"Biraz daha bekle karıcığım sadece on dakika." Söylediklerinden hiç bir şey anlamıyordum ama bekleyecektim.
"Baran daha ne kadar bekleyeceğiz." Yaklaşık on dakikadır bekliyorduk ve gerçekten sıkılmıştım.
"Karıcım sabret birazcık." Birden telefonuna bir bildirim geldi. "Tamamdır hadi çıkalım dışarıya." Baran elimi tuttu ve mutfaktan çıktık.
Kapının önüne geldiğimizde Baran tek eli ile gözümü kapattı. "Buna gerek var mı Baran." Dedim oflayarak.
"Evet karıcığım senin için herşeye gerek var, hadi oflaman bittiyse çıkıyoruz." Demesiyle kapıyı açtı ve hareket etti, o yürümeye başlayınca bende onunla yürümeye başladım.
Trabzandan inerken Baran'ın diğer elini sıkıca tuttum. "Karıcığım hazırsan gözlerini açıyorum."
"Hazırım Baran aç artık gözlerimi." Yerimde duramıyordum heyecandan kalbim küt küt atıyordu.
"Tamam o zaman açıyorum." Baran elini yavaş yavaş yüzümden çekti. Gözlerim açıldığı gibi büyük bir konfeti patladı.
Etrafıma baktığımda hevidar anne ve kalender baba hariç herkes buradaydı. "Doğum günün kutlu olsun güzel elticiğim." Müjgan böyle söyleyince doğum günüm olduğunu hatırladım.
Çok duygulanmıştım çünkü ilk defa doğum günümü kutlayan birileri vardı. İlk defa beni umursayan birileri olmuştu.
Gözlerim dolmuş bir şekilde Müjgan'a teşekkür ettim ve Baran'a döndüm. "Nasıl hatırladın?" Sorduğum soruyla birlikte bana yaklaştı.
"Nikah işlemleri için kimliğini almıştım orada gördüm. Dün hatırladım sonra da Müjgan abla ile birlikte hazırlık yapalım dedik." Baran böyle konuşunca gözümden bir damla yaş döküldü.
"Aaa elticim biz sen ağla diye yapamdık bu kadar şeyi, hadi bakalım mumları yakalım ama üflemeden önce dilek tut." Müjgan'ın bu hallerini çok seviyordum.
"Doğum günün kutlu olsun Hazal, hep güzel senelerin olsun." Berfin de tıpkı Müjgan gibiydi onu henüz pek tanımasam da çok sevmiştim iyi kalpli biriydi.
"Teşekkür ederim Berfin, hep güzel senelerimiz olsun." Berfin bana gülümseyince bende ona gülümsedim.
"Doğum günün kutlu olsun yenge, vallahi ilk defa Baran ağabeyimin birinin doğum gününü kutladığını görüyorum. Kendi doğum gününü bile kutlamaz." Azat böyle söyleyince biraz uyanmıştım ama bozuntuya vermedim ve Azat'a da Teşekkür ettim.
Hemen ardından Aram ağabeyde güzel dileklerini söyledi ve Müjgan'ın mumları yakmasıyla birlikte Baran'a doğru döndüm. "Beraber üfleyelim mi?" Baran başını tamam anlamında salladı.
Beraber pastaya doğru eğildik "dilek dilemeyi unutma." Baran gözlerime baktı. "Tek dileğim var o da yanımda zaten."
Söyledikleri ile birlikte kalbim yerinden çıkacakmış gibi oldu. Pastaya dönüp dileğimi diledim ve beraber mumları üfledik.
Herkes alkışlamaya başladı ve benim yüzümde kocaman bir gülümseme oldu.
"Elticim bu bizim sana hediyemiz umarım beğenirsin." Sırayla herkes hediyesini vermişti ve son olarak Baran'da hediyesini vermek için önce arabasına gitti ve arkasına saklayarak yanıma kadar geldi.
"Ne seveceğini bilemedim bende sana değişik bir şeyler aldım." Arkasından çıkardığı kocaman bir buketi görünce şok oldum çünkü bütün çiçeklerden vardı ve üstünde de bir not.
Notu elime alıp okudum. "Bensiz geçirdiğin bütün doğum günlerin için sana yirmi iki farklı şehirde yirmi iki farklı çiftlik evi aldım. Bundan sonra hiçbir doğum gününü bensiz geçirmeyeceksin. Sana aşık olan kocan."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAZAL
Romance"Doğunun geleneksel törelerinin gölgesinde büyüyen iki ailenin kaderleri, bir kaçışla ve beklenmedik bir aşkla kesişiyor."