Kısa bir bölüm oldu ama güzel oldu aosjalsjjsjs (Bu arada ilk defa bir kitabımın bir bölümünü telefondan yazdım ve galiba son oldu :D)
Keyifli okumalar <3
✦
Sabah saklama kaplarını poşetlere koyup lojmandan çıktık ardından da sağlık ocağına ilerledik. Çıkma saatine kadar hastalarla ilgilenip sağlık ocağı kapandığında ise Olcayla birlikte saklama kaplarını alıp askeriyeye doğru yürümeye başladık.
"Hayalim gerçek oluyor lan." Gülümseyip kafamı salladım.
"Oğlum zıplama dökülecek sarmalar." Olcay kafasını sallayıp yavaş adımlarla yürümeye başladığında gülüp kafamı sağa sola salladım. Aşk insana yapmam dedirttiği her şeyi yaptırıyor hem rezil hem vezir ediyordu. Çok geçmeden askeriyeye ulaştığımızda kapıda ki askerin kapıyı açmasıyla içeriye girip binaya ilerledik. Olcayın poşetinden çıkardığım saklama kabını sıkı sıkı tuttum.
"Hadi kolay gelsin kardeşim unutma erkeğin midesine giden yol kalbinden geçer." Olcaya göz devirip Alparslan komutanın kapısını tıklattım. İçeriden gel komutunu alınca derin bir nefes alıp içeriye girdim. Alparslan komutan masasında oturmuş önünde ki evraklara bakıyordu.
"Kolay gelsin Alparslan komutanım."
"Hoş geldiniz Selçuk doktorum beklemiyordum sizi." Gülümseyip yanına ulaştım.
"Olcayla uğrayalım dedik isterseniz gideyim?" Gülümseyip ayakta dikilmeye devam ettim.
"Hayır öyle demek istemedim geçin oturun lütfen." Kafamı sallayıp sandalyeye oturdum. Elimde ki sarma kabını kucağıma bırakıp kenarlarından sıkı sıkı tuttum.
"Elinde ki ne?" Alparslan komutanın meraklı gözlerle bana bakmasıyla hızla ayağa kalkıp saklama kabını önüne bıraktım.
"Olcayla birlikte sarma sarıp kurabiye yaptık. Selim komutan ben sarma severim diyince de Olcay götürelim dedi. Bende bir kap daha hazırlayıp size getirmek istedim." Dudaklarımı dişleyip salaklığıma içimden saydırmaya başladım. Kocasının iş yerine yemek götüren kadınlar gibi hissetmiştim.
"Öyle mi çok teşekkür ederim. Düşünmeniz yeterdi aslında." Gülümseyip koltuğa geri oturdum. Alparslan komutan önünde ki sarmaları yemeye başladığında merakla gözlerine baktım. Umarım beğenirdi de daha fazla rezil olmazdım.
"Elinize sağlık çok güzel olmuş tekrardan teşekkür ederim." Gülümseyip kafamı salladım hızla.
"Rica ederim beğenmenize sevindim afiyet olsun." Alparslan komutan gülümseyip kurabiyelerden de yediğinde arkama yaslanıp odayı incelemeye başladım. Büyükçe bir cam vitrin büyük bir masa karşılıklı iki tane koltuk ve biraz daha ilerisinde bir tane çekyat vardı.
Odayı dolduran telefon sesiyle Alparslan komutan telefonu açtı. Karşısındakini dinleyip kapattıktan sonra hızla ayağa kalktı. Bende onunla birlikte kalktığımda yanıma gelip elini omzuma attı.
"Sarmayla kurabiyeler için tekrardan teşekkür ederim şimdi gitmem lazım görev çıktı. En kısa zamanda telafi edeceğim." Kafamı sallayıp gülümsediğimde Alparslan komutanda gülümsedi. Ardından arkasını dönüp kapıya ilerledi.
"Alparslan komutanım..." Diye seslendim ardından da "Dikkat edin." diye devam ettim. Alparslan komutan kafasını sallayıp odadan çıktığında öylece kala kaldım. Kendime geldiğimde ise saklama kabını alıp odadan çıktım. Selim komutanın odasının kapısını tıklattıktan sonra içeriye girdim. Girer girmez gördüğüm şeyle geri çıktım. Olcay Selim komutanın bir dizinde oturmuş eliyle sarma yediriyordu. Gördüklerimi unutmak için dua etmeye başlayıp aşağıya indim ve banklardan birine geçip oturdum. Saklama kabını açıp içinde ki sarmalara baktım ardından da ayağa kalkıp kapıda nöbet tutan askere verdim. Geri banka geçtiğimde kapıdan Olcay çıktı. Kıvırta kıvırta yanıma gelip sırıttı.
"Oğlum eniştenle basmaya utanmıyor musun bizi?" Olcaya göz devirip ayağa kalktım.
"Lan ne bileyim ben kucak kucağa oturup sarma yiyeceğinizi." Olcay dediğim şeye gülümseyip olmayan saçlarını geriye savurdu. "Ayrıca siz ne iş ya? Ne ara oğlum?"
"Yok be oğlum aramızda bir şey yok."
"He öyle kucağa oturma fantezin var o zaman. Sandalyeye oturunca götün tutuşuyor galiba." Olcay dediğim şeye kahkaha attığında biz çoktan askeriyeden çıkmıştık. Lojmana doğru ilerlediğimizde Olcay zıplaya zıplaya yürümeye başladı.
"Sen niye geldin bu arada? Alparslan komutanı bırakıp özlemimden dayanamadın mı?" diye sordu Olcay.
"Görev çıktı acil gitmek zorunda kaldı. Bende çıkıp seni çağıracaktım işte ama malum."
"Aman be bari beğendi mi kocan sarmayı?" Olcayın kafasına vurup omzundan ittirdim.
"Beğendi beğendi şimdi de ben Selim komutana beğendireceğim seni yemelere doyamayacak." Sinirle mırıldandığımda Olcay gülümseyip kolunu omzuma attı.
"Sen çok gerginsin ya biraz sakinleşsen mi?" He he diye mırıldanıp geçiştirdim. Çok geçmeden lojmana vardığımız da odama geçip direk yatağa atladım. Oldukça yorulmuştum ayrıca yarın erken kalkacaktım. Oflayıp üstümü çıkardım ve yorganın altına girip kendimi uykunun kollarına attım.
Devam Edecek
Diğer bölüm biraz ucundan heyecan vereceğim öşmaosuahdoxo
Selim'le Olcayı tutun tutabilirseniz...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VİŞNE (BXB)
Romance[TAMAMLANDI] Hakkarinin küçük bir köyüne tayini çıkan genç bir doktorla senelerdir orada görev yapan sert ve otoriter bir komutanın hikayesi... EŞCİNSEL VE MPREG BİR KURGUDUR! Bu kitap Konak kurgusunda ki Selçuğun hikayesidir, Konak kurgusu okunmad...