14. BÖLÜM

4.5K 174 120
                                    

YENİ BİR BÖLÜM İLE KARŞINIZDAYIM VE BU BÖLÜM ÇOK ÇOK GÜZEL OLDUU

TİK TOK HESABIM: Uranus.kalbi

takip etmeyi unutmayınızz şuan 700 takipçi olmuş bulunmaktayız bunların hepsi sizin sayenizde sizlere çok çok teşekkür ederimm


                                                                                   &&&


Bacaklarım titrerken, kalbim deli gibi çarpıyordu... Bir anlık benden ayrılırken üşüdüm. çok uzaklaşmadan, dudaklarımın üzerinden fısıldadı. 

''Güzel karım...'' dedikten sonra tekrar dudaklarıma doğru eğildi o kadar güzel öpüyordu ki kelimeler ile anlatılmazdı... 

nefeslerimizi dengelemek için birbirimizden ayrıldık. anlını anlıma, dayadı gözlerimi açtım ve kapının tıklaması ile birlikte tam ayağı kalkacakken Baran beni tutup tekrar kendine çekti. 

''Baran kapı çalı...'' dediğimde sözümü kesti.

''siktir et kapıyı, biz şu an çok meşgulüz hem çalar çalar gider.'' söyledikleriyle birlikte kaşlarım havalandı.

''Baran, yanlış anlayacaklar bırak da kapıya bakayım. Zaten pek de meşgul değiliz.'' dediğim gibi dönüp kapıya baktı, ağzından bir şeyler mırıldandı. elimle omzuna dokunup bana bakmasını sağladım. ''Çekil de bakayım kapıya.'' diye sitem ettim sonlara doğru. kapıyı açtığımda karşımda küçük bir çocuk duruyordu ve hemen içeriye girip Baran'ın bacaklarına sıkıca sarıldı.

''Baran bu çocuk kim, yani en azından Müjgan ablanın çoğu değil onu biliyorum.'' diye sordum

''Kimin çocuğu olacak, Aram abimin oğlu. Demek ki gelmişler.'' dedi ve bacağına sarılmış çocuğu  kucağına aldı sonra da yanıma kadar geldi, bende kapıyı kapatıp onlara doğru yaklaştım. ''Sevgili karıcım tanıştırayım, bu küçük beyin adı Boran.'' dedi. Bende küçük çocuğa gülümsedim ve kendimi tanıttım.

''Tanıştığıma memnun oldum Boran. Bende Hazal'' deyip onu kucağıma aldım. yanılmıyorsam dört ya da beş yaşlarında olması gerekiyordu. ''Hazal mı?'' diye sordu Boran, çok tatlı konuşuyordu ve adımı daha tam olarak söyleyemiyordu.

''Evet, Hazal eğer söylemekte zorlanırsan başka bir şey de söyleyebilirsin'' dedim ona tekrar gülümseyerek. ''hayıy hazal diyicem ben. biyiyoy musun hazal çizgi fiymdeki pyenseslere benziyosun.'' (hayır Hazal diyeceğim ben. biliyor musun Hazal çizgi filmdeki prenseslere benziyorsun.) dediğinde ona bakıp güldüm.

''Ben prenses oluyorsam sen de prens oluyorsun o zaman çünkü bu yakışıklılık sadece prenslerde olur.'' dedim gülerek beni yanağımdan öptü. o sırada gözlerim Baran kaydı, yüzü gerginleşmişti ve bir bana bir de Boran'a bakıyordu. Yoksa koskocaman adam küçücük çocuğu mu kıskanmıştı. 

'' Boran hadi sen annenlerin yanına git, eğer bizi soran olursa bir saate gelirler de tamam mı aslanım.'' dedi ve Boran'ı kucağımdan alıp yere bıraktı. Kapıyı açıp Boran gönderdikten sonra kapıyı tekrar kapattı ama bu sefer kilitledi. 

''demek prense benziyor ve çok yakışıklı. Ona söylüyorsun ama bana gelince hiçbir şey yok öyle mi Hazal.'' dedi Baran. kızmış ve kıskanmıştı, başkasını kıskansa tamam derim ama kendi yeğenini hatta ve hatta beş yaşındaki çocuğu kıskanıyordu. ''Baran senin aklın yerinde mi? küçücük çocuğu kıskanıyorsun farkında mısın?'' dediğim gibi iki adımda yanıma yaklaştı. 

''Evet kıskanıyorum karım değil misin ve evet aklım başımda değil, sen benim aklımı başımdan alıyorsun. Hem Boran o kadar da yakışıklı değil.'' dediğinde gülmeye başladım çünkü son söylediği sözleri başkası duysa onun aklından şüphe ederdi.

HAZALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin