"izin ver kırdığım kalbini kendi kırık kalbimin parçalarıyla onarayım."
﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌
Lalisa iki saat sonra kalkıp derse gitmesi gerektiği ve o derste Taehyung'la karşılaşacağı gerçeğine rağmen fazla huzurluydu. Kafasının altında inip kalkan göğüsten yayılan koku neredeyse ruhunu iyileştirecekti.
Tüm gece uyanıktı, Jungkook gibi ama ikiside tek bir kelime bile etmemişti çünkü bu büyülü ortamın geçiciliğinin farkındaydılar. Ve en ufak bir kelime bile bu kadar olağanüstü bir ortamı realiteye döndürebilirdi.
Bok çukuruna batmış ve çırpındıkça daha batıyorlardı. Lalisa bunu yapmamasını gerektiğini de biliyordu. Savunmasız hissettiği ilk anda duygularının kendisini ele geçirip Jungkook'un kollarına atlamaması gerektiğini en başından beri kendine söylüyordu. Ama ne fayda.
Jungkook'un attığı ilk mesajda daha kalbi teklemişti. Hep içine atmıştı. Duygularını bastırmış ve biriktirmişti. Ama en kötü gününde Jungkook'u kapısında görmek işte o son noktaydı. Şimdiye kadar içinde tuttukları son zamanlarda Taehyung'a hissettiği nefretle birleşmiş ve acısını çıkartmak ister gibi Jungkook'un dudaklarında bitmişti.
Yatağın yanında çalan saatle etraflarını saran toz pembe bulutlar dağılmış yerini kasvetli havaya bırakmıştı. Lalisa yine de direndi. Gerçekliğin boğucu hissiyatına karşı yine de derin nefesler almıştı. Gerçi Jungkook çoktan kabüllenmişti boğucu havada çırpınmayı.
"Lanet olsun ki seni özlüyorum, noona. Her gün, tüm gün. Ve bu durumun beni ne kadar zavallı hissettirdiğini tahmin bile edemezsin çünkü beni geri özleyip özlemediğini bile bilmiyorum. Ve seni atlatamayacağımı biliyorum. Ne yaparsan yap veya ben ne yaparsam yapayım içimde bir parça hep seni sevecek. Bu yüzden eğer bu anın ardından bana olanların bir hatta olduğunu söyleyeceksen boşuna kendini yorma. Buna inanmam."
Lalisa Jungkook konuşmaya devam ettikçe daha çok yüzünü buruşturuyordu. Çünkü Jungkook Lalisa'yı herkesten daha iyi tanıyordu. Ve kendisinin bu anı unutmaları için bir şeyler zırvalayacağını da tahmin ediyordu.
Lalisa o an fark etti. "Jungkook, onu duygusal boşluğumu doldurmak için kullandığımı biliyor ve buna rağmen hiçbir tepki vermiyor." Lalisa yattığı yerde yüzünü ekşitti. Gerçekten böyle değer gördüğü bir insana son zamanlarda yaklaşma şekli çok çirkindi. Mide bulandırıcı daha kötüsü kirli hissediyordu. Ne kadar sıcak suyla yıkanırsa yıkansın akıp gitmeyecek türden bir kir.
Yaslı olduğunu göğüsten kafasını kaldırıp arkasında kalan dudaklara dudaklarını uzattı. Belki gerçekten içten ve duygulu bir öpücük Jungkook'u onca zaman kırmanın karşılığı değildi ama kabuk tutan yaraların daha hızlı iyileşmesini sağlayabilirdi.
Jungkook kendisine uzanan dudakları fark ettiğinde ölse yapmayacağı bir şey yaptı. Geri çekildi. Bunu istemiyordu sadece konuyu değiştirmek için veya dikkat dağıtmak için birleşen dudaklar duygusuzdu. Oysa Jungkook her öpüşte gerçek aşkı hissetmek istiyordu.
"Noona, konuyu değiştirmek hiçbir işe yaramaz. Gerçekler bir şekilde tekrar önüne çıkacak. Beni bu durumdan kaçmak için öpme."
Lalisa duyduğu cümle ile kalbindeki kırığın daha da derinleştiğini hissetti. İşte böyle kırmıştı Jungkook'u. Jungkook ki kendisinden gelen bir öpücük için nelerini vermez... Şimdi kendisinden kaçıyordu. Cidden iğrenç hissetti o an. Kendinden nefret etti.
Karşısındaki kırık kalbi kendi kırık kalbiyle iyileştirmek istedi. Ve iki eliyle Jungkook'un yanaklarına uzanırken usulca fısıldadı.
"Senden veya gerçeklikten kaçmak için değil sevdiğim için öpüyorum seni."
﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌
aşk her şeyi affeder mi?
aşk her şeyin üstesinden gelir mi?
aşk gerçekten var mı ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
noona, liskook
Fiksi Penggemarjungkook, abisi taehyung'un sevgilisine sırılsıklam aşıktı. "abimin arkasından döktüğün her gözyaşını tek tek ben sildim noona. şimdi izin ver abime dair her şeyi senin hayatından sileyim." lalisa X jungkook