Saat :06.22
Bugün uzun ve bir o kadarda yorucu bir yolculuğa çıkması gerekiyordu. Uyanır uyanmaz hemen bir duş alıp, yavaştan hazırlanmaya başlayacaktı. Pencereden gelen uğultu sesini kontrol etmek için ağır adımlarla uğultunun geldiği tarafa yöneldi. Perdeyi hafifçe araladı ve her taraf bembeyaz bir örtü ile kaplanmış gibiydi. Fırtınadan dolayı da bu örtü bir oraya bir buraya savruluyordu. Büyük bir ihtimalle uyuduktan sonra kar yağmaya başlamıştı. Çünkü; uyumak için yatağa geçtiğinde ne kar vardı. Ne de fırtına bunları aldırmaksızın odasının kapısının arkasında ki havlusu aldığı gibi banyonun yolunu tuttu. Hala ayılamamış bir biçimde gözlerini dahi açamazken koşmaya çalışırcasına merdivenden iniyordu. Çünkü; ayılması için gerekli olan şey bedenini okşayarak yumuşatacak olan duşta ki sıcak su ve onun üzerine içilmesi mecburi olan ağır ve sıcak bir kahveydi. banyoya girdiğinde suyu ayarlamak için suyu açtı fakat damla damla su geliyordu. Fırtınadan dolayı borulardaki su donmuş olmalıydı. Bu her zaman olan bir şeydi.
"hay aksi!" dedi kendi kendine konuşuyordu ama sesinin yankısı kendine cevap verircesine dört duvardan sekip kendine tekrardan geliyordu.
musluk ile biraz uğraştıktan sonra birden sıcak su akmaya başlamıştı ve bu direk koluna gelmişti.
"ahh" diye bağırdı. O sırada annesinin gelmesini beklemişti. canının acısını aldırmaksızın suyu hemen ılıtıp, duşa girdi.
Duşunu alıp saçlarını havlu ile kuruturken daha kendine gelememiş bir halde mutfağa doğru ağır adımlarla ilerliyordu. Sanki hala yatak onu çağırıyordu.
Normalde bunu önlemek için her sabah kahvesini dakik bir şekilde annesi hazır ediyordu. Ama bugünün aksiliği annesinin iş için daha erken çıkması gerektiği için yoktu.
Tek başınaydı.
Ama bir an önce kendine gelmek zorunda olduğunun da farkındaydı. Kahvesini hızlıca yapmaya gitti. Kahvesini bir an önce içip bedenini ayıltmalıydı. Mutfağa yaklaştığı sırada üzerine birden siyah bir örtü örtülmüşçesine zifiri karanlığa gömüldü. Sebebini tahmin etmek hiçte güç değildi.
Fırtınanın şiddetli olmasından dolayı elektrikler kesilmişti. Karanlıktan korkmuyordu fakat irkilmediği de söylenemezdi. Yakacak mum tarzı bir şey aradı.
Zifiri karanlıkta kendi etrafında dönüyordu. Bunun farkındaydı hareket edebileceği pekte bir yeri yoktu.
Hareket etse de bir yerlere çarpma ihtimali yüksekti. Bir yerlerinin sakatlanması şu an için hiç hoş olacak bir durum değildi.
O sırada tam mum almaya çalışırken yere düşürdü. Karanlığın ve soğuğun vermiş olduğu his ile tüyleri diken diken olmuştu.Mumu almak için yavaşça eğildiği sırada ensesinde sıcak ve bir o kadar da soğukolan ürkütücü bir nefes hissetti.