Otobüs bilgilerimi Müjgan bana verdiği telefona göndermişti ve bineceğim otobüsü bulup koltuğuma oturdum. İnsanlar tek tek gelip oturuyordu, bütün yolcular gelince kapılar kapandı ve otobüs hareket etmeye başladı.
Yolda giderken kafamdaki sesler bir türlü susmak bilmiyordu, Baran'ı sessiz sedasız terk etmek beni kötü etkilemişti, peki ya o şimdi ne yapacaktı benim yokluğumu fark ettiğinde.
Kim bilir belki de Mardin'in altını üstüne getirirdi beni bulmak için, belki de kafayı yerdi, çıldırırdı ve deliye dönerdi.
Ben ne kadar düşünmek istemesem de bir türlü beceremiyordum bu yüzden gözlerimi kapatıp uyumaya karar verdim belki de uyursam biraz da olsa rahatlayabilirdim.
***
Kolumda hafif bir baskı hissedince uyandım. "Abla mola verdik istersen inebilirsin ama on beş dakika sonra otobüs tekrar kalkacak." Beni uyandıran otobüs muaviniydi.
"Tamam, teşekkür ederim." Muavin yanımdan ayrılıp otobüsten indi. Bende oturduğum koltuktan kalkıp dışarı çıktım.
Dışarıda fazla insan yoktu, hemen lavaboya gitmek için otogardaki alışveriş merkezi tarzında olan yere girdim ve lavaboya gidip aynadan kendime baktım, epey yorgun görünüyordum.
Bir anda midem bulandığı için tuvaletin içine geçip kusmuştum. Sanki midemde ne varsa boşaltmış gibiydim otobüsün etkisidir diye düşündüm biraz öyle bekleyip tuvaletten çıkıp aynanın karşısına geçtim.
Saçlarımı tek elimle düzelttim ve yüzüme su döktüm, ardından lavabodan çıktım. Birkaç yiyecek alıp parasını ödedikten sonra çantama koydum ve oradan çıktım.
Otobüse tekrar binip yerime oturdum, çantamdan bir paket bisküvi çıkarıp paketi açtım ve birkaç tane yedikten sonra paketi çantaya geri koydum.
Otobüs tekrar otogardan ayrılmaya başlayınca telefonu elime alıp saate baktım, saat şuan 15.33'tü sadece iki saat kadar bir mesafe kalmıştı ve bundan sonra yeni hayatıma kendi başıma devam edecektim yani en azından ben öyle umuyordum.
Biraz camdan dışarıyı izledim çünkü ilk defa başka bir şehirde kimsem olmadan yaşayacaktım, kimsenin lafına göre değilde kendi bildiğimi yaparak yaşayacaktım.
Düşüncesi bile beni mutlu ederken bu anları yaşamak bana huzur vermişti tabii bir yandan da yakalanma korkusu vardı içimde ya yakalanırsam ve Baran beni bulduğunda bana kötü davranırsa...
Bunun olmasına izin vermeyecektim onu unutarak onu aklımdan çıkararak yaşarsam ve yakalanmamaya özen gösterirsem artık başka bir şeye ihtiyacım olmayacaktı.
***İki saatin ardından sonunda van otogarına gelmiştik, çantamı omzuma takıp otobüsten indim. Taksilerin olduğu tarafa gidip boş olan bir tanesine bindim.
"Hoşgeldin abla, nereye gideceksin." Taksi şoförü dikiz aynasından bana bakarak konuştu, elimi çantama atıp içindeki adres yazılı kağıdı çıkardım.
"Bu adrese gidebilir miyiz." Taksi şoförü kağıdı elimden alıp adrese baktı. "Gideriz abla, yarım saat falan sürer zaten." Kağıdı tekrar bana verdi ve arabayı çalıştırdı.
Kağıdı tekrar çantaya koydum. "Buralarda yenisin herhalde abla." Taksi şoförünün sorduğu soruyla kafamı kaldırıp ona baktım.
"Evet yeniyim, ailemin yanına geldim." Bu saatten sonra kimseye güvenmemem gerekiyordu ve bu yüzden yalan söylemiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAZAL
Romance"Doğunun geleneksel törelerinin gölgesinde büyüyen iki ailenin kaderleri, bir kaçışla ve beklenmedik bir aşkla kesişiyor."