Π⁹

3.1K 330 185
                                    


Felix, Hyunjin'in kollarında, bir süre öylece kaldılar. Ortalık o kadar sessizdi ki, Felix, Hyunjin'in göğsünde atan kalbini, nefes alıp verişini, ara ara yutkunuşunu, her şeyini hissedebiliyordu.

Bir süre hareketsizce kaldıktan sonra, Felix başını kaldırıp Hyunjin'e baktı. "Kaçıracak mısın beni sahiden?"

"Sen beni seversen şayet, önüne dünyaları sererim."

Felix gülümsedi. Sevmek, aşık olmak, birisi için canından vazgeçmek, her şeyini vermeye hazır olmak... Daha önce sadece kitaplarda okuduğu, filmlerde duyduğu şeylerdi bunlar. Çok duymuştu sahi, gerçekten aşk böyle bir şey miydi? Kendisinin henüz böyle hissetmediğinin farkındaydı. Hyunjin öl dese onun için ölemezdi belki ama bu adamın onun içinde kalan son birkaç damla hissi alevlendirebileceği çok belliydi. Belki de ileride gerçekten o da aşık olurdu, bir şans vermeye değerdi, değil mi?

Kollarını, yavaşça Hyunjin'in boynuna doladı. "Senden dünyaları falan istediğim yok. Sadece beni kurtar istiyorum. Kaçırıp kendine saklasan bile olur."

"Geride bırakmaktan korktuğun kimse yok mu?"

"Bir tane kedi yavrusu dışında, bir şey hissettiğim kimse yok."

Hyunjin gülümsedi. Gerçekten Felix'in bu kadar yapayalnız olduğunu tahmin edemezdi, ama bu duruma sevindi. Sevinmesi çok sapkıncaydı belki ama hislerini tutamadı işte, Felix'in yalnız olması, birisine ihtiyaç duyması belki de onları kurtaran şey olmuştu.

Hyunjin de Felix'e oturduğu yerde sımsıkı sarıldı. "Kore'ye gel benimle."

"Hı-hm."

"Beraber yaşayalım. Evimi beğenmezsen yeni bir ev satın alırız."

"Beğenirim."

"Kedi yavrusunu da götürmek ister misin?"

"Sorun değil, orada da bir sürü kedi bulabiliriz. Annesinden ayırmak istemiyorum."

"Felix..." Hyunjin, yavaşça Felix'in alnına, alnını dayadı. "Sahiden sevecek misin beni?"

"Sen sarhoşken bana aşık olmuştun, belki bir daha öyle olsa benim için de hızlandırır."

"İçmek mi istiyorsun?"

"Siktiğimin iki yılı boyunca ağzıma bir damla alkol koyamadım. Bir şişe şaraba anında soyunurum."

"Yine..." Hyunjin, bu sefer Felix'in kulağına eğildi. Şimdi sesi çok arsızca geliyordu. "Karşımda kendini elleyecek misin?"

Felix, başını Hyunjin'in yanağına dayadı. Aslında çok utanıyordu ve böyle bir konuşmaya hayatta dahil olmazdı ama Hyunjin'in sıcaklığı, onun da bedenini yakmaya başlamıştı.

"Hayır, bu sefer senin ellemen için kendimi bırakacağım."

"İstediğim gibi dokunabilir miyim sana?"

"Her zerreme dokunmanı istiyorum."

Hyunjin, yavaşça oturduğu yerden kalktı. Tavandaki kurşun izine bakarak mutfağa giderken, Felix de oturduğu yerde onu beklemeye başladı.

Bir süre sonra Hyunjin mutfaktan döndüğünde, elinde iki shot bardağı ve bir şişe tekila vardı. "Şarap sevmediğin halde niye şarap istiyorsun ki, tekila getirdim."

"Sen, nereden biliyorsun?"

"İçerken yüzünün aldığı halden belliydi."

"İki yıl oldu amına koyayım." Felix, Hyunjin'in doldurmasıyla ilk bardağı direkt olarak içtikten sonra Hyunjin'in önüne geri koydu. "Hatırlıyor olman içten değil."

NIGHT CLUB | Hyunlix ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin