11

90 11 0
                                        

Chan ona sahilde yürümeyi teklif ettiğinde Hyunjin bunu hemen kabul etmişti. Denizin yanında yürümeyeli uzun zaman olmuştu. Temiz havayı içine çekip yavaşça yürümeye devam ettiğinde Chan'ın anlattıklarına dikkatini vermeye çalıştı.

''Yani şu an biraz sıkışığım, aslında olmamam gerekiyor. Yani, okula gittiğim yok, çalışıyor da sayılmam ama yine de programım dolu. Biraz saçma aslında.''

Dinlediğini göstermek için zaman zaman kafasıyla onaylıyordu. Chan, buluştuklarında ona şu sıralar ne yaptığını sormakla başlamıştı. Hyunjin kısaca yanıt verip aynı soruyu ona yönelttiğinde bu kadar çok bilgi almayı beklememişti.

Hoşuna gitmiyor değildi. Sadece odaklanmayı zor buluyordu. Chan ile ilgili değildi aslında. (Biraz öyleydi.) Dün teslim etmesi gereken ödevi için sabahlamıştı ve bugünkü dersleri fena derecede sıkıcıydı. Havasında değildi. Sadece eve gidip uzanmak ve Yeji'ye ona kahve yapması için yalvarmak istiyordu.

Yine de Chan'a çoktan söz vermişti, onu ekemezdi.

Sahilin daha kalabalık tarafına geldiklerini fark ettiğinde ilerlerinde onlara doğru yürüyen üçlünün tanıdık geldiğini fark etti. Biraz daha yaklaştıklarında bu üçlünün Minho, Jisung ve Felix olduğunu görünce gülümsedi. Onlar onu daha fark etmemişti. Minho denize baka baka yürüyordu, Jisung ile Felix ise kendi dünyalarında gibiydi.

Minho'nun basit tişört pantolon kombininin onu bu kadar çekici göstermesi normal miydi? Elindeki erimeye başlamış dondurmanın dökülmemesi için çaktırmadan verdiği çabanın onu şirin göstermesi ne kadar normaldi?

Yine fazla heyecanlanıyorsun diye kızdı kendine. Bu sırada Minho kafasını daldığı mavilikten alıp onlara çevirmişti.

Hyunjin ondan da bir gülümseme, yüzünde onu gördüğüne memnun olduğuna dair bir işaret görmeyi beklemişti. Bunun yerine Minho'nun kaşık çatları ve rahatsız gözüken yüzünü gördüğünde kafası karıştı. Onu gördüğüne sevinmemiş miydi?

O sırada ona değil yanındaki kişiye, Chan'a baktığını fark etti. Kıskanmış mıydı?

Ama yüzünde kıskançlık izinden çok öfke gördü. Hyunjin'in orada olduğunu fark etmemiş bile olabilirdi. Buna kırılmamaya çalıştı.

Yüzyüze geldiklerinde Jisung ve Felix'in sessizleştiğini fark etti. Minho bir şey demeden Chan'a bakıyordu.

''Selam Min, bayadır görüşemiyoruz.'' diye kibarca gülümsediğinde Hyunjin Minho'ya Min demesine takıldı. Min. Tanışıyorlardı demek.

''Görüşmek istemediğimi açıkça söylemiştim diye hatırlıyorum.'' Jisung  boğazını temizlediğinde Minho sorgularcasına arkadaşına döndü. Jisung kafasıyla Hyunjin'i işaret ettiğinde Minho onu hatırlamış gibi ona baktı. 

''Meşgul olma nedenin bu muydu?''

Minho'nun bakışları sonunda Hyunjin'e dönmüştü. Ama keşke dönmeseydi.

Kırgınlık ve kızgınlık. Minho'nun gözlerinde gördüğü şeyler bunlardı. 

Nedenini anlayamadı. Chan ile olan ilişkilerini yanlış mı anlamıştı? Hem Minho ile Chan ile nereden tanışıyordu? Neden ona bu kadar düşmanca bakıyordu?

Bu sorularının cevabını almak için ağzını açacaktı ki Minho hızlıca yanlarından geçip yürümeye başladı. Hyunjin arkasından kalakalmıştı. 

Minho ile tanışalı uzun zaman olmadığını biliyordu fakat tanıştıkları süre boyunca onu hiç böyle davranırken görmemişti. Üstelik Hyunjin hiçbir şey yapmamışken tek kelime etmeden hatta cevabını bile beklemeden böylece oradan ayrılması onu şaşırtmış ve kırmıştı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 22, 2024 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

yarım kalp | hyunhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin