onzième partie

749 87 111
                                    


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"Artık kaçamazsın, çok geç kaldın."

﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌

Jungkook annesinin Lalisa noona'sını arayıp yemeğe kalmaya ikna ettiğini duyduğundan beri yerinde duramıyordu. Heyecandan ne yapacağını şaşırmıştı. Daha sabah yıkadığı saçlarını iki kere daha yıkamış en az üç kere de şekillendirmişti. 

Odasının içinde daireler çizerken boy oynasının önünden her geçtiğinde de saçının bozulup bozulmadığını kontrol ediyordu. Noona'sına attığı mesajlardaki özgüveni bir anda buharlaşmıştı. Heyecandan konuşmayı unutacak hale gelmişti. 

Ancak kendisi de farkındaydı bugünkü davranışlarıyla Lalisa'ya gerçekten olgunlaştığını, artık o herkesin gözüne küçük gelen Jungkook olmadığını kanıtlayabilirdi. Saat yediye gelirken çalan kapıyla ne yapması gerektiğini şaşırdı. En sonunda annesinin mutfaktan boğazını yırtarcasına bağırdığını duyup kapıyı açmaya koştu.

Karşısında siyah saçları hafif dalgalandırılmış, yüzünde neredeyse belli olmayan makyaj ve çiçekli elbisesiyle noona'sını görünce bayılacağını sandı. Tuttuğu kapıya ağırlığı vererek hissetmemeye başladığı ayaklarını destekledi. En sonunda kendini toplayarak karşısında şaşkın gözlerle duran Lalisa'ya "Hoş geldin, noona." dedi.

Kenara çekildiği kapının aralığından genç kız içeri girerken Jungkook'a göz kırparak "Hoş bulduk." diye cevap verdi. Jungkook'un kalbi bunu kaldırabilir miydi emin değildi. Jungkook'un bünyesi bu akşama dayanabilir miydi işte bundan hiç emin değildi.

Mutfaktan elinde mezelerle çıkan Bayan Jeon kapıda duran çocuklara "Hadi yemeği soğutmayın." diye seslendi. Lalisa yemekten önce elini yıkamak için izin isteyerek artık yerini ezbere bildiği banyoya girdi. Bunca yıldır değişmeyen o sabunla ellerini yıkadı. Ve salonun kenarında duran yemek masasına adımladı.

Salona girdiğinde herkesin çoktan klasik yerlerine oturduğunu gördü. Bay Jeon, salonun iç kısımdaki başa oturmuştu. Bayan Jeon ise salonu koridora bağlayan kapının önündeki uca oturmuştu. 

Yanlarda kalan karşılıklı iki kişilik kısımlarda ise Bay Jeon'un oturduğu tarafa yakın olan kısımda iki kardeş karşı karşıya oturuyordu. Eski zamanlardaki gibi Lalisa için açılan servis Taehyung'un yanındaydı.

Lalisa kendisi için sanki Taehyung'un yanına oturması zorundaymış gibi konulan servisi görmezden geldi. Ve kendisi için açılan servisin karşında servis olmayan boş yere oturdu. Yanında oturan Jungkook bu hareketiyle kaskatı kesilirken evdeki hava biranda sertleşti. 

Taehyung yemeye başladığı yemeğinden kafasını bile kaldırmamıştı bu harekete karşı. "Umurunda bile değilim." diye düşünmeden edemedi genç kız. Bayan Jeon'un Lalisa'ya uzattığı servisle ortamdaki sert hava kırılırken Bay Jeon ortamı daha da ısıtmak ister gibi soru sordu.

"Eeee, gelin hanım damat beyle aranı düzelttin mi?" 

Lalisa duyduğu hitapları garipsemedi. Çünkü beş - altı yıl önce lise için koreye geldiğinde tanımıştı bu aileyi. Ve Bayan Jeon, Lalisa'yı hep gelinim diye yetiştirmişti. Genç kızın, oğlanlarından birinin kaderi olduğunu biliyordu.

Sorulan soru Lalisa'da pek şaşkınlık etkisi yaratmazken masanın altından elbisenin kaplamadığı, çıplak bacağına konulan el Lalisa'yı neredeyse şoka sokacaktı. Anında ağzındaki yemek boğazına kaçarken öksürmeye başladı. 

Bir yandan gerçekliğini teyit etmek için masanın altında duran sol eli bacağındaki ele giderken öbür eliyle de öksürüklerini kapatıyordu.

Bayan Jeon hala Taehyung ve Lalisa'nın arasını yapmak ister gibi oğluna, genç kıza peçete vermesi için seslenirken Taehyung yemeğinden kafasını dair kaldırmıyordu. "Peçete Jungkook'un yanında. O versin." diye geçirdi içinden.

En sonunda abisinin kayıtsız kalmasına dayanamayan Jungkook, yanında oturan Lalisa'nın bacağından kaldırdığı eliyle genç kıza peçeteyi uzattı.

Taehyung'un umursamaz tavırları zaten taşmak üzere olan gerginlik seviyesini arşa çıkardı. En sonunda ortamın tiksindirici gerginliği Taehyung'un da midesini bulandırınca olduğu yerde bacaklarıyla sandalyesini arkaya iterek ayağa kalktı.

Gözlerini geldiği andan itibaren hiç bakmadığı kıza dokundurdu. "Biz artık Lalisa'yla ne konuşacaksak konuşalım. Sonra da gitsin." dedi ve dış kapıya doğru adımladı. Lalisa Taehyung'un sesinde ilk defa hiçbir duygu duymuyordu.

Kapıya ilerleyen Taehyung'un arkasından ilerlemeye başlarken her buraya geldiklerinde takıldıkları çardakta konuşacaklarını sandı. Ama hayır. Taehyung sanki konuşma biter bitmez kovmak istiyordu Lalisa'yı. Apartmanın giriş kapısına gelince kıza döndü yüzünü ve evde duygusuz olan bakışlarını daha da ölü bir hale getirerek sordu.

"Ne konuşacağız acaba? Gerçeği öğrenmek yetmedi mi?"

Lalisa sanki aşağılanırcasına duyduğu soruya daha şaşırabilirmişçesine daha da şaşırırken kaşlarını çattı. 

"Jennie yaptığı hatayı kabul etti ama bu senin hatan olmadığı göstermez."

Taehyung'un beklediği hatta hak ettiğini düşündüğü tepki bu değildi. Lalisa'nın ayaklarına kapanıp af dilemesini bile hayal etmiş zihninde bir yerlerde. Anlamaz gözlerini Lalisa'ya dikip umursamazca konuşan genç kızı dinlemeye devam etti.

"Nesin sen adalet terazisi mi? Ne diye bir genç kızın evine gidip onu şiddet kullanarak tehdit edebilirsin?"

Taehyung, Lalisa'nın bunları öğrenmesini planlamıyordu. Tam zihninin bir köşesine Jennie'ye gününü göstermesi gerektiğini yazacakken önünde ses tonu yükselerek konuşan kızın cümlesini duydu.

"Hele bir o kıza yaklaş karşında beni bulursun. Ne onun hayatında ne de benim hayatımda artık sana yer yok Taehyung."

Evet, Lalisa Jennie'ye yaptıkları için sinirlenmişti ama hoşlantı herkesin geçtiği dönemlerdi ve Jennie'nin belki de milyon kere özür dileyişi Lalisa'ya pişman olduğuna dair yeterince inandırıcı gelmişti.

Taehyung sonunda cümlesini bitiren eski sevgilisine baktı. Gerçekten sinirli gözüküyordu. Jennie'yi kendisine karşı koruyacağını zaten tahmin ediyordu. O sevgilisini tanırdı. Kendisine kim güçsüz gelirse hatalı da olsa Lalisa onun yanında olurdu. En çokta bu huyundan nefret ediyordu Lalisa'nın. 

"Yani bundan sonra ne olacağız?" sanki soruyu sormak için sormuş gibi duyulan ses tonu yankılandı boş sokakta Taehyung'un. Genç kız kendini bir adım geri çekerken cevapladı bu gereksiz soruyu. "Bilmiyorum Taehyung, bilemiyorum." Lalisa içten içe biliyordu aslında. 

Bu saatten sonra Taehyung'u tanıyamıyordu. Onlar için aşk evresi bitmiş hatta geçmişe karışıp gitmişti. Lalisa'nın kendi yapmacık sorusuna verdiği ciddi cevap Taehyung'un kulaklarına dalga geçermişçesine geldi.

Arkasını dönüp gece karanlığında kendisinden uzaklaşmaya çalışan genç kıza seslendi. 

"Oysa ben senin ne için Jungkook'la yazıştığını biliyorum."


﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌﹌

Yorumlarınızı okumak beni o kadar mutlu ediyorki anlatamam. Sırf yorumlarınızı okumak için yazdıkça yazıyorum. 

Beni desteklediğiniz için çok teşekkür ederim aşk bahçelerim.

hadi ilerisi için tahminlerinizi alalım. doğru tahmin eden çıkar mı çok merak ediyorum!!!

öptüm hepinizi😽

noona, liskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin