-21-

7.6K 479 67
                                    

Medya: Selçuk ve Alparslan

Keyifli okumalar <3

Alparslan göreve gideli dört gün geçmişti bile ve bu dört günde sadece iki kere yazmış onda da sadece iyi olduğunu söyleyip direk telefonu kapatmıştı. Derin düşüncelerimin tıklatılan kapının sesiyle bozulmasıyla oturduğum sandalyede dikleştim.

"Girin." Kapının açılmasıyla içeriye yanında annesi olduğunu düşündüğüm kadınla genç bir kız girdi. "Buyurun." Genç kız gülümseyip sandalyeye geçtiğinde kimliğini alıp giriş yaptım.

"Şikayetiniz nedir?"

"Şey benim adetim gecikiyor da..." Kafamı sallayıp bilgisayar ekranına bakmaya başladım. Yaşı daha on altıydı.

"En son ne zaman adet oldunuz hatırlıyor musunuz?" Biraz düşündükten sonra kafasını salladı.

"Üç ay oldu galiba." Kafamı sallayıp kan tahlili istedim. Genç kız odadan çıktığında peşinden gelen hastayla ilgilenmeye başladım. Bir kaç hastadan sonra tekrardan genç kız ile annesi geldi.

"Ben kan verdim bir saate sonuçlar çıkar dediler." Kafamı sallayıp bilgisayar ekranından tahlil sonuçlarına baktım. Bir sıkıntı gözükmüyordu ancak hamilelik durumu pozitifti. Annesinin yanında bunu söylemeli miydim bilmiyordum ama öğrenmeleri gerekiyordu.

"Hamilesiniz."

"Ne?" Genç kız şaşkın gözlerle gözlerime baktığında boğazımı temizledim.

"Erkek arkadaşınla yaşadığınız birliktelik-"

"Ne erkek arkadaşı doktor? Mercan gelinimdir bebesi de kocasındandır." Duyduğum şeylerle şokla oturduğum yerden doğruldum.

"Ne kocası hanımefendi ne gelini?" Kadın göğsünü kabartıp gülümsedi.

"Öyle doktor bey Mercan oğlumun imam nikahlı karısıdır..hayde Mercan gidelim." Ayağa kalkıp hızla genç kızın yanına gittim.

"Nereye hanımefendi yok öyle gitmek polisi arıyorum şimdi." Kadın yanımda ki kıza uzanıp kolundan tuttu ve korku dolu gözlerle peşinden sürüklediği kızla odadan çıktı. Peşinden gitmeye çalışsam da sağlık ocağının kalabalığından kadını kaybettim. Tekrardan odaya girdiğimde bilgisayarımda ki açık ekrandan kızın bilgilerinin fotoğrafını çektim ve Selim komutana gönderdim. Durumu kısaca açıkladıktan sonra elinden geleni yapacağını söyleyip telefonu kapattı. Çok geçmeden odaya Olcayın dalmasıyla ayağa kalktım.

"Oğlum ne oldu? Selimi aradığında kalktı apar topar gitti." Oflayıp yanağımın içini dişledim. "Bir durum mu var?"

"Daha demin annesi sandığım bir kadınla genç bir kız geldi ki kız daha on altı yaşında ve hamile. Başta erkek arkadaşındandır diye düşünüp isterse aldırabileceğini söyleyecektim. Annesi sandığım kaynanası da sözümü kesip ne erkek arkadaşı bebeği kocasından falan diyince polisi arayacağım dedim. O arada kızı aldığı gibi kaçtı yakalayamadım." Olcay kafasını sallayıp ofladığında bende iç çektim.

"Allahın belaları ya." Kafamı sallayıp onu onayladım. Farklı bir dünyada yada farklı bir evrende dahi olsak bu tarz insanlar hep var olacaktı.

"Sen Selim komutanın yanında mıydın?" Olcay kafasını sallayıp evet diye mırıldandı. "Neden?"

"Ne neden manitamızın yanında da mı olmayalım?" Dediği şeyle gözlerimi şokla aralayıp sırıttım.

"Hayırlı olsun kardeşim benim nasip olmaz diyordun birde." Olcay sırıtmaya başlayıp olmayan saçlarını savurdu. Çok geçmeden içeriye bir askerin girmesiyle bakışlarımızı ona çevirdik.

"Enişte, Selçuk doktorum genç kızın evine polisler varmış." Olcayla kafamızı sallayıp askerle beraber sağlık ocağından çıktık ve kızın evlerinin önüne yürümeye başladık. Yakından gelen bağırış sesleriyle adımlarımızı hızlandırıp bir evin bahçesine girdik. Askerler ve polisler olayı öğrenmeye çalışıyorlardı. Hızla oraya doğru yürüdüğümüz de beni gören Selim komutan yanıma gelip beni polislerin yanına götürdü.

"Selçuk doktorda geldi." Bana sinirle bakan gözlere aldırmadan polislerin sorularını yanıtlamaya başladım.

"Polis abi karımın rızası vardır yeminle." Sinirle en az otuzlarında olan adama bakıp üstüne yürüdüm.

"Ne rızasından bahsediyorsun sen şerefsiz? Kız daha reşit bile değil ne rızası?" Karşımda ki adam sinirle soluyup hırsla üzerime yürüdü ve omuzlarımdan sertçe ittirdi.

"Sana mı düş-" Aniden yüzüne yediği yumrukla arkasında ki duvara yapıştı. Korkuyla arkama baktığımda Alparslanın sinirle duvarda ki adama baktığını gördüm. Hızla adamın yakalarına yapışıp boğazını sıkmaya başladı.

"Benim dokunmaya kıyamadığım adama ne cürretle zarar vermeye yelteniyorsun? Senin o elini kırar götüne sokarım anladın?" Şok olmuş bir şekilde Alparslana baktığımda üstünde ki kıyafetlerden görevden yeni geldiğini anlamıştım.

"Anladın mı lan?" Adam kafasını sallayınca Alparslan güzel diye mırıldanıp adamın beni ittirdiği elini aniden ters çevirdi. Kırılan kemiğin sesi yüzümü buruşturmama sebep olurken daha fazla dayanamayıp askerlerin bile sakinleştiremediği sevgilimin kollarından kavradım.

"Alpim güzel sevgilim...bırak hadi." Alparslan bana döndüğünde sinirden kasılan yüzü saniyeler sonra yumuşadı. Adamı sertçe bırakıp beni kollarının arasına aldı ve burnunu boynuma yaslayıp kokumu derince içine çekti.

"Bu dört gündür burnumda tütüyorsun ela gözlüm." Kıkırdayıp kollarımı boynuna doladım ve uzanıp esmer boynunu uzunca öptüm.

Çok geçmeden ayrıldığımızda yerde yatan adamla bir kaç kişi polis arabasına bindirildi. Biz ise Selim komutanlarla sağlık ocağına döndük. Alp ile odama geçtiğimizde kapıyı kapatıp direk kucağına atladım. Ellerini bacaklarıma sabitlediğinde bende kollarımı boynuna dolayıp dudaklarına kapandım. O özlediğim sıcaklığa kavuştuğumda gülümseyip ağzımı araladım. Alparslanın dili dilimle buluştuğunda aşkla birbirimizi öpmeye devam ettik. Nefeslenmek için ayrıldığımız da alnımı alnına yasladım. Ben hızlı hızlı nefesler alırken Alparslan da derin ama yavaş nefesler alıyordu.

"Çok özledim seni."

"Bende balım bende." Dudaklarımız tekrardan buluştuğunda bu sefer özlemle birbirimizi öptük. Çok geçemden ayrıldığımızda hızla Alparslanın kucağından indim. Adam zaten yorgundu birde üstüne atlamıştım.

"Görevden gelir gelmez üstüne atlayıp yordum senide özür dilerim sevgilim." Alparslan gülümseyip eğildi ve alnıma öpücük bıraktı.

"Sen beni yormuyor aksine yorgunluğumu alıyorsun güzelliğim benim. Senin dudaklarında dinlenip kokunu soluduğumda sakinleşiyorum ben. Bir daha sakın böyle söyleme." Kafamı sallayıp gülümsediğimde Alparslan da gülümseyip ellerini ellerimin arasına aldı.

"Hadi toparlan da çıkalım. Bize gider yemek yer sonra da uyuruz. Çok yorgunum koynumda uyumazsan rahat edemem." Kıkırdayıp yanımda ki bedenin oldukça belli olan kaslı kolunu öptüm. Üniforması üstünde çok güzel duruyor iştahımı kabartıyordu.

Çok geçmeden toparlanıp sağlık ocağından çıktığımızda Alparslanın evine doğru yürümeye başladık. İçimde ki heyecanı bastırmaya çalışıp yanımda ki bedenin ellerini sıkıca tuttum. Evimin evine gidiyordum...

Devam Edecek

Diğer bölüm smut varmış gençler bilgi geldi.

Yazarınız hasta bölüm atamıyorum 6 da düzenleyip atabilirsem gelir belkii <33

VİŞNE (BXB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin