"Bölümde geçen şarkı"
Duvarlara tutunarak yukarıya çıkmaya çalışıyordum ama üç mediven çıktıktan sonra dördüncü merdivende takılıyordum. En sonunda odanın bulunduğu kata geldim ve kapıyı açtım. Koltuğun üzerinde biri var gibiydi ama emin olamıyordum. Herhalde Hazal koltukta uyudu diye düşünüp kendimi yatağa doğru bıraktım.
***
Hazal'ın anlatımı ile
Sabah gözlerimi zorlukla açtım. Nedensiz bir baş ağrısı ile tam yataktan doğrulacaktım ki yanımda birinin koları arasındaydım. Hemen kafamı yan tarafıma çevirip baktığımda Baran'ı gördüm. Gece gelip benim yanımda mı uyumuştu? Koltuğa baktığımda bıraktığım yastık ve örtü hâlâ aynı yerinde duruyordu. Baran Ağa'nın belime dolanan ellerini çekmeye çalışıyordum ama sanırsın ahtapot gibi sarılmış bırakmıyor.
"Baran ağa kalk hadi kalk." Uyanması için hem dürtüyordum hemde konuşuyordum. Sonunda gözlerini açmaya çalışıyordu. "Ağam yatak rahat mıydı bari." Gözlerini açıp bana doğru baktı. "Ne yatağı?" Ay bu adam ciddi olamaz, olmamalı.
"Şuan da uyuduğunuz yatak." Hemen gözlerini açıp etrafta gezdirdi ve daha sonra bana baktı. "Ben akşam senin koltukta uyuduğunu zannettim o yüzden yatakta uyudum." Derken bir yandan da başını ovuyordu sanırım başı ağrıyordu. Sen böyle davrandıkça senin başın daha çok ağrıyacak merak etme Baran ağa.
"Hem bak sorunsuz bir şekilde beraber uyuyabiliyoruz. Yani sonuçta konağa gidince de beraber uyuyacağız." Ne beraber mi uyuyacağız ay ben bu adamı öldüreceğim galiba. "Yok daha neler. Hiçte sorunsuz bir şekilde uyumuyorduk ahtapot gibi sarılmıştın bırakmıyordun. Olmaz o iş biz aynı yatakta uyuyamayız." Dediğimde biraz doğrulup kendini yatak başlığına yasladı.
"Hazal konaktaki odada koltuk yok sadece tek bir yatak var. Hem ne yani benimle uyumak kötümüydü çokta güzel uyumuşuz sabaha kadar fark etmediğine göre omuzum gayet rahatmış." O bunları sırıtarak söylüyordu ama benim hiç hoşuma gitmiyordu ve git gide kızarıyordum.
"Tamam, tamam neyse sen onu boşver de biz konağa ne zaman gideceğiz." Yeter ki şu konu kapansın başka bir şey istemiyordum. "Sıkıldın mı kocanla uyumaktan." Ya hâlâ konuşuyor bi sus be adam. "Ben ciddiyim ne zaman konağa gideceğiz." Burası resmen üstüme üstüme geliyordu artık kalmak istemiyordum. "Çok mu sıkıldın burada." Gözlerim resmen beklentiyle büyüdü ve heyecanla kafamı salladım.
Sonra biraz düşünür gibi yaptı ve çok geçmeden bana bakıp. "Hadi hazırla çantanı da konağa gidelim yoksa kahvaltıya gecikeceğiz." Sonunda gidiyorduk o kadar mutlu oldum ki yataktan hemen kalkıp dolabı açtım ve bir tane elbise aldım ve tam arkamı döndüğümde Baran dibime kadar girmişti.
Ondan uzaklaşmak için sağ tarafa geçtim o da benimle birlikte hareket etti. Sol tarafa geçtim yine önüme geçti. "Çekilsene önümden." Tekrar sağ tarafa geçtim ama yine çekilmedi. "Karım değil misin. Belki ben karıma yakın olmak istiyorum." Ya sabır Allah'ım sen bu adama akıl bana da sabır ver yarabbim. "Kocamsın diye dibime kadar girmek zorunda mısın."
Ben bunu söylerken bir yandan sırıtıyor bir yandan da daha fazla yaklaşıyordu. "Heh bak ne güzel söyledin ben senin kocanım küçük hanım."
"Bana küçük hanım deme." Sinirimi bozmakta resmen üstüne yoktur. Bir insan hiç mi bıkmaz bir şeyi sürekli tekrarlamayı. "Peki küçük hanım." Ay bir de sırıtıyor ya. "Bak hâlâ küçük hanım demeye devam ediyorsun bari başka bir şey söyle."
Artık ne söylerse söylesin ama küçük hanım demesin. "Tamam bundan sonra karıcım diye seslenirim sana." Söylediği şey ile kaşlarımı çattım. "Karıcım ne ya başka birşey yok muydu. Neyse vazgeçtim sen en iyisi küçük hanım demeye devam et."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAZAL
Romance"Doğunun geleneksel törelerinin gölgesinde büyüyen iki ailenin kaderleri, bir kaçışla ve beklenmedik bir aşkla kesişiyor."