıkmıyordun. Senden uzaklaşmak ve aklımdan çıkmanı istedim. Bunun sana zarar verdiğini görsem bile umursamadım."

Yuta, büyük olanın kolları arasından çıktı ve ona sırtını döndü.
"Bencil pisliğin tekisin."
Dudaklarını birbirine bastırdı. Kötü bir kelime söylemişti, annesi duysa onu kesinlikle azarlardı.

"Öyleyim."
Uzanıp küçük olanın omzuna nazik bir öpücük kondurup geriye çekildi.

🍀


Doktor yarım saat sonra odaya girerek Yuta'nın bebeğini kontrol etti. Neyse ki bebek sağlıklıydı ve vücudu da öyleydi. Isısı vücudunu çok fazla yorduğu için bolca dinlenmeye ihtiyacı vardı.

Jaehyun, odasının bir köşesinden eşini muayene eden doktoru izlerken yumruğunu sıkmakla yetindi. Bilinen en iyi doktor olduğu için onu saraya getirmeyi kendisi seçmişti.

Johnny, bebeği kontrol etmişti. Şimdi ise kızıl saçlı omeganın vücudunda ilaç, merhem benzeri bir tedavinin gerektiği yaraların olup olmadığını kontrol etmesi gerekiyordu.

"Ağrı hissettiğiniz bir yeriniz varsa bakmam gerekiyor Majesteleri. Müsade eder misiniz?"
Johnny odanın köşesinde dikilen imparatordan çekinerek sordu.
Yuta Johnny'e bakmak için başını çevirmeden hemen önce sinir küpüne dönmüş Jaehyun'u gördüğünde oturduğu yerde kıpırdandı.

"Hmm.. evet, belim o kadar çok acıyor ki dönerken zorlanıyorum. Göğüslerimde ki ısırıklar da canımı yakıyor."
Sırtını yasladığı yatak başlığından ayırıp dikkatlice üzerindeki geceliğin askılarını indirdi. Üst bedeni çıplak kaldığında somurttu.
"Her yerimde çürükler var."
Saçlarını omzunun arkasına atıp sırtını dikleştirdi ve aşağıdan Johnny'e baktı, somurtmaya devam ederken.

Johnny baştan çıkarıcı manzaraya karşı yutkundu ve sesini kontrol etmeye çalışarak konuştu. "Kaburga kemiklerinizi kontrol etmemde fayda var majesteleri."
Yuta'dan onay aldığında eğildi ve büyük ellerinden biriyle küçük omeganın beline tutundu. Nazikçe belinin iki tarafını da yokladı. "Sadece yüzeysel olarak zedelenmiş gibi görünüyor, gerekli bir merhem iş görecektir majesteleri. Yardımcı olduğunuz için teşekkür ede-.."
Odanın köşesinde bekleyen diğer Alfanın hırladığını duyduğunda geriye çekilip eğilerek selam verdi ve odadan çıktı.

Yuta odadan çıkan Alfanın ardından eşine döndü ve göz devirdi.
"Şimdi de beni kıskanıyor musun?"
Elbisenin askılarını omuzlarına tekrar çıkardı.

Jaehyun hala durduğu yerde kalmaya devam etti.
"Onun aklını neredeyse okuyabiliyorum, bende bir Alfayım."

"Neden umrunda peki?"
Boynundaki ize dokundu.
"Bu aptal iz yüzünden mi? Benden uzak dursan iyi olur. Seni görmek istemiyorum."
Yatağa uzandı ve sarılmak için yastıklardan birini kucağına çekerken devam etti.
"Yüzüne baktığımda sadece öfke hissediyorum, bana ve bebeğime zarar veriyorsun."

"Bu doğru değil Yut-.."

"Duymak istemiyorum, çık odadan! Yoksa tekrar ağlayacağım."

Jaehyun derin bir nefes aldı ve sakinleşmek için gözlerini kapattı, bir süre bekledi.
Ne küçük omegayı üzmek ne de onun tatlı yeşil gözlerine bakıp büyülenmek istemiyordu. Eşinin sözünü dinleyip giyindi ve odadan çıktı.

The King↝YuJaeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin