eleven

529 57 98
                                    

yukarıda her şeyi izleyen kuştan;

✦✦

Sunoo, gözlerinin dolduğunu hissedince tırnaklarını avucuna geçirip sadece bu ortamda, herkesin gözü üstündeyken ağlamamayı diledi. Gitmesi lazımdı. Kaçmak istiyordu.

"Niki." Seslendi onu buraya sürükleyen çocuğa.

Niki, Jake ile mükemmel bir sabah geçirdikten sonra olanları öğrenince, dünyası başına yıkılmıştı resmen. Jake, ne olursa olsun dürüstlüğünden vazgeçmemiş, ne olduysa her şeyiyle Niki'ye anlatmıştı. Niki, onun böyle bir şey yapacağını düşünmemiş onu orada bırakıp gitmişti.

Kendi gözünde mükemmelleştirdiği Sim Jake'in asla böyle bir şey yapacağı aklının ucundan bile geçmezdi. Derler ya, en beklemediklerin sevdiğinden gelir diye. Niki karışıktı.

Kendini Sunoo'nun kapısında buldu.

Gelelim bu ikiliye. Anneleri sayesinde daha çocukluktan tanışmışlardı. Anneleri aynı üniversitede, yurt dışında okumuşlardı. Mesleklerini kazanıp kendi ülkelerine dönselerde, yılda en az bir kere görüşürlerdi.

Kendi ayaklarında duran iki kadın, tek hikaye misali, ikiside eşleri tarafından aldatılıp kaderleri tekrar kesişmişti. Aynı hastanede çalışmak gibi.

Anneleri sayesinde bebeklikleri beraber geçen ikili, ne kadar sadece yılda bir kere arkadaş olsalarda, artık eskisine göre daha da yakınlardı. İki işkolik kadın onları hep evde bırakıyor, bu da ikilinin birbirlerinin evinde vakit geçirmelerini sağlıyordu.

Sunoo'nun annesiyle babası bir kaç yıl önce boşandığı için alışmıştı bu konuya ama bu Niki için yeni bir duyguydu. Apar topar Japonya'dan ayrıldıkların da çok sinirliydi. Arkadaşları, takımı, çevresi, her şeyi bitmişti.

Elinde sadece Sunoo vardı.

O yüzden onun incinmesini istemiyordu. Çünkü kimse yokken, Sunoo vardı.

Olayları duyduğunda başta sinirlenmiş ama ikili kendi halinde halletmişti. Niki onun yanlız olmadığını ve ayaklarının üstünde olduğunu göstermek için partiye götürmüştü zorla.

Saçların olayını öğrenince de söylene söylene, elinde olan tek renge, kahverengiye boyamaştı saçlarını. İkili o gün çok yakınlaşmıştı.

Niki, futbol takımıyla daldığı sohbetten ona döndü. "Jake ile konuşmalısın."

Eliyle bir süredir kafasını bar tezgahına koyan sarı saçlı çocuğu gösterdi. Niki'nin gözleri oraya kayarken gülümsemesi yavaşça soldu. Gözleri titredi, dudaklarını birbirine bastırdı.

"Hayır Sunoo-"

"Konuş işte. Böyle olacağını o da bilmezdi. Kendi açısından o da haklı. Sonuçları ne kadar ağır da olsa, haklı ve pişman. En azından konuş."

Niki bir kaç saniye Sunoo'ya baktı ve ofladı. "Bana asla onu savunma. Gideceğim yanına ama asla savunma."

Niki, Sunoo'ya hemen geleceği hakkında sıkı sıkı tembihledikten sonra Jake'in yanına gitmişti. Sunoo bir saniye bile beklemeden tuvaleti aramak için çoğu insanın geçtiği koridora gitti.

cinnamon boy, enhypen Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin