vingt et unième partie

629 64 70
                                    

"nazik olmalısın

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"nazik olmalısın. her kalp asla kanamayan birçok açık yarayı içinde gizler."

﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌

Lalisa eskiden gitmekten en çok nefret ettiği yere şimdi kalbi çarpa çarpa gidiyordu. Aslında böyle bir şey yapmasına gerek yoktu ama aşık olduktan sonra içinden hiç yapmayacağı şeyleri sırf Jungkook için yapmak geliyordu.

Kendi okuduğu üniversite dışında insanların ne konuştuğunu önemsemeyi bırakmıştı bile. Hatta aklı o kadar havadaydı ki dersi erken bitince eskiden okuduğu lisenin yollarını tutmuş sevgilisini okul çıkışında karşılamak istiyordu.

Kendi okuduğu dört sene boyunca bir eziyet gibi gelen bu yolları katetmek şimdi kalbine sadece heyecan veriyordu. Üzerine üstlük bu okulda okuduğu son iki senesi Jungkook'un ilk iki senesiyle çakışmıştı ama hiçbir zaman bu duyguyu hissetmemişti. Resmen gözünün önündekini görememişti.

Tanıdık demir kapınının önüne geldiğinde arabasını okuldan çıkınca direkt fark edilebilecek bir yere park edip kafasının üstünde duran aynasını açtı. Güzel gözükmek istiyordu. İnsanlara veya çevreye değil sadece Jungkook'a. 

Yan koltukta duran çantasından çıkardığı ruju dudaklarına dağıtırken düşündü. Son zamanlarda hayatında olan değişiklikleri düşündü. Sanki her şey gereksiz iyiydi. Ne Taehyung'dan haber alıyor ne de kampüste görüyordu. Jungkook'la olan ilişkisi kimseye yayılmamış, en az bir haftadır da orospu itafını almıyordu. Her ne kadar bu durum onu rahatlatsa da ortalık fazla sessizdi.

Kafasından bu içini huzursuzluk dolduran duyguları atmak istercesine kafasını iki yana salladı ve saate baktı. Hâla vakti vardı. Gözlerini kapatıp kafasını sürücü koltuğunun arkasına yaslarken gözünün önünde bir film oynatmak ister gibi son günlerde Jungkook'la geçirdiği güzel zamanları düşdündü.

***

"Lalisa kahkahalarını durduramıyordu. Jungkook'u evine çağırdığında hayal ettiği bu değildi. Ama şimdi tüm mutfağı unla kaplanmış, Jungkook boydan boya unla beyaza boyanmış bir şekilde kendisini gıdıklıyordu. Farkındaydı, etrafı bu kadar dağıttığı için Jungkook onu kızmamasını sağlamak için gıdıklıyordu ama bu umrunda değildi. Karşısında bu kadar tatlı görünen bir Jungkook dursa evini yaksa umursamazdı. 

Ah, zaten evi yanmıştı...

Başka birgün Lalisa'nın yatağında birlikte yatıyorlardı. Tavanın bir kısmıyla birleşen pencereden yıldızları seyrediyorlardı. Ama Seoul'ün ışıklı havası neredeyse tüm yıldızları görünmez hale getiriyordu.  Jungkook çıplak göğsüne yaslanan suratı yıldızlardan daha güzel buluyordu. Bir ergen gibi etrafta ben aşka inanmıyorum diye gezmesi gereken yıllarda kara sevdaya tutulmuştu. 

Şimdi göğsünde huzurla duran surat zamanında her şeyini altüst etmişti. Ne acılar çektirtmişti. Ve bunları düşündükçe de kalbindeki o buruk yara sızlıyordu ama sürekli olarak başka bir duygu daha baskın geliyordu. Bunu ne Yeri'yle çıkmayı denerken hissetmiş ne de başka biri için böyle duygular beslemişti.

Bu sadece noona'sına özeldi.

Ve bunu fark etmek kafasında bazı şeyleri oturtmasına yardımcı oldu. Yeri'yle her şeyi tam olarak bitirmemişti. Bitirememişti. Çünkü Lalisa'nın ona yeşil kartı gösterdiği andan itibaren yanından ayrılmamıştı. Çünkü tüm bunlar uyanırsa anında yok olacak bir rüyayı anımsatıyordu. Gerçek olamayacak kadar güzel. 

Tüm bunlar Jungkook'un aklını delip geçerken Lalisa yüzünü yasladığı çıplak göğüste huzurlu duruyordu. Oysa düşüncelerden baktığı yeri göremiyordu. Kafasında bir türlü çözemediği detaylar vardı. Taehyung'u en son okulda gördüğünde duydukları aklından çıkmıyordu. 

"İçimdeki o diğer Taehyung'u uyandırıyorsun Lalisa." Bu ne demekti ve neden bu kadar huzursuz hissettiriyordu ki. Belki sadece sinirden söylemişti. Ya da sadece korkutmak için sarf edilmiş bir çift sözdü ama bu cümle kalbinde ağırlık yapıyordu. 

Alnına konan ıslak öpücükle Lalisa'nın tüm düşünceleri anında buharlaştı. Kendi kendine anı yaşaması gerektiği hatırlatıp sırtını yasladığı göğse bu sefer kendi göğsünü yasladı ve ıslak öpücüklere karşılık verdi.

Ne de olsa gece daha yeni başlıyordu..."

***


Lalisa ne zaman daldığını hatırlamadığı uykusundan uyanırken anında gözü arabanın saatiyle ilişti. Fazla uyumuştu. Okul çıkış saatini üç dakika geçirmişti. Anında bakışlarını okul bahçesine dikerken kalbinde bir yanma hissetti.

Sanki kalbi atmayı bırakmış, vücudu ise daha çok kan için yalvarıyordu.

Jungkook'u okul bahçesinde ne zaman aldığını bilmediği motora yaslı görmüştü. Ancak onunla birlikte biri daha görüş açısını kaplıyordu. Jungkook'un sosyal medyasında gözüne ilişen kız. Yeri. Sanki sahiplenircesine Jungkook'un boğazına dolanan elleri Lalisa'nın canına dokundu.

Oturduğu yerde gözleri dolarken hemen yargılamak istemedi. İzlemeye devam etti. Ama tek gördüğü Jungkook'un kızın beline dolanan elleri ve kızın Jungkook'un boyun boşluğuna soktuğu kafasıydı. 

Bu görüntü gözlerindeki yaşlarla bulanıklaşırken bazı şeyleri kafasında ölçüp tarttı. Taehyung haklıydı. Jungkook herkese karşı böyleydi. Şimdiye kadar Taehyung'a uyguladığı bu boktan davranışlar topluluğu tamamen haksızlıktı.

Taehyung uzun süreli ilişkisinin kaybına bağlı şaşırmış ve bu şaşkınlığı istemsizce sinire dönüşmüş olabilirdi ama şu an Jungkook'un yaptığı açıklanamazdı. Bu kadar güzel giden bir ilişkiye verdiği değer bu kadar mıydı?

Lalisa gözlerini kırparak göz yaşlarını uzaklaştırmaya çalışırken son bir kere arabanın sol aynasından Jungkook'un olduğu tarafa baktı. Ve tek gördüğü motora sarılarak binmiş iki kişiydi. Detayları daha göremeden gözleri doldu. 

Jungkook'un burada olduğunu fark etmesini istemedi. Arabayı anında çalışır duruma getirip bulanık görüşüne rağmen gaza bastı.

Günün sonunda; Lalisa'nın kalbi fena kırılmıştı ve bu kırılma sesini tek duymayan Jungkook'tu.


﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌

nasılsınız ballarım 🍯

sonunda karma Lalisa'yı buldu 😭

hak etti diyenler ✋🏻

hak etmedi diyenler ✋🏻



noona, liskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin