Hoseok kahvaltı için güzel manzarası olan bir yere getirdi, arabayı park ettiğinde hemen indim.
Ormanlık alandaydı ve manzarası çok güzeldi, yanıma geldiğinde beline sarıldım.
"Burası çok güzel hoseok"
"Gel hadi, yemek yemedin"
Saçlarımı okşayarak konuştuğunda gülerek kafamı kaldırıp ona baktım, yanağımı okşadı, geri çekildiğimde ilerledik.
Jungkook önden gitmişti, fazla kimse yoktu, dışarıda oturduk, hoseok yanıma oturduğunda ona baktım.
"Fazla kimse yokmuş"
"Hafta sonları dolu oluyor"
"Teşekkür ederim hoba"
"Teşekkür edecek bir şey yok"
Kafamı omuzuna koyduğumda jungkook geldi, karşıma oturdu.
"Biraz dan gelir"
Kafamı salladığımda bir kadın ekmek getirdi, glutine alerjim vardı, hoseok kadına baktı.
"Mısır unu ekmeği var mı?"
"Üzgünüm efendim, burada mevcut değil"
"Tamam,teşekkürler"
"Rica ederim"
Kadın gittiğinde jungkook'a baktı,jungkook kalkarak gittiğinde hoseok'a döndüm.
"Sorun değil di hoseok"
"Alerjin var"
Kadın diğer yiyecekleri getirdi, gittiğinde hoseok tabağıma patates kızartması koydu, açma ve simitleri kendi tafanında durduğu ekmeğin yanına koydu, gülerek çatalı alarak yemeye başladım.
Beş dakika sonra jungkook elinde ekmek ile geldiğinde hoseok alarak poşetten bir dilim çıkarttı, yağ ve reçel sürüp uzattığında aldım.
Hoseok ile daha çok baba oğul gibiydik, çalışan ve patron ilişkisi aramızda yoktu, beni ve iyiliğimi, sağlığımı ve güvenliğimi benden daha çok düşünmesi beni mutlu ediyordu.
Ona çekilmekten başka bir şey yapamıyor, sürekli yanımda olmasını istiyordum.
Ekmeğimi bitirdiğimde bu sefer bal ve kaymak sürdüğünü uzattı, onu da alarak yedim, tabağıma zeytin, yumurta,salatalık koyduğunda onları da yemeye başladım, hem kendisini yiyor hem benim için uğraşıyordu.
İyice doyduğumda geri yaslandım, bitki çayını önüme koydu,içine bal da koyarak karıştırdığında alarak içtim.
Hoseok hesabı ödediğinde kızdım ama beni dinlemedi tabi, kulaklığım bozulmuştu ve ben almaya üşenmiştim, öne doğru eğildim.
"Hoseok kulaklık alalım"
"Tamam"
Arabayı sağa döndürdüğünde avm ye gideceğimizi anladım, hoseok'un koltuğunun arkasına geçerek uzamış siyah saçları ile oynadım, bunu çoğunlukla yapıyordum ve oda bir şey söylemiyordu.
20 dakika sonra araba durduğunda ördüğüm saçı açtım, arabadan indik, hoseok'un koluna girdim, kulaklık satan mağazaya girdik, siyah ve kablolu istiyordum, Bluetooth lu olanları şarj etmem gerekiyordu ve bu sinir bozucuydu.
Hoseok'a döndüm.
"Kablolu alalım"
Jungkook adam ile konuşunca yanımıza geldiler, adam bana baktı, maskemi arabadan iner iken takmıştım ama hoseok'u da herkes benim kadar tanıyordu ve adamda tanımış olmalı ki gülümsedi.