Keyifli okumalar <3
✦
"Sana diyorum doktor, Elif nerede?" Gözlerimi açıp tam konuşacakken arkadan gelen kişiyle karşımda ki adamın önce elinde ki silah ardından da sağlam burnu elinden alındı. Adam kanayan burnunu tutup eğildiğinde Alparslan komutan sinirle soluyup adamın yakalarından kavradı.
"Devletin doktoruna silah doğrultmak ne demek lan?" Adamın yüzüne bir yumruk daha indirdiğinde koşarak kolundan tuttum.
"Alparslan komutanım..." Beni dinlemeyip adamın yüzüne bir yumruk daha indirdiğinde iyice gerildim ve kolunu daha sıkı tuttum. Korktuğumu fark etmiş olacak ki adamı hızla duvara fırlattı. Ardından bana dönüp ellerini kollarımda sabitledi ve bir şey oldu mu diye bakmaya başladı.
"Alparslan komutanım sıkıntı yok bir şey yapmadı." diye mırıldandım.
"Derdi neymiş?" Adam anlamasın diye biraz yaklaşıp kollarının arasına girdim. Alparslan komutan şaşırsa da bana ayak uydurup kollarını belime sardı.
"Elifi sordu ama bir şey demedim." diye fısıldadım kulağına ardından yerde burnunu tutan adama baktım. Alparslan komutan kafasını sallayınca kollarından ayrılıp odadan hızla çıktım. Elif hanımın odasına ilerleyip içeri girdiğimde bebeğiyle ilgilendiğini görüp rahat bir nefes aldım.
"Elif hanım nasılsınız?" Genç kadın bana dönüp baktığında gülümsedi.
"İyiyim doktor bey biraz ağrılarım var ama sıkıntı değil." Kafamı sallayıp yanına ilerledim ardından da köşede ki sandalyeyi çekip yanına oturdum.
"Bir şeyler yedikten sonra ağrılarınız için ilaç veririm size." Genç kadın teşekkür edip gülümsediğinde bende gülümseyip ayağa kalktım ardından da odadan çıkıp mutfak olarak kullandığımız yere gittim.
Dolaptan ne bulduysam çıkartıp içecek bir şeyler de aldıktan sonra oradan çıktım. Geri odaya girdiğimde elimdekileri masaya bıraktım. Kadın yemeğini rahat rahat yesin diye bebeği kucağıma alıp yemeklerin olduğu tepsiyi genç kadına verdim. Tekrardan sandalyeye oturduğumda kucağımda ki minik bebeği sevmeye başladım o sırada ağzını açıp ellerini havaya kaldırınca bu haline gülümseyip yanaklarına dokundum. Ardından kafamı kaldırıp boğazımı temizledim.
"Elif hanım bana olanları anlatır mısınız? Doktorunuz olarak güvenin bana lütfen." Genç kadın ağzında ki lokmayla kala kalınca çok geçmeden kendine gelip yutkundu. Ardından boğazını temizleyip dudaklarını ısırdı.
"Ben korkuyorum doktor bey..." Hızla kafamı sağa sola salladım.
"O zaman şöyle yapalım doğumda başınızda duran ve sizi buraya getiren askeri hatırlıyorsunuz değil mi? Bana güvenmiyorsanız bile ona güvenip anlatın olur mu?" Kadın kafasını belli belirsiz sallayınca bebeğini kucağına bırakıp odadan çıktım. Alparslan komutan askerlerinin yanına oturmuştu. Derin bir nefes alıp olduğu yere doğru yürüdüğümde beni görüp ayağa kalktı. Yanına ulaştığımda ellerimi istemsizce kollarına atıp konuşmaya başladım.
"Alparslan komutanım Elif hanım sizinle konuşmak istiyor." Alparslan komutan kafasını sallayıp odaya doğru yürümeye başlayınca bende onunla birlikte yürüdüm.
Odaya girdiğimizde genç kadına gülümseyip bebeğini kucağıma aldım ve odadan çıktım. İçeride Alparslan komutanla tek kaldıklarında bende mecburen askerlerin yanına ilerledim. Askerler beni görür görmez yanıma gelip kucağımda ki bebeğe hayran hayran bakmaya başladılar.
"Ay enişte çok tatlı bu." Askerin hitap şekliyle gözlerimi büyütüp öksürünce genç çocuk gözlerini kaçırıp kaşla göz arasında yanında ki askerden sağlam bir dirsek yedi.
"Doktor bey bu yeni doğum yapan kadının bebeği değil mi?" Kafamı sallayıp gülümsedim.
"Adı neymiş?" Diğer askerin sorusuyla bilmiyorum anlamında omuz silktim.
"Bebeğin babası bile yok kadın tek şuan. Bir adam geldi silah çekti bana o ar-"
"Ne nerede? Bir şey yaptı mı size?" Başka bir asker silahını eline alınca hızla kafamı sağa sola salladım.
"Alparslan komutan gelip halletti merak etmeyin."
"Hee komutanımın yerde sürükleyip askerlere teslim ettiği adam oydu herhalde." dediği şeyle gözlerimi büyütüp askere baktım. Asker aldırmayıp kucağımda ki bebekle ilgilenmeye devam edince daha fazla irdelemedim.
Ardından Alparslan komutanın odadan sinirle çıkıp kapının önünde durduğunu fark edince hızla yanına gittim. Meraklı gözlerle gözlerine baktığımda kucağımda ki bebeği alıp tekrardan odaya girdi ardından da hemen geri çıktı.
"Deniz, Kerim bu kapının önünden ayrılmayacaksınız."
"Emredersiniz komutanım." İki asker hızla kapının önüne geçtiğinde Alparslan komutan yanıma geldi.
"Dışarı çıkalım mı?" Kafamı sallayıp olur diye mırıldandım. Beraber dışarı çıkıp arkaya geçtiğimizde banka oturduk. Alparslan komutan kucağında ki eline bakıp kara kara düşünmeye başladığında elimi omzuna atıp sıktım.
"Komutanım..."
"Tecavüze uğramış Selçuk...Annesiyle babası da atmış sokağa namussuz diye. O gelip sana silah çeken adam da abisiymiş." dediği şeyle sertçe yutkunup kafamı eğdim.
"Kız daha 17 yaşındaymış inanabiliyor musun?" Kafamı sallayıp omzunu sıktım. "Hamile olduğu 5. ayında ortaya çıkmış 3 aydır da terk edilmiş bir evde çöp toplayarak karnını doyuruyormuş."
"Allah belalarını versin." diye mırıldandım.
"Abisi kıza git geber o çocuğu da doğurma demiş. Tecavüzcüsü de abisinin arkadaşıymış." duyduğum şeylerle titreyip yanımda ki bedene sıkıca sarıldım. Belimde hissettiğim kollarla ve boynumda hissettiğim ıslaklıkla karşımda ki bedene daha sıkı sarıldım. Böyle iğrenç insanlar midemi bulandırıyordu.
"Komutanım..." Duyduğumuz sesle birbirimizden ayrılıp burnumuzu çektik. Genç bir asker tam karşımızda dikiliyordu.
"Söyle asker." Alparslan komutan ayağa kalkıp askerin yanına ilerledi.
"Söylediğiniz adrese jandarmalar gidip orada yaşayan aileyi alıp karakola götürmüş. Genç kızı da almak için bir kaç jandarma geldi şimdi. Önce hastahaneye götüreceklermiş sonra da ailesinden uzak bir yere yerleştireceklermiş." Alparslan komutan kafasını sallayınca asker selam verip geri gitti.
Bende oturduğum yerden kalkıp Alparslan komutanın yanına ilerledim. Beraber sağlık ocağına girdiğimizde genç kızın odasına ilerledik. İçeride bir kaç kadın polis ve iki tane jandarma vardı. Elif korkarak bize baktığında yanına gidip sıkıca sarıldım. Ardından ayrılıp kenara geçtim. Alparslan komutanda genç kıza sıkıca sarılıp minik bebeği öptü.
"Alparslan abi her şey için teşekkür ederim. Kızımın adını da sen koy lütfen..." Genç kız minnetle Alparslan komutana bakıyordu. Alparslan komutan gülümseyip bebeği kucağına aldı.
"Kendi gibi adı da Duru olsun." Alparslan komutan minik bebeğin ismini kulağına fısıldadıktan sonra geri annesine verdi.
"Biz gidelim artık." Polislerden biri genç kızın koluna girip sırtını sıvazladı. Onlar odadan çıktıklarında arkasına dönüp bakan kıza Alparslan Komutanla birlikte el salladık. Onlar gittikten sonra Alparslan komutan bana doğru dönüp aniden sarıldı. Kafasını boynuma gömünce bende ellerimi sırtına doladım.
"Teşekkür ederim Selçuk çok teşekkür ederim..."
"Neden teşekkür ettiğini anlamasam da yine de rica ederim Alparslan..."
Devam Edecek
Duygusal bir bölüm oldu...Sizce Alparslan neden bu kadar üzüldü??
Diğer bölüm Selimle Olcayı yazacağımm canlarım. Bu arada Konağı okuyanlar bilir yan çift olmalarına rağmen Hakanla Mehmete baya bir bölüm ayırdım ama bu kurguda Selimle Olcaya o kadar fazla bölüm ayırmayacağım. Sadece 2 veya 3 bölüm o da ikisinin deli aşkını yazıp feels geçirmenizi istediğim içinn <3
Bir bölüm daha gelsin mi yoksa gelmesin mi? (Israr)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VİŞNE (BXB)
Romance[TAMAMLANDI] Hakkarinin küçük bir köyüne tayini çıkan genç bir doktorla senelerdir orada görev yapan sert ve otoriter bir komutanın hikayesi... EŞCİNSEL VE MPREG BİR KURGUDUR! Bu kitap Konak kurgusunda ki Selçuğun hikayesidir, Konak kurgusu okunmad...