(yarı +18 bölüm😉)
Odaya girdikten sonra normal şeylerden konuşmuştuk ama demir sessizdi. Gözü benim üzerimdeydi. Fazla umursamadan arada ona bakarak babamların konuşmalatına dahil olmuştum.
Akşama doğru rasim amcalar kalkınca onları yolculayıp babamım yanına gittim. Ama babam normalde olduğundan daha düşünceliydi. Odasına girdiğimde yanına oturmamı söyledi.
"Buse kızım yanıma gel" babamın yanına ilerleyip yatağın yanındaki koltuğa oturdum.
"Seni çok sevdiğimi biliyosun değil mi kızım? " neden veda eder gibi konuştuğunu anlamadan babam devam etticekti ki hemen atladım.
"Biliyorum tabiki babacım. Bende seni çok seviyorum" bu konuşma gözlerimin dolmasına sebep olurken babam yaklaşıp yanağıma bi buse kondurdu.
"Yarın için avukatımı çağır olur mu" kafamı sallayıp bende onu öptüm. Gülümseyip saçımı okşadı.
"İyi geceler prensesim" gülümseyip bende ona iyi geceler diledim.
"İyi geceler babacım" odasından yavaşça çıkıp kapıyı kapattım. Babam her akşam bunu yapardı sanki bana veda eder gibi. Günün akşamında bunu yapmasının sebebi sabahını görememesiydi sanırım. Ya da sabaha yaşayamicağını düşünmesiydi.
Gözlerim dolu dolu odaya giderken telefonum çaldı. Cebimden çıkarıp arayan kişiye bakınca ozan olduğunu gördüm ve gülümsedim. Odama geçip telefonu açtım ve kulağıma götürdüm.
"Busem"
"Efendim ozan"
"Napıyosun bakalım" odanın içinde dönerken konuştum.
"Odama geçtim şimdi oturuyorum sen"
"Bende çok güzel bi kızın kapısına geldim ama onunla telefondan konuşuyorum"
"Ne anlamadım?" pencereye yürüdüğümde ozan'ı uzun aradan sonra görmek beni çok iyi hissettirmişti. "Bi dakka buraya gelmişsin! "
Telefonu cevap vermesini beklemeden kapattım ve aşşağı koşa koşa indim. Kapıya yavaşlamadan koşup açtığımda ozan'ı görmemle boynuna sarılmam bir oldu.
Kokumu içine çekip konuştu.
"Çok mu özledin sen beni? "
"Hmm hmm" kafamı sallayıp mırıldanışım daha sıkı sarılmasını sağlarken kafamı kaldırıp yüzüne baktım.
"Nerelerdeydin bunca zaman? "
"Güzelim işim vardı biliyosun, inan bana seni görmeden geçirdiğim süreler geçmiyo" dudağımın kenarı havalanınca yavaşça sırıttım. Yanağına bi öpücük kondurup geri çekilince gözlerime bakıp hiç beklemeden dudağıma yapıştı.
Ani bi şaşkınlıkla donup kalmıştım ama çok geçmeden bende öpüşüne karşılık verdim. Ellerim boynuna dolanırken ensesine gitti. Ensesimdeki küçük saçlarla oynayarak öpüşüne karşılık veriyodum.
Elleri belimdeki yerini alınca beni sıkıca sardı. Uzun öpüşünden sonra nefes almak için geri çekilicekken daha fazla sarıldı. Artık gerçekten boğulucağımı anlayınca zorla ayrılıp derin derin nefes aldım. Göğsüm hızla inip kalkarken gözlerim kapalıydı. Sonra ozan'ın fısıltısı kulağıma geldi.
"Özür dilerim" gözlerimi yavaşça aralayınca anlamadığım bi pişmanlık vardı üzerinde. Gözlerindeki hüznü pişmanlığı görüyodum ama neden pişmandı?
Nefes nefese söylediği şeyi anlamadığımı dile getirdim.
"Neden özür diliyosun sevgilim? "
Gözlerimin en derinine bakarken sadece belimde olan kollarını daha fazla sarıp sarılmakla yetinmişti. Kafamı göğsüne koyunca hala neden özür dilediğini düşünüyodum ama uzun sürmedi. Tekrar konuştu.