"Ay geri zekalıya bak. Bacım sen bilmiyon tabii ama bu yollu Demir ağabeye yaranmak için neler yaptı, hatta kendini dövdü sırf Demir ağabey gelsin de yardım etsin diye. Neymiş ot toplamaya çıkmış da orda yolunu kesmişler. Dediği yer de böyle bir şey yaşanma imkanı da yok ha, köyün içi. Görse görse kedi görür. "
Seher'in dediklerine güldük hep birlikte. Kızlarla bizim avluda oturuyorduk. Dün olanları anlatınca Seher hemen gıybete başlamıştı.
"He ya, hayır öyle bir şey yapıyosun bari inandırıcı yap. Ne diye sana kırk kat yabancı herifin adını seslene seslene geliyon? Ağabeyine seslen, babana seslen; hiç yoksa yardım edin diye bağır. 'Demir, Demir yardım et!'"
Filiz'in sonda sesini değiştirerek Rabia'nın taklidini yapmasıyla daha çok güldük. Tüm sinirimi almışlardı valla.
" Onu bunu geçin dün akşam ablamla mutfakta uğraştı durdu hadi neyse, yediremiyo dedik; ailenin yanında ne diye uğraşıyon? Hiç edep ar ne bilmiyon mu?"
Aça'nın dedikleriyle kafamı iki yana salladım.
"Hayır, düşünüyom düşünüyom akıl erdiremiyom. Ben ki bırak böyle bir şey yapmayı aklımdan geçiremem kız. Kız neler yaptı."
Kızlar da benim söylediklerimi onayladılar. Yer belli zaman belli, insan ona göre davranmalı. Kendini törpülemeli. Azcık edep haya lazım.
"İşte, yarım akıllı."
Kızlarla ordan burdan biraz daha konuştuktan sonra Memo gelip onları çağırdı, onlar gider gitmez de annem bizi işe başlattı yarına hazırlık diyerek.
Sanki yarın tekrar temizlemeyecekmişiz gibi dip bucak temizliğe giriştik.
"Ya anam, güzel anam sen bizi yarın ezandan önce ayağa dikip temizlik yaptıracan zaten, ne diue uğraşıyoz şimdi? Bi desene bana, he anam?"
Aça elindeki bezle camları silerken bir yandan da anneme söyleniyordu. Annem ise hiç oralı olmadan işine devam ediyordu. Onun yerine büyük yengem cevap verdi.
"E yarına kadar toz toplayacak, tekrar silmek gerekecek. Ama asıl işi bugün yapıyoruz ki yarın oyalanmayak. Anladın mı bacı?"
"Yok valla hiç akla mantığa sığmıyo bu bence, eziyetten başka bi şey değil."
----
Aça'nın tüm söylenmelerine rağmen temizlik bitti, e tabi biz de bittik. Şimdi de damda uzanıyordum tek başıma. Son ayları düşünüyordum.
Ben annemin yanından, babamın, ağabeylerimin yanından ayrılmam derken yarın sözüm vardı. Hayat nereden nereydi gerçekten.
İnsan yapmam dediği her şeyi tek tek yapıyordu.
"Pist! Al Güzel, baksana buraya."
Gözlerim hemen karşı damı buldu.
"Sus sus, ne böğürüyon deli gibi?"
Güldü, neye gülüyorsa.
"Hazır mısın sözlüm olmaya?"
Kızardım. Bu adamın vallahi dilinin kemiği yoktu. Beni yerin dibine sokmaktan da zevk alıyordu herhalde.
"Gece gece ne ediyon sen orda? Git yat."
Hızlıca kalktım yerimden, merdivenlere yönelirken arkamdan sesini duydum.
"Seni düşlemekten uyku mu tutuyor be Al Güzel?"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ala Gelin
Ficción históricaOradaydı işte, gölün kenarındaki ağacın dibine oturmuş elindeki gazeteyi okuyordu. Kahvedekilerle kavga etmişti yine kesin. Derince iç çekip elini sakalına attı. Önce sağına baktı şöyle bir süzdü etrafı. Gözlerinin bir sonraki hedefi olacağımı bildi...