2. Kitap 14. Bölüm

4.7K 327 51
                                    

( 3 ay sonra)

Günlerden 1 Ocak sayılır artık. yılbaşına tamı tamına 4 saat var. Elimde sıcak çikolatam var ve dışarıda lapa lapa kar yağıyor. En sevdiğim ortamlardan biri...

Yağan kara odaklanmış bunca zaman geçirdiğim zorlukları düşünüyorum. Önce babam sonra Şahin sonra benim delirmem ama aslında her şeyin bir oyun olması...

Tüm bunları düşünürken tüm bunların geçtiğini kendi kendime telkin ediyordum. Derince bir nefes aldım ve kapattığım gözlerimi çalan zil açtı.

Elimdeki fincanı sehpaya bırakıp kapıya yöneldim. Açtığımda gördüğüm kişi ufak bir gülümsememe neden oldu. Bu kişi Şahin'in bana ilk gönderdiği gitarı getiren kuryeydi.

Alin Kocatepe?

Adamın sorusuna kafa salladım.

"Buyrun benim."

"Bu size" diyerek elindeki kocaman Kutuyu bana uzattı.

Kutuyu yere bırakıp imzalamam için uzattığı kağıda da ufak bir şeyler karaladıktan sonra gitti.

Şahinden sonra bu kutulara alışmıştım artık. Ya çikolata gönderiyordu ya çiçek ya da seveceğimi düşündüğü herhangi bir eşya, elbise. Ama genelde çikolata

Geçen 3 ayda fazlaca özlem gidermiş bizim çocuklarla da eskisi gibi olmuştuk. En azından Kerem artık Şahinden korkmuyordu.

Bir gece hep beraber Şahin'in evinde kalmıştık ve mutfağa su almak için kalkınca Şahinle karşılaşmış çığlık atmıştı.

Aklıma gelince kendi kendime gülüp Kutuyu açtım.

Kutunun içinden çok güzel kıpkırmızı bir elbise çıktı. Elime alıp daha detaylı inceledim. Kumaşı satendi uzunca bir yırtmacı vardı. Benim ilk buluşmamızda giydiğim elbiseye benziyordu ama çok daha güzeldi.

Elbiseyi tam kaldırdığımda yere bir not düştü. Eğilip aldım.

"Akşam 9'da kapının önünde bekliyor olacağım. ❤️"

F16'CIN

Saate baktığımda çok da zamanım olmadığının farkına vardım. elbiseyi hızlıca üzerime geçirip ona uygun hafif bir makyaj yaptıktan sonra saçlarımı kıvırıp serbest bıraktım. Saçlarım kısa olduğu için pek bir seçeneğim de yoktu zaten.

Hazır olunca aynada kendime şöyle bir baktım. Eh işte idare ederdim. Güzellik takıntım yoktu ve zaten karşımdaki adam beni ne hallerde görmüştü. Beni her türlü sevdiğini biliyordum. Seven adam çirkinsen de severdi güzelsen de.

Şanslıydım ki Şahin bir zamanlar varlığının sadece masallarda olduğuna inandığım ruha önem veren nadir insanlardan biriydi.

Saat neredeyse 9 olunca  dışarı çıktım. Tam da tahmin ettiğim gibi kalçasını arabaya yaslamış gelmemi bekliyordu. Siyah takım elbisesiyle çok şıktı. Elbiseme uygun bir mendil takmıştı cebine.

Bu beni gülümsetti.

Kapıdan çıktığımı görünce elini uzatıp merdivenden rahat inmeme yardımcı oldu.

"Her seferinde bu güzellik karşısında tutuluyorum."

Gülerek gözlerimi devirdim.

"O hallerimi görmemiş gibi davranıyorsun ya bitiyorum sana Şahin."

Kaşları çatıldı

"Ne varmış hallerinde?"

Elimi havada sağa sola salladım.

"Ne yoktu ki?"

"Her haline aşığım, her hücrene. Üstelik bu dış görünüşten daha farklı."

Güldüm.

"Güzellik anlayışını da anlamlandıramadım aşkım."

"Benim güzellik anlayışım sevdiğim kadından ibaret. Pembe Penam"

"Şanslı kadınmış."

Kafa salladı.

"Ben çok şanslı bir adamım."

Gülümseyip dudağına küçük bir buse kondurup arabaya geçtim. Hareketimi beklemiyor olacak ki anlık bir şoka girdi daha sonra kendine gelip arabaya bindi.

Arabaya geçip kapıyı kapattıktan sonra çalıştırdı. Yolculuğumuz uzun sürmedi çünkü evine gelmiştik. Arabadan inip koluna girmemi sağladı.

Kar yağıyordu ve ben bu topuklularla kayıp bir yerlerimi kırmak istemiyordum.

Kapıya geldiğimizde ev dıştan sarı ledlerle çevriliydi. Muazzam bir görüntüydü

"Ev çok güzel olmuş."

"Daha ne gördün ki?" gülerken gözleri kısılıyordu ve ben bu ayrıntıya düşüyordum.

Anahtarla kapıyı açtığında kalpli balonlarla oluşturulmuş bir yol vardı. O yolu birlikte yürüdük. Yol bizi tanışmamıza vesile olan o gitara götürdü.

Yavaşça elimden sıyrılıp gitarı kucakladı.

"Her şey bu gitarla başladı."

Güldü.

"Bana ilk mesaj attığında yine mi beni bulur diye kendi kendime söyleniyordum ve Cenk halime gülüyordu. Tabii nereden bileyim o mesajın hayatımı tümden etkileyeceğini. Sana alıştım. O deli dolu hallerin benim monoton hayatımın vazgeçilmezi oldu Pembe Penam. Yoğun meslek hayatımda aşk hiç aklıma bile gelmezdi ama işte birden yakalıyormuş ve fark etmiyormuşsun. İyi ki de yakalanmışım ve iyi ki dolandırılmışsın. Bulsam o dolandırıcıları gözlerinden öperim yemin ederim."

Gözlerimin içine bakarak konuşuyordu cümlelerin sonuna geldiğinde ellerini gitarın yanında duran gül kutusunun içine attı. Siyah kare bir kutu çıktı.

" Şimdi de istiyorum ki o kadar yaşanmışlığın üzerine bir hayat kuralım bebeğim. "

Dizlerinin üzerine çöktü.

"Benimle evlenir misin?"

Gözlerim dolu dolu oldu. Aslında ilk teklifi değildi ama her şeye baştan başlamıştık ve o olaylar yaşanmadan olan zaman dilimini yaşamak istiyorduk bu yüzden tekrar aldığım teklif beni ağlattı.

"Ben 3.600 TL kaybettim ama paha biçilemez bir şey kazandım. Tabii ki seninle evlenirim."

Ayağa kalktı ellerimi nazikçe ellerinin arasına alarak standart bir tek taşı parmağıma geçirdi. "Seni çok seviyorum." diyerek dudaklarıma eğildi. Ben ondan önce davranıp öpünce yaptığım hoşuna gitmiş olacak ki dudakları kıvrıldı.

Hayatımdaki tek güzel şeyin patates kızartması olduğuna inanmışken karşıma Şahin çıkmıştı. Acı çekmiştik ama artık evleniyorduk. Zaten her acının sonu mutlaka bir sevinçtir.

BÖLÜM SONU

Evett umarım beğenmişsinizdir.

Yorumlarınızı bekliyorum, çok ciddiyim bekliyorum.

Bir de her oy düğünümüze katılacak kişi sayısı olsun bakalım düğün kaç kişilik olacak....

Bir sonraki bölüme kadar hoş kalın....


F16'cı |Texting [TAMAMLANDI☑️/ DÜZENLENİYOR]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin