Π⁷

3.2K 349 167
                                    


Hyunjin, uzun koridoru peşindeki korumalarla aştı, büyük toplantı odasından içeri girdi. Masanın başında Felix'in babası, yanlarında ekip liderleri oturuyorlardı. Masanın öbür ucundaki boş sandalye ise Hyunjin için ayrılmıştı.

Hyunjin, gidip oraya oturdu. Korumaları da başına dizildi. Sıkıcı, sadece iş konuşulacak toplantının başlamasına az kalmıştı ki, Felix de toplantı odasına girdi ve babasının yanındaki boş koltuğa oturduktan sonra toplantı başladı.

Felix, Hyunjin her konuştuğunda kafasını kaldırıp ona bakmaktan kendini alıkoyamıyordu. Hyunjin'in planı ise belliydi, Felix orada yokmuş gibi davranmak. Cidden de öyle yaptı, toplantı boyunca Felix'in yüzüne bile bakmadı.

Toplantı bitti, herkes işlerine dağıldı. Hyunjin de korumalarına onu rahat bırakmalarını söyledikten sonra proje odasına gitti. İşe başlamışlardı. Reklam sloganı hazırlanacak, reklam senaryosu yazılacak, uygun aktör ve aktrisler bulunacak, ardından reklam ve fotoğraf çekimleri başlayacaktı.

Hyunjin, önemli bir iş olduğunu bahane ederek tüm aşamalara tanık olmak ve yönlendirmek istediğini söyledi. Bu yüzden tüm odalara erişim sağlayabileceği bir personel kartı verildi ve şirkette özgürce gezme hakkı kazandı.

Şimdi proje odasında, birkaç personelin slogan tartışmasına tanık oluyordu.

Personeller, Hyunjin'in kim olduğunu çok iyi biliyordu. Bu yüzden hata yapmaktan çok çekinir olmuş, gerilmişlerdi. Ama Hyunjin personellere karşı çok yumuşak ve sakin bir tutum sergilediğinde, biraz olsun rahatladılar.

"Ben de uzun süre sizler gibi çalıştım. Kötü bile olsa fikirlerin ne kadar önemli olduğunu biliyorum. Bu yüzden lütfen ben varım diye gerilmeyin, her zaman yaptığınız işi yapın."

Aradan çok geçmeden, başka birkaç personelle Felix odaya girdi. Onlar da yuvarlak masanın etrafındaki boş sandalyelere oturduğunda, aynı şekilde çalışmaya devam ettiler.

Hyunjin de, Felix de masanın birer ucunda, sessizce oturuyordu. Felix, daha önce hiç böyle bir ortama girmemiş, babasının ayak işlerini yapan bir çocukken, Hyunjin gerçekten söylediği gibi daha önce bu işlerle çok uğraşmıştı. Bu yüzden daha iyi anlıyor, sonuca daha iyi varabiliyordu.

Zaman ilerledi, belki saatler geçti. Hala bir sloganda karar kılamamışlardı. Zaten bu kolay bir iş değildi, belki günler, belki haftalar sürecekti. Normalde bu işi şirkete bırakıp final haliyle ilgilenmesi gereken Hyunjin, şu an içinde olduğu durumdan pek de şikayetçi değildi. Sonuçta kafasını kaldırdığı anda Felix'i görebiliyordu. Hiç bakmıyordu doğrusu ama, onunla aynı ortamda olmak, Felix'e onun varlığını unutturmamak için yeterli oluyordu.

"Mola verelim." Dedi Hyunjin, sonunda dayanamayarak. "İyice dağıldınız, yemek falan yiyin."

Ekip liderinin onayıyla oda bir anda boşaldı. Hyunjin de bu fırsattan istifade, terasa, sigara içmeye çıktı. Alkole ihtiyacı olduğunu düşündü. Bu işleri zaten uzun zaman yaptığından, rahatsız olmuyordu. Ama yine de boş iş olduğunu düşünmekten kendini alıkoyamadı.

"Efendim..."

Hyunjin, arkasından gelen sesle irkildi. Arkasını döndüğünde, ona doğru yaklaşan Felix'i gördü. "Buyrun, bay Lee."

"Ben..." Felix Hyunjin'in yanına gelmişti ki, Hyunjin cebinden çıkardığı sigara paketini Felix'e uzatarak lafını kesti.

Felix, bir pakete, bir de Hyunjin'e bakarak gülümsedi. "Kullanmıyorum."

"Pekala." Hyunjin, paketi geri cebine soktuktan sonra yeniden Felix'e döndü. "Ne vardı?"

"Efendim, ben bu iş için beni neden bu kadar istediğinizi anlamıyorum."

NIGHT CLUB | Hyunlix ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin