ᴥFicimi okuyan beş kişi, teşekkür ederim 🫠
ᴥ
Uyandığında, ilk iş olarak kalkıp elini yüzünü yıkadı. Chan ona yardım ettiğinden, her şey daha bir istediği gibi oluyordu. Şimdi anlaşma yaptığı şirketle bireysel olarak tanışmak için hazırlanacak, Felix'i orada bulduğundan emin olacaktı.
Felix'in, Hyunjin hakkında bilmediği bir şey vardı. Hyunjin, Güney Kore'nin en zengin iş adamının oğluydu. Tüm dünyada ün yapmış Hwang ailesinin tek oğlu, tüm şirketlerin ve sahip oldukları zincirlerin tek varisiydi. Bu yüzden gerek ailesinde, gerek çevresinde çok önem verilen bir adamdı. Akşam yemeğinde başının kalabalık olması ve herkesin onunla işbirliği yapmak için savaşmasının tek sebebi buydu. Sadece para değil, çok itibar getiren bir iş birliği olurdu bu. Felix'in babası ise bir daha iş yapmayacağını düşündüğü bu altın madeniyle anlaştıklarını duyduğunda, epey bir şaşırmıştı.
Şimdi yapacakları tek bir şey vardı. Uluslararası satışa sunulacak yeni bir projenin, reklam çalışması. Hyunjin'in babası Kore'deki şirketlerin yönetimine bakarken, Hyunjin bir yandan babasının büyük projesini yürütecek, bir yandan da yeni açılacak şubenin CEO'luğunu yapacaktı. Ama tek bir sorun vardı, Hyunjin iş birliğini düşünmeden yapmıştı ve bu projeyi batırma şansı yoktu. Bu yüzden şu andan itibaren tüm profesyonelliğini kullanacak, gerekirse iş birliğini bozacaktı. Ama gitmeden, oradan alması gereken bir şey vardı tabi...
Hyunjin, birkaç korumayla şirkete girdiğinde, girişteki güvenlik görevlisi saygıyla önünde eğildi. İngiliz kültüründe bu yoktu ama muhtemelen şirket sahibi tarafından uyarılmıştı.
Hyunjin, korumaları ve şirkette ona yol göstermek için eklenen birkaç personelle uzun bir koridoru aştı. Ardından asansöre bindi. Asansörün kapısı açıldıktan sonra tekrardan uzun bir koridordan geçti ve sonunda bir kapının önüne geldiklerinde durdular.
Personeller tarafından kapı açılınca, Hyunjin ve korumaları içeri girdi.
Girişte iki tane büyük deri koltuk karşı karşıya duruyordu, ortasında koyu renkli bir kahve masası vardı. İlerideyse büyük bir çalışma masası ve önünde yine deri sandalyeler vardı. Hyunjin'in geldiğini gördüğünde, masada oturan yaşlı adam kalktı. Bu adam, akşam Felix'in yanına oturan adamdı.
"Hoşgeldiniz bay Hwang." Adam, ceketinin düğmesini ilikleyerek hızlı hareketlerle Hyunjin'in yanına geldi. Hyunjin, cevap vermeden deri koltuklara gidip oturdu. Bacak bacak üstüne attı, arkasına yaslandı. Korumaları da arkasına geçip sırayla dizildiler.
Yaşlı adam da tam karşısındaki koltuğa oturdu. "Bizimle yaptığınız iş birliği için teşekkürler efendim."
"Daha önce babamla bir iş yaptığınızı duydum."
Yaşlı adam başını biraz öne eğdi. "Evet, biraz talihsiz olaylar yaşamıştık. Bizi tercih edeceğinizi pek düşünmüyorduk açıkçası."
"Kim olduğunuz beni ilgilendirmez. İkinci bir şans veriyorum size, lütfen bu sefer benimle aynı sorunu yaşamayın. Zira ben babam gibi sakin kalmam, şirketi başınıza yıkar da giderim."
"Eh..." Adam, oturduğu yerde biraz terliyordu. "Ülke farkı tüm durumu etkiledi efendim. Biz de zor durumda olduğumuzdan mecbur kaldık, kasıtlı bir şey değildi yani."
"Öyle olduğunu umuyorum."
"Dilerseniz, çok zaman kaybetmeden detaylara geçelim."
"Detaylara geçmeden önce, bir şey eklemek istiyorum. Aslında ben bu anlaşmayı sizinle yapmak istememiştim. Beni ikna eden başka birisiydi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NIGHT CLUB | Hyunlix ✓
FanfictionFelix gece kulübünün çok dolu olduğunu görünce olay çıkarır. "Ya bana oturacak bir yer bulursunuz ya da buraya otururum." "Söyleyin ona, eğer çok oturmak istiyorsa gelsin kucağıma otursun." Der, gece kulübünün sahibi. (Hyunlix, daddykink)