Şarkı: Del Yar - Sara Naeini
2.BÖLÜM - Sahte Gerçekler
Gözünü açtığında kamaştıran güneş. Yakıcı ama güzel. Sabahın başlangıcını belli eden bir işaret. Ama bazen... Bazen işte. Sadece gözlerini değil, kalbini yakan bir işaret. Sadece sabah olduğunu belirten bir işaret değil, bazı şeylerin bittiğini işaret eden bir işaret.
VII BENEK
Gözümü açtığımda karşılaştığım karanlıkla yerimde doğruldum. Odamda cam veya pencere yoktu. Güneş ışığını hissederek sevinecek bir geçmişimde yoktu. Sorun değildi. Böyle iyiydi.
Baş ucumdaki ışığı açarak etrafı inceledim. Hâlâ aynıydı. Sabah bıraktığımda dağınıktı ama şuan derli topluydu. Muhtemelen Hayal yine duramamış dağınıklığın üstesinden gelmişti. Konu temizlik olunca enerjisi bitmiyordu.
Bakışlarım etrafta gezinirken koltuğun başında gördüğüm ceketle duraksadım. Kime ait olduğunu bilmiyordum ama anlayacaktım. Ayağa kalkarak ceketi elime aldım ve tekrar yatağa oturdum.
Elimi ceplerinde gezdirirken düşündüğüm tek şey Karakum'a ait olmamasıydı. Tekrar onunla görüşmek istemiyordum. Fazla muhattap olmuştuk ve bu kadarı yeterliydi.
Elimi sağ iç cebine sokmamla soğuk bir metal parmaklarımın ucuna dokunmuştu. Yavaşça kavrayarak elime aldım ve ne olduğuna baktım. Gümüşten olduğuna emin olduğum bir bıçaktı. Keskin olan kısmı kırmızı bir renge boyanmıştı. Yüzümü buruşturarak diğer ceplerine geçmiştim ki kalbinin üstünde olan cebinde bir mendil vardı. Beyaz olan mendilde yer yer kan damlaları vardı. Bunuda bir kenara bıkarak sol iç cebine baktım. Elime gelen deriyle cüzdan olduğunu anlayarak bir süre kurcaladım. Kredi kartları, bir miktar nakit para, VIP giriş kartları, üyelik kartları, otobüs kartı. Ne? Utku'dan araba galerisi olduğunu öğrenmiştim. Otobüsle ne işi olsundu ki?
Otobüs kartını elime alarak bilgilerine baktım. Lisedeyken çıkartmıştı. Ama o zamanlarda dahi adını duyuran biri olmuştu. Yüklü miktarda olan servetinin orta okul zamanlarında başladığını söylüyorlardı. Otobüse veya servise ihtiyacı yoktu.
Cüzdanını geri bırakacakken içinden düşen fotoğrafla duraksadım. Bu fotoğrafın onda ne işi vardı? Bende bile yoktu. Nadir anlarda gülümseyen biriydim ve asla güldüğüm fotoğraflar elimde olmazdı. Ve o gülümsediğim bir anı yakalamış, cüzdanında bir yerde saklamıştı.
Beni tanıyıp tanımadığı önemli değildi. Hamlelerimi biliyordu. Fotoğrafımı cüzdanında taşıyordu. Benimle işi neydi?
Ceketi yatağa bırakarak dolaptan siyah bir crop ve yine siyah bir pantolon aldım. Çıkardıklarımı hızla bir kenara bırakarak onları giydim. Ceketini Karakum'a iletecektim. O ceketi alacaktı, ben cevapları.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VII BENEK | Düzenlenecek
Ficción GeneralUğur böcekleri şansdı, sevinçdi, bağlılıktı. Uğur yalnızlıktı, acıydı, kandı, vahşetti. Uğur zehirdi. Kanlı anıların en büyük kanıtıydı. Hepsi yedi benekte gizliydi. Yıllar sonra Uğur'a güvenirken geçmişi kanlı anıların ardına gizlediğinin farkında...