dix-neuvième partie(m)

1K 74 49
                                    

"doğru kararlar almak her zaman insanı kurtaramaz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"doğru kararlar almak her zaman insanı kurtaramaz."

﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌

"Şşşh"

Lalisa'nın hıçkırıkları odayı dolduruyordu. Korkmuştu. Ve ne yapacağını bilemiyordu. Sürekli içinde bulunduğu her şeyi mahvediyor gibi hissediyor, mahcubiyeti somut bir şekilde hissedebiliyordu.

Belki de hayatının en güzel gecesi olarak adlandırabileceği geceyi sevdiği çocukla sabahında taçlandırmak, bazı şeyler ilişki  konusunda açığa getirmek istemişti. Ama şimdi kapısına dayanan ve böyle büyülü bir sabahın içine eden adam yüzünden hüngür hüngür ağlıyordu.

Jungkook ise iki saniye önce arsızca sırıtan şimdi ise korkuyla ağlayan kızı sakinleştirmeye çalışıyordu. Ancak ne kadar saçlarını okşarsa okşasın genç kızın hıçkırıkları durulmuyordu. Üzerine üstlük kapıya dayanan abisi manyak gibi kapıyı daha da sesli çalmaya başlamıştı. 

"Bu kriz anını yönetmeliyim." diye düşündü içinden. "Bu kriz anını kendi lehime çevirmeliyim." Sonunda düşüncelerini kendi kafasında toparlayıp sakinleşmeyen kızı korkunun kucağından çekip almaya karar verdi

"Abimin arkasından döktüğün her gözyaşını tek tek ben sildim noona. Şimdi izin ver abime dair her şeyi senin hayatından sileyim."

Sessiz fısıltısı Lalisa'nın hıçkırıkları arasına yayılırken Lalisa'nın hıçkırıkları hafiflemişti. Hala gözlerini birer birer terk eden yaşlarını bu sefer kendi elleriyle sildi ve üstünde yüzü yüzüne çok yakın duran çocuğun ensesine ellerini götürüp kendini bir özür konuşmasına hazırladı.

"O bunu hak ediyor. Jungkook bunu hak ediyor." diye düşündü içinden ve geçirdiği atağın arasında cümleleriyle karşısındaki kırık kalbe pansuman olmayı diledi.

"Biliyorum sana haksızlık ettim Jungkook. Sen benim kalbimi tekletirken bile beni sevme diye konuyu hep abine getirdim. Ve bu saçmalıktan başka bir şey değildi. Özür dilerim. Evet bunu isteyerek yapıyordum ama şimdi bak kapıma dayanan bir psikopat gibi abin nöbet bekliyor kapımda. Ve şimdi beni eskisi gibi sevemezsen anlarım ama seni seviyorum Jungkook."

Göz yaşları arasında zar zor bitirdiği konuşmasının ardından Jungkook'un ona bu kadar geç itiraf etmesine kızmasını bekliyordu. Ama aksine dudağına kapanan dudaklarla çok şaşırdı.



cinsel içerik, lisa'nın anlatımı



Dudağımdaki dudakları beni sadece sevgiyle değil istek ve arzuyla da öpüyordu. Ancak böyle bir anda bile ATehyung'un kapıya vurma sesleri kulağıma iliştikçe yüzümü ekşitip ağlayasım geliyordu. İster istemez belli ettiğim rahatsızlığım Jungkook'un dudaklarımdaki dudaklarını çekmesine neden olurken sorgularcasına baktım yüzüne. 

Dudakları böyle bir durumda tek destekçimdi. Ve şimdi onlarda gitmişti. Tekrar yüzüme eğilen dudakları, dudaklarımı es geçip yanağıma ufak bir buse kondurdu. Ardından kulağımın dibinde hissettiğim sıcak nefesi sanki içimi ısıttı.

"Abimin sesinden bu kadar rahatsız oluyorsan onun sesini bir şekilde bastırmamız gerek noona."

Neyden bahsettiği hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Kapımı kırarcasına vurması sesleri ekstrem yüksek yapıyordu. Ve bu sesi bastırmanın bir yolu olduğunu düşünmüyordum.

Hala kulağımın dibinde olan sıcak nefesi bu sefer daha derin bir ses tonuyla fısıldadı.

"Bana en yüksek sesli inlemelerini bahşet noona."

Daha söylediği cümleye anlam verememişken ıslak dudakları boylu boyunca boynuma dokunmaya başladı. Ne öpüyordu ne de yalıyordu. Sadece varlığını belli edip sanki izini bırakıyordu.

İstemsiz olarak saçlarının arasına giren ellerim saçlarını çekiştirirken ona onu ne kadar istediğimi belli etmem gerektiğini fark ettim. Onunla geçirdiğim onca yılı onun duygularından haberdar dahil olmayarak zaten mahvetmiştim. Ama belki bundan sonrasını bizim için güzelleştirebilirdim.

"Beni öyle bir becer ki Jungkook, abinin vücuduma bıraktığı o kirli izlerin her birini kendinle doldur."

Bu arsız isteğimin üstüne boynumdan ayrılan dudakları alnıma gitti. Orayı yumuşakça öperken dudaklarının arasından konuştu.

"Yeterince abim yüzünden ağladın noona. Biraz da ben seni ağlatayım."

Jungkook kurduğu cümleden sonra fazla beklemedi. İyice birbirine yapıştırdığım bacaklarımı sert hareketlerle birbirinden ayırıp bükük bir şekilde yatağın iki tarafına doğru açarken gözleri gözlerimdeydi. Hala gözlerime oldukça yoğun bir şekilde bakarken kendi eline tükürdü ve zaten hazırda şişkin duran aletini birkaç kere boydan boya dolaştı.

Fazla sabrı kalmamış gibi davranıyordu. Kendi aletinde gezintiye çıkan eli benim klitorisimle buluşup oradanda içime kayınca bellim bir yay gibi yataktan fırladı. Bu anı o kadar zamandır da beklemiyordum ama o an sanki uzun zamandır hasret duyduğum bir sıcaklığa kavuşmuş gibi hissetim. 

"Jungkook sadece parmakların bile gelebilirim."

Yersiz itirafım karşımda dizlerini üzerinde duran Jungkook'u güldürürken sanki parmaklarına gelmemi istemezmiş gibi içimi tekrar boşluğa mahkum bıraktı.  Rahatsız edici bir his tüm vücudumu kaplarken olduğum yerde kıvrandım. Resmen beni, kendisi için kıvranırken izliyor ve bundan zevk alıyordu.

En sonunda kendine bacaklarımın arasında yer edinirken hiçbir uyarıda bulunmadan içimi dolduran aletiyle neredeyse çığlık atacak oldum. İnlemem tüm eve yayılırken Taehyung'un kapının dışından dair bunu duyduğuna emindim.

İçimdeki doluluk duvarlarımı sızlatırken patlayacak gibi hissediyordum. İçimdeki hareketlenmeyle azalan acı yerini tarif edilmez bir hazza bırakırken daha çok istedim. Onun vücudunu hissetmeye doyamazdım. 

Yavaş başlayan git gelleri gittikçe hızlanırken vücutlarımızın birbirine çarpış hızı tüm odayı dolduran sesler çıkarıyordu. Haklıydı. Gerçekten kapıda duran Taehyung'un sesini bastırıyorduk.

Yad da ben aldığım hazdan dolayı hiçbir şey duyamaz olmuştum.

"Adımı inle noona. Bu anın bana ait olduğundan emin olmalıyım."

Zar zor anladığım cümlesiyle inlemelerime Jungkook'un adını eklerken sızlayan kadınlığımımla neredeyse geleceğimi biliyordum.

"Jungkook neredeyse geliyorum."

Söylediğimle Jungkook içimdeki hızını daha da artırırken artık başını en derinlerimde hissediyordum. Sanki kendini bana yetiştirmeye çalışıyordu. 

"Sık dişini güzelim."

Gelmek için titreyen kadınlığımı tutmaya çalışırken cidden zorlanıyordum. Zevkin doruklarında zevkten kaçıyordum. 

"Benimle birlikte gel."

Artık dayanamadığım sıvılar Jungkook'unkileri bulurken kendi vücudunu benimkinin üzerine bıraktı. Gelmesine rağmen hala içimde duruyordu. Ve bu hoşuma gidiyordu. Sanki kendimize ait dünyamızda kendi yaşamımızın ilk adımlarını atıyorduk.


﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌

küçük jeon bi işe yaradı sonunda. 

yorum gelmedikçe hevesim kırılıyor, hikayeyi kaldırmayı düşünüyorum...

noona, liskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin