2. Kitap 5. Bölüm

5.3K 412 114
                                    

100 oya gelmişiz ben de hemen bölümü gönderdimm.

Oy sınırımız devam etmekte efendim.

Yıldımızı parlatmayı ve bol bol yorum yapmayı unutmayınnnn

Keyifli okumalarrr

✈️✈️✈️

Keremle birlikte şok olurken Yavuz Komutan'ın bulunduğumuz masaya geldiğini görünce kalbim hızla  atmaya başladı.

Masaya gelip durdu. Onu gören Burak ayağa kalkıp asker selamı verdi.

"Otur Burak. Arkadaşlarını uğurladığında yanıma gel."

"Emredersiniz."

Bakışlarını Buraktan alıp önce Kerem'e sonra bana çevirdiğinde donup kaldı. Size yemin ederim sanki karşısında insan değil de canavar görmüş gibi bir hali vardı. İşte o zaman emin oldum.

Şahin vardı. Şahin'im buralarda bir yerdeydi.

Başıyla selam verip hiçbir şey söylemeden hızla gitti.

Ağzına kurabiye atan Kerem'i kolundan tutup komutanın arkasından çekiştirmeye başladım.

Ne kadar koşsak da yetişmek zordu adım atmıyor uçuyordu adam resmen.

Yetişemeyeceğimizi anladığımda son gücümle bağırma kararı aldım.

"Yavuz Komutan"

Durup arkasını döndü.

"Bana mı seslendiniz?"

Koşar adımlarla yanına vardık.

"Evet komutanım. Müsaitseniz sizinle konuşmak istiyorum."

"Ne hakkında?"

"Şahin. Şahin Yüzbaşı hakkında."

Sesimi kendinden emin çıkarttım.

O ise duyduğu isimle kızardı. Alnında oluşan soğuk terleri peçeteyle silmeye çalıştı.

"Şahin mi?"

" Ta kendisi."

"O isme sahip biriyle hiç tanışmadım."

Verdiği cevapla kahkaha attım.

"Emin misiniz?"

"Oldukça. Karıştırma ihtimaliniz var mı acaba küçük hanım?"

"Hayır. Yok."

"Peki o halde buyrun odama geçip daha detaylı konuşalım."

Başımla onayladım ve odasına geçtik.

Masasına oturup bizim de oturtmamız için eliyle sandalyeleri işaret etti.

"Evet, sizi dinlemekteyim ama fazla zamanım yok acele edin çocuklar."

"Fazla uzatmak niyetinde değilim komutanım zaten. Nişanlım  Şahin birden ortadan kayboldu. Bana şehit olduğunu söylediler ama o hiç ölmedi. Çünkü hiç olmadı sanıyordum ama varmış."

" Peki benim tanıdığım kanısına nereden vardınız?"

" Çünkü şehadet haberini bana siz verdiniz. Elinizde  Fiko ve bir mektup  vardı. Şahin şehit olurken Fikoda yanındaymış her şeyi unuttum komutan. HER ŞEYİ! Tek bir şeyi unutmadım. Üzerinde Şahin'in kan lekeleri olan Fikoyu. Dün gibi aklımda. Lütfen bana yardım edin."

Ben ağlarken o tepkisizdi.

" Yardım etmek isterdim ama gerçekten tanımıyorum. "

" Bana yalan söylemeyi kesin. Şahin'i tanıdığınızı biliyorum. Aynı şekilde beni de. ".

Koca bir nefes verdi. Bu sinirlendiğinin bir işaretiydi.

"Üzgünüm. Yardımcı olamayacağım. Hiçbir bilgim yok."

"Siz de haklısınız uzun zamandır görüşmüyorduk sizinle. Unutkanlık başlamış "

Ayağa kalkıp çantamı alırken Kerem de beni takip etti.

"Haddini aşıyorsun Alin."

Duyduğum cümle yüzümü gülümsetti. Usulca arkamı dönüp tek kaşımı kaldırdım.

"ismimi söylediğimi hatırlamıyorum."

Büyük bir pot kırdığının farkına varıp o da ayaklandı.

"Bu işin peşini bırakın. Şahin'i ölü bilmeye devam et. Size yardım etmeyeceğim."

Biz Keremle birbirimize bakarken. O ise odayı hızla terk etti.

BÖLÜM SONU

Yorumlarınızı aşırı aşırı aşırı merakla beklemedeyim. Yazmayı ihmal etmeyinizzz <3

Bir de kitabımızın kapağını değiştirmek istiyorum. İlk kapağı bir okurum tasarlamıştı ve çok güzel olmuştu. Bu işlerle ilgilenen varsa yardımcı olabilirse çok çook mutlu eder beni 💜

F16'cı |Texting [TAMAMLANDI☑️/ DÜZENLENİYOR]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin